Türkiye ekonomisinin ABD’dekiReza Zarrabdavasıyla krize gireceği yolundaki iddiaları kim dillendiriyorsa bilsinler ki dış tehditler beş para etmez; o yüzden bu topraklardakardeş kavgasınıkörüklüyorlar, başarılı da oluyorlar.Onlar da bilirler biz dış düşmandan değil, içimize giren düşmana yenilmekten, düşmanı tanıyamamaktan korkarız.Biz her askeri darbe ile yediğimiz sopalar ve bitmeyenkronik işsizlikyüzünden krizlere aşılıyız.“Ekonomik kriz söylentileri”ülke ayrımı gözetmeden, yatırım yapmak isteyen
Türkiye ekonomisinin ABD’deki
davasıyla krize gireceği yolundaki iddiaları kim dillendiriyorsa bilsinler ki dış tehditler beş para etmez; o yüzden bu topraklarda
körüklüyorlar, başarılı da oluyorlar.
Onlar da bilirler biz dış düşmandan değil, içimize giren düşmana yenilmekten, düşmanı tanıyamamaktan korkarız.
Biz her askeri darbe ile yediğimiz sopalar ve bitmeyen
yüzünden krizlere aşılıyız.
“
Ekonomik kriz söylentileri”
ülke ayrımı gözetmeden, yatırım yapmak isteyen herkesi frenler.
İç veya dış fark etmez, sermaye,
Eminönü’ndeki güvercinler gibi ürkektir
, en ufak gürültüde uçar gider.
Onun için bu söylentilere itibar etmemek lazımdır.
tembelliğine kapılmadan her türlü tedbiri de almak gerekir.
Ekonomik kriz söylentilerinin dış düşmandan başka kimseye faydası yoktur.
Krizlere karşı
ekonomik değil, sosyaldir
.
Ülke içinde
güçlendirmektir.
Bu devletler için de şirketler için de, bireyler için de böyledir.
“Ocusun, bucusun” demeyi bırakmaktır.
Bölüneceksiniz diyenlere karşı el ele tutuşmak ve sarılmaktır.
“Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz”
sözü çok gerçekçi ve hiç aklımızdan çıkmaması gereken bir sözdür.
Uymamız gereken kural bellidir;
Çaresi bulunan şeylerde acze, çaresi bulunmayan şeylerde de ümitsizliğe düşmemek.
Biz güçlü olursak her oyunu bozarız.
Güçlü olmanın yolu da ekonomiden değil
zenginlikten, birlik beraberlikten geçiyor.
Yaşam biçiminden yemek türüne ve tarzına kadar
bir toplumun zengin ve güçlü olma şansı yoktur.
güçlü olma şansımız ise hiç yoktur.
Ekonomik zenginlik, hiçbir ülkeye veya bireye kültür zenginliğini getirmez ama
sonu hem devlet hem vatandaş için ekonomik zenginliktir.
Ne diyordu
, savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir.
İzlanda kadar KOBİ sayımız var
Şimdi bu ülke ekonomisi ile ilgili bazı rakamları hatırlayalım;
İngiltere’yi Euro 2016’da yenerek kupadan eleyen 300 bin nüfuslu İzlanda kadar KOBİ sayımız var.
Gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek kadar büyük ölçekli işletmemiz
civarında.
Kalitesi düşse de üniversite sayımız
yaklaştı.
Ar-Ge merkezi
, tasarım merkezi sayısı
ve teknopark sayısı
ulaştı.
Yıllık yerli patent başvuru sayısı, 2016 yılında
.
Faydalı model başvurularıyla birlikte değerlendirildiğinde yerli buluş sayısı
üzerinde.
yılından bu zamana
başvurusuyla sürekli olarak Avrupa’nın en fazla marka başvurusu yapılan ülkesiyiz.
yılında
aşan tasarım başvurusuyla Türkiye, en fazla tasarım başvurusu yapılan ülkeler sıralamasında Avrupa’da
dünyada ise
sırada yer alıyoruz.
Coğrafi işaret başvuru sayımız
, tescil sayımız
.
ekim ayında ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası da bu ay Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yükseltmişti.
Bu hafta da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (
), Türkiye için 2017 yılı büyüme beklentisini yüzde 3,4’ten yüzde 6,1’e, gelecek yıl için de yüzde 3,5’ten yüzde 4,9’a yükseltti.
yıllık büyüme oranının
civarında olması bekleniyor.
“
” olarak nitelendirilen, Tarihi İpek Yolu’nu canlandıracak Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı ile Türkiye’den Azerbaycan’a gidecek ilk tren Mersin’in Tarsus ilçesinden yola çıktı.
Hat ile
arasında önemli bir koridor oluştu.
İnsani kalitemizi nasıl arttırırız?
7,4 milyar olan dünya nüfusunun 3,4 milyarı internete bağlı, 2,3 milyar kişi sosyal medyayı aktif olarak kullanırken, 3,8 milyar kişi mobil cihaz kullanıyor.
Ülkemizde ise 80 milyon insanın
bağlı,
ise sosyal medyayı aktif kullanıyor.
arttırırsak bu alanı doğru kullanabileceğiz ve meselenin büyük kısmınız çözmüş olacağız.
İnsani kalitemizi nasıl artırırız?
En önemli sorumuz bu olmalı.
Okuyarak, kültürel ve sosyal değerlerimizi
tekrar keşfederek, birbirimize ihtiyacımız olduğunu kabullenerek.
#Türkiye
#Avrupa
#İzlanda
#KOBİ