Osmanlı belgeleri ışığında Osmanlı Endonezya arasındaki ilişkilerin anlatıldığı kitapta yer alan 2 hikaye gerçekten çok dokunaklı.Önce onları anlatayım;Açe’den Osmanlı'ya ilk heyet 1607-1636 yılları arasında gönderilir.Sumatra adasında kurulanAçe devleti, Hind denizinin biber deposuolarak biliniyor.O dönemde Avrupa’nın biber ihtiyacının yarısını Açe karşılıyor.Açe Sultanı İskender Mudakutsal topraklara yardım etmek için bir miktar para ile içlerikarabiber, padi (dövülmemiş pirinç) ve beras (dövülmüş
Osmanlı belgeleri ışığında Osmanlı Endonezya arasındaki ilişkilerin anlatıldığı kitapta yer alan 2 hikaye gerçekten çok dokunaklı.
Açe’den Osmanlı'ya ilk heyet 1607-1636 yılları arasında gönderilir.
Sumatra adasında kurulan
Açe devleti, Hind denizinin biber deposu
olarak biliniyor.
O dönemde Avrupa’nın biber ihtiyacının yarısını Açe karşılıyor.
Açe Sultanı İskender Muda
kutsal topraklara yardım etmek için bir miktar para ile içleri
, padi (dövülmemiş pirinç) ve beras (dövülmüş pirinç) dolu olan üç gemiyle birlikte bir heyet gönderir.
Ancak heyet o kadar ağır şartlarda yolculuk yapar ki
ancak 3 yılda ulaşılabilir.
Mürettebat bu 3 yıl içinde gemideki tüm pirinçleri yer ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için biberin çoğunu satar.
Heyet mahcup bir vaziyette ellerinde kalan bir avuç biberi Padişah'a sunar.
Heyetin 3 yıllık yolculuk macerasını dinleyen Osmanlı padişahı çok hüzünlenir.
Onları lada seçupak
adını verdiği büyük bir top ve on iki pehlivan savaşçı ile Açe’ye geri gönderir.
İkinci hikaye de çok ilginç;
Açe’nin uzak olması, elçilerin İstanbul’a gelişlerindeki güçlükler yüzünden Osmanlı bölgeden vergi talep etmemiş.
Vergi yerine Peygamberimiz
Hz Muhammed’in (s. a. v.)
doğum gününde mevlüt şenlikleri yapılmasını ve halka ikramlarda bulunmasını istemiş.
“Sizin verginiz de bu olsun”
denmiş.
O günden sonra bu vergi ile yapılan kutlamalar kültürel bir geleneğe (
) dönüşmüş.
Batı iliğine kadar sömürmek isterken, Osmanlı almadığı vergi ile bölge halkını mutlu etmiş.
İşte
sömürgeci batı ile Osmanlı arasındaki fark.
Kutsal topraklara giden Türk hacılardan onların
sevimliliği, kibarlığı, efendiliği
ve mütevazi duruşları yüzünden
benim zihnime hep
güler yüzlü insanların ülkesi
olarak yerleşti.
Endonezya Osmanlı ilişkileri
Endonezya kaynaklarında yer alan yukarıdaki hikaye
Endonezya Fahri Konsolosu
Türk işadamı Emin Hitay tarafından tarihi dostluğa saygı duruşu niyetiyle hazırlatılan Osmanlı Endonezya ilişkileri kitabında yer alıyor.
591 sayfalık kitapta
72 adet Osmanlı belgesinin orijinali
ile birlikte Türkçe çevirisi de var.
faydalanarak kitabı hazırlayan Mehmet Akif Terzi, Ahmet Ergün ve Mehmet Ali Alacagöz ile giriş yazısı yazan Prof . Dr Azmi Özcan, kitabın çevirmenleri Melis Seyhun Çalışlar, Baiquni ve Zulhnedri Abdullah’a teşekkür etmek lazım.
Kaynak kitap olarak kütüphanelerde yerini alabilecek kadar değerli bir esere katkı sağlamışlar.
Müslüman tüccarlar keşfetti
Hinduizm ve Budizmin yaygın olduğu Güney Doğu Asya bölgesinin
tanışması 8. yüzyıldan itibaren
vasıtası ile gerçekleşmiş.
12. yüzyıldan itibaren de bölgede halkın İslam’a geçişi ile müslüman sultanlıklar kurulmuş.
16. yüzyıldan itibaren Avrupalılar'ın denizaşırı ticaret ve sömürgeciliğe başlamasıyla önce
daha sonra da
Hollanda ve İngilizler'le
mücadele etmiş. Uzun süre Hollanda sömürgesi olmuştur.
16. yüzyılda Portekizliler'e karşı
Osmanlı İmparatorluğu’ndan
destek isteyen Müslüman Açe Sultanlığı’na yapılan askeri yardımla ilişkiler başladı.
döneminde kurulan irtibat,
zamanında verilen tebaiyet belgesi ile resmileşti ve bölge Osmanlı’nın himayesine alındı.
19. yüzyılda bu belge bölgeden gelen talep ile Sultan
tarafından yenilendi. Bölgeye destek
döneminde de devam etti.
Açeliler Türk, Arap, İran soyundan mı
İslam dünyasının en uzak doğusunda bulunan ve
oluşan Endonezya bugün
aşan nüfusuyla İslam dünyasının en kalabalık ülkesi.
Yer altı ve yerüstü kaynakları çok zengin olduğu için batılı sömürgecilerin sürekli istilasına uğradı.
17 Ağustos 1945 tarihinde bağımsızlığa kavuşan ülkenin başkenti
.
Halkın yüzde 87’si müslüman.
Başkanlık rejimi ile idare edilen üniter bir devlet.
Ülkede
fazla lehçe konuşuluyor.
Öğretimin
ilk 2 yılında mahalli dillere
yer verilirken ileriki yıllarda sadece
ve öğretime devam edilerek herkesin aynı dili öğrenmesi sağlanıyor.
soyunun
karışımından oluştuğunu iddia eden bilim adamlarının olması, ilişkilerin ne kadar
geçtiğini gösteren önemli bir delil.
#Türkiye
#Osmanlı
#Endonezya