Ver dumanı, kap malı

04:0021/06/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Yaşar Süngü

Milyonlarca arının içinde ve dışında uçuştuğu kovandaki dolmuş petekleri arıcıların nasıl aldığını biliyor musunuz?Arıcıların bunun içinduman püskürten körüklü basit bir aletivardır. O aletin içine yakmak için kağıt benzeri parçalar koyup tutuşturulur.Daha sonra yanan parçaların çıkardığı duman kovana püskürtülür.Arıların dumandan kafası uyuşur, sakinleşir, arıcıyı fark edemez.Arıcı da kovandaki balla dolu petekleri rahat rahat alır.İşte İslam ülkelerine Batı'nın yaptıklarıyla arıcının arılara yaptığı

Milyonlarca arının içinde ve dışında uçuştuğu kovandaki dolmuş petekleri arıcıların nasıl aldığını biliyor musunuz?

Arıcıların bunun için
duman püskürten körüklü basit bir aleti
vardır. O aletin içine yakmak için kağıt benzeri parçalar koyup tutuşturulur.

Daha sonra yanan parçaların çıkardığı duman kovana püskürtülür.

Arıların dumandan kafası uyuşur, sakinleşir, arıcıyı fark edemez.

Arıcı da kovandaki balla dolu petekleri rahat rahat alır.


İşte İslam ülkelerine Batı'nın yaptıklarıyla arıcının arılara yaptığı arasında hiçbir fark yoktur.

Biri duman kullanarak arıları uyuşturur ve balı alır.

Diğeri yani Batı da iç düşmanlıkları körükleyerek İslam ülkelerini uyuşturur ve her türlü kaynaklarını sömürür.

***

Ekonomik, sosyal, ticari, kültürel, dil ve din gibi ortak değerlerin yok sayıldığı, gözden kaçırıldığı, unutturulduğu ve sürekli farklılıkların, düşmanlıkların öne çıkarıldığı ülkeler hangileri desem herkes doğru cevabı verir;
İslam ülkeleri
.

Dünyada ortak değerleri en fazla ülkeler hangi ülkelerdir?

İslam ülkeleridir.

Peki
İslam ülkeleri en çok hangi ülkelerle işbirliği yapıyor
?

Kendilerini en fazla sömüren, aşağılayan hangi Batılı ülkeyse onlarla.

Oysa bize komşularımızla, din ve dil kardeşliğiyle bağlı olduğumuz ülkelerle sürekli savaştıran batılı ülkelerin çoğu bizim gibi değil.

Onlar ticaretlerini yarısından fazlasını komşularıyla yapıyor.

Batı, aleme verir talkını kendi yutar salkımı.

Batı kutuplaştır yönet, parçala böl yönet taktiğini çok iyi biliyor ve uyguluyor.

Ancak geri kalmışlığımızı ve iç kavgalarımızın bütün faturasını düşmanlara yüklemek de aynı aptallığın devamından başka bir şey değil.

Biz de sömürülmeye ve kullanılmaya müsaitiz.

***

Bizdeki kutuplaşmayı körükleyenler aynı körüğü bütün İslam ülkelerinde kullanıyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü
Yılmaz Esmer
geçenlerde yayınlanan bir söyleşisinde sosyal sermayemiz ilgili çok önemli tespitler yapmış;
“Türkiye’nin en önemli sorunu
demokrasisini
bir türlü oturtamamak.

Onun da kökenini değerler eğitiminde görüyorum.

Çok küçük yaşlarda başlayan
demokratik değerler eğitimi

- Nedir demokratik değerler?

Birinci koşul başkalarına karşı
hoşgörülü
olmak. Bu olmazsa demokrasi olmaz.

***

“Bütün insanlar, bütün milletler bir öteki yaratmaya ve kendine iyi sıfatlar, iyi özellikler atfedip ötekini yerin dibine batırmaya çok eğilimli.

- İlacı var mı?

Birleşebileceğimiz ortak değerleri hatırlamamız gerekiyor.

'Hepimiz aynı düşünelim' demiyorum, tabii ki ayrışacağız.

Ama
dayanışma ve yardımlaşma
duygusunu yayabiliriz.

Bugün yaptığınız yatırım en erken 15 yıl sonra neticesini verecektir.

Ama ana akım medya ayrıştırmadan, devamlı ‘
bak gördün mü ötekini’
demeden dayanışma ruhuna yardımcı olmalı.”

Kimse kimseye güvenemiyor.

Bu büyük felaket.”

“Yanınızdan geçen biri size bir şey dediğinde güveniyor musunuz?” sorusuna Türklerin yüzde 90’ı ‘
Güvenmem’
diye cevap veriyor, İskandinavların yüzde 80’i güvenirim diyor.

***

“Bizim çocuk yetiştirme ve çocuğumuzla oynama biçimimiz kandırmaya dayalıdır;

“Ver o mamayı ben yiyeceğim”.

Çocuk görüyor ki, yenmiyor, yalan bu.

Yemeğini ye, bak polis çağıracağım, doktor çağıracağım
” diyoruz.

E kimseyi çağırdığımız yok.

Doğduğu günden itibaren bebek diyor ki, “
Güvenme etraftakilere, onlar yalan söyler
”. Tabii bu yazılım minik beyinlere işleniyor.”

***

“Ne oluyor birbirimize güvenmediğimiz zaman?

Bunun çok önemli sonuçları var.

Bir tanesi
sosyal sermaye
dediğimiz şeyin en önemli boyutu güvendir.
İki, ekonomide işlem maliyeti denilen bir şey vardır.
Güvenmeyen toplumlarda
kaynakların önemli bir kısmı işlem maliyetine gidiyor.

Bir şirket açmak için 30 yerden imza alacaksınız.

Neden,
güvenilmediği
için!”

***

“Demokrasi, vatandaşların birbirlerine güvenmesini isteyen bir rejimdir.
Güvenilmediği zaman,
“Öteki bana bir zarar verir mi
” diye hissedildiğinde demokratik rejim tekerine çomak sokmuş oluyorsunuz.
Demokrasinin en yerleşik olduğunu düşündüğümüz
Batı Avrupa
ülkelerinde bile otoriter liderlere karşı daha bir sempati gelişti.
Ekonomi ciddi bunalıma girdiği zaman insanlar artık
demokrasiyi bir lüks tüketim malzemesi
olarak görebiliyorlar.”
#Demokrasi
#Ticaret
#İslam ülkeleri