Doğanın dengesini bozarsak doğada bizim dengemizi bozar. Bu kadar açık ve net; Depremle, selle, kasırgayla, kuraklıkla, sıcaklıkla, soğuklukla bozar, hortumla da döver.Yaniyaptığımız ve yapmadığımız herşeyin bir karşılığı var.Ama biz karşılığı ya yanlış anlıyoruz ya da hiç anlamıyoruz.‘Karşılık’anlayışımızda bir eksiklik ve cehalet olduğu kesin.Bu doğayla ilişkilerimizde de böyle insanlarla ilişkilerimizde de böyle.Hayvanlarla bitkilerle yani yaşayan canlılarla olan bütün ilişkilerimizde geçerli.Yazılı
Doğanın dengesini bozarsak doğada bizim dengemizi bozar. Bu kadar açık ve net; Depremle, selle, kasırgayla, kuraklıkla, sıcaklıkla, soğuklukla bozar, hortumla da döver.
Yani
yaptığımız ve yapmadığımız herşeyin bir karşılığı var.
Ama biz karşılığı ya yanlış anlıyoruz ya da hiç anlamıyoruz.
‘
Karşılık’
anlayışımızda bir eksiklik ve cehalet olduğu kesin.
Bu doğayla ilişkilerimizde de böyle insanlarla ilişkilerimizde de böyle.
Hayvanlarla bitkilerle yani yaşayan canlılarla olan bütün ilişkilerimizde geçerli.
Yazılı değil ama her tarih ve zaman diliminde geçerli olan eskimeyen
evrensel bir kural
.
Ağaçlar ve yeşillik azalırsa kuraklık, dere yatağını bozarsak sel, suları ve havayı kirletirsek hastalık kaçınılmazdır.
Bitkileri
seversek ve ilgi gösterirsek büyür ve gelişirler.
Hayvanlara
ilgi ve sevgi gösterirsek yardımcımız ve dostumuz olur.
İnsanlara
da nasıl davranırsak öyle karşılığını alırız.
Mesnevi’deki ayna misali; Karşımızda gördüğümüz, beğendiğimiz ya da beğenmediğimiz aslında kendimizdir.
Bütün eylemler karşılıklı olduğu gibi duygular da karşılıklıdır.
‘Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkasına da öyle davran’
kaidesi hayatı güzelleştiren, kötülükleri yok eden mükemmel bir kuraldır.
**
Hayat aslında kolay
, onu zorlaştıran biziz.
Doğa dediğimiz yaşadığımız çevrenin düzenine uyacaksın.
Düzene katkı sağlamak için doğada değiştirilebilen şeylerle uğraşacaksın,.
Yok değişmiyorsa ya da bozuluyorsa düzen o zaman ya sen değişeceksin ya da oradan gideceksin.
Arkadaşlarını ve çevreni oluştururken de senin
sosyal renginde
olmasına dikkat edeceksin.
Bütün insanlarla dost ya da düşman olmak zorunda olmadığını da bileceksin.
Dost ne kadar lazımsa düşman da lazım.
Hiçbir konuda sonuca odaklanma.
Her sonucun kısa, orta ve uzun vadelisi vardır.
Sabret, sürekli
iyi ve doğru şeyler yap, arkası gelecektir.
**
İstanbul’da 5.8’lik deprem herkesi korkuttu.
Şimdi ekonomik maliyeti tartışılıyor.
Afetlere sadece ekonomik fatura olarak bakılmaz.
Depremin, selin kasırganın hortumun neden olduğu en büyük fatura; insanların hayatını etkileyen
sosyal faturalardır
bunun da maliyeti hesaplanamaz.
Afetler
her zaman olacak ancak, afetlerdeki ekonomik kayıplar, ‘
karşılık’
kavramını ne ölçüde anlayıp anlamadığımızı gösterecek.
- Dikili ağacımız var!
- Bu dünyada dikili bir ağacımız yok diyemeyeceğiz artık!.
- ‘Geleceğimiz için 10 Bin Fidan’ Hatıra Ormanı projesi kapsamında Edirne Subaşı’ndaki Sofia hatıra ormanına adıma 10 adet fidan bağışlanmış..
- Amaç; Doğal ormanların devamını sağlamak.
- Proje sahibi; Kağıt havlu markası Sofia.
- Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak boynumuzun borcu.
- Umarız bu ağaçlarla kirlettiğimiz kadar havayı temizleyerek borcumuzu ödemiş oluruz.
- Yangınların içimizi yaktığı yaz günlerinden sonra bu fidan bağışlama işini el birliği ile biraz ciddiye alsak iyi olacak.
- Temiz havaya vesile olanlara teşekkürler.
‘Birlikte Daha İyi’
Türkiye’den yıllık 5 milyar dolarlık alım yapan
50 global firma
ve dünya markalarının tepe yöneticileri haftaya İstanbul’a geliyor.
Avrupa Giyim ve Tekstil Konfederasyonu (
EURATEX
) İstanbul Kongresi ile 12. İstanbul
Moda Konferansı
eş zamanlı olarak Türk hazır giyim ve tekstil endüstrisi temsilcileri
İHKİB, İTHİB, TGSD
ve
TTSİS’in
ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.
Bu yılki konferansın teması çok anlamlı;‘Better Together’. Yani
‘Birlikte Daha İyi’.
Tarihte
birlik ve beraberliğe
bu kadar vurgunun yapıldığı ve
ihtiyaç
olduğu bir başka zaman dilimi var mıdır acaba?
O da kazansın
K
uşeyrî
risalesinde anlatılan bir hikayedir;
İbrahim b. Edhem’e
sahrada bir asker; “Kalabileceğim güvenilir yerler var mı” diye sordu.
İbrahim mezarlığı işaret etti. Kendisi ile alay edildiğini zanneden asker, İbrahim’i dövdü. Sonra onun alim biri olduğunu duyunca geri dönüp özür diledi.
İbrahim b. Edhem
:”Senin için cennet niyaz ettim!” dedi.
Asker
:”Niçin?” diye sordu.
İbrahim
: “Dövülmeye sabrettim, sevap aldım. Bu karşılaşmadan benim kârlı çıkmamı, senin ise zarar görmeni istemedim!..” dedi.
Yani ilişkilerinde öyle davran ki iki taraf da kazansın.
#Doğa
#İstanbul
#Deprem
#Ağaç
#TTSİS
#Kuşeyri
