1 Nisan 2019 tarihi itibariyle 4.5 yıl seçimsiz bir döneme girdik.2023 hedeflerine ulaşmak için önümüzde bulunan 4.5 yıllık süreyi popülist politikalardan uzak, ülkenin ihtiyacı olan reel politikalar izleyerek çok iyi değerlendireceğiz.Başka şansımız yok.Bu hedeflere ulaşmak için de iş dünyasının,inovasyon, Ar-Ge ve tasarım odaklı üretim ve ihracatayoğunlaşması, iktidarın reformlara odaklanması, üniversitelerin de eğitimini güncelleştirmeye yönelmesi gerekiyor.Toplumun tüm kesimleri aynı bilinçle
1 Nisan 2019 tarihi itibariyle 4.5 yıl seçimsiz bir döneme girdik.
2023 hedeflerine ulaşmak için önümüzde bulunan 4.5 yıllık süreyi popülist politikalardan uzak, ülkenin ihtiyacı olan reel politikalar izleyerek çok iyi değerlendireceğiz.
Bu hedeflere ulaşmak için de iş dünyasının,
inovasyon, Ar-Ge ve tasarım odaklı üretim ve ihracata
yoğunlaşması, iktidarın reformlara odaklanması, üniversitelerin de eğitimini güncelleştirmeye yönelmesi gerekiyor.
Toplumun tüm kesimleri aynı bilinçle hareket ederse ekonomi içine girdiği darboğazdan kısa sürede çıkar.
Yani seçim bitti, şimdi çalışma zamanı.
Artık gündemimizi toplumun en alt kesimindeki insanların sorunlarından başlayarak ekonomiye çevirelim.
Seçilen belediye başkanlarının görevi;
hizmete odaklanarak vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek.
ekonomiyi düzlüğe çıkarmak.
de toplumun tamamını kucaklayan söylemlerle politikalarını güncellemek olmalı.
Çünkü bugünün küresel ekonomik düzeninde artık
kalkınma yerelden başlıyor.
2018 yılının son çeyreğinde yüzde 3 küçülen Türk ekonomisinde küçülmenin durması ve tekrar büyümeye geçmesi için mahalli idarelerin yöneticilerine büyük görevler düşüyor.
Kamu kaynaklarını
kullanacaklar.
katma değerli bir şekilde ekonomiye kazandırarak kalkınmanın yerelden başlamasına öncülük edecekler.
Yeni seçilen mahalli idareciler, geçmiş dönemde
yerel kalkınma için atılan adımları
daha ileri taşıyacaklar.
Yeni reform döneminde öncelikli hedef
konomik sorunlara kalıcı çözümler üretmek
olmalı.
en öncelikli sorunumuzdur.
yedtenekleri ve eğitimi ile iş dünyasına kazandırmak, bizi hem dışarıda hem içeride güçlü bir ülke yapmanın en kestirme yoludur.
Avrupa ile ekonomik ilişkileri kesintisiz devam ettirirken
ülkelerle olan ekonomik sosyal ve siyasal ilişkilerini güçlendirmeli, Asya Amerika ve Afrika ülkelerinde yeni pazarlar aramalıdır.
Uluslararası rekabet alanında ülkemizi güvenilir bir yatırım ortamı ve ticaret partneri haline getirecek
kalıcı, uzun vadeli ve çok yönlü yapısal değişimlerin
bir an evvel hayata geçirilmesi adına,
elinden gelen her desteği sağlamaya hazır olduğunu açıkladı.
olan herkes seçimden sonra kendisini yeni duruma göre güncelleyecek ve hayata öyle devam edecek.
olanlar ise aynı kafayla devam edecek.
‘Meselesi Türkiye’ olanlar çoğunluk olursa değişen uluslararası ekonomi-politik konjonktür içinde yeniden yazılan kuralların kabullenen ve uygulayan tarafı değil, oyun kuran ve kuralları bizzat belirleyen tarafı olacağız.
olanlar çoğunluk olursa iç barışı sağlayamayan, işbirliğini beceremeyen zayıf bir toplum ve devlet olup, mağdur olacağız.
Gazze’de Kudüs’te, Doğu Türkistan’da, Suriye’de Irak’ta Afganistan’da Yemen’de seyirci olacağız.
Biz güçlü olmak zorundayız.
Bunun da tek yolu iç barış.
‘Kapalı çalıştırmıyoruz’ ne demek
Üniversite öğrencisi modern denecek tarzda tesettürlü bir kız,
(Kendisi kızımın arkadaşı olur, aynı zamanda komşumuz)
eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için derslerin olmadığı günlerde
çalışmak için iş arıyor.
Geçen hafta İstanbul Anadolu yakasında
, Kadıköy Acıbadem’de
ve
alışveriş merkezlerinde bulunan bazı mağazalara iş başvurusunda bulunuyor.
İsimlerini de vereyim;
İpekyolu, Zara, Nike, Adidas ve Mango.
Hepsinden aldığı cevap şu;
Benim anlamadığım şey şu; Bu markaların mağazaları mal satarken
‘kapalı yani tesettürlülere mal satmıyoruz’
demiyor.
Ama çalıştırmaya gelince yanaşmıyor.
Bu kapalı çalıştırmama kuralı mağazaların tercihi mi markanın tercihi mi?
#20023
#Hedef
#Kalkınma
#Reform
#İpekyolu
#Zara
#Nike
#Adidas
#Mango
#Tesettür