Evrensel müzik ile milli dans

04:0012/05/2019, Pazar
G: 12/05/2019, Pazar
Yaşar Süngü

Rol modelimiz çok çalışankarıncadeğil, her çiçekten bir şeyler alarakbalgibi kendine özgü bir ürün yapanarıolmalı.Kendi kültürel değerlerinden utanıp yabancı kültür değerlerine hayran olan tipler için“Kendi yürüyüşünü unuttu, başkalarının yürüyüşünü de öğrenemedi”derler.Osmanlı’nınson dönemlerinde önceFransızsonraAlman hayranlığıile başlayanCumhuriyet dönemindeBatı hayranlığı ile devam eden ve bugüne kadar süren durumumuz gibi.Ders almadık, ezber yaptık.Batının teknolojisini al-a-madık kültürünü

Rol modelimiz çok çalışan
karınca
değil, her çiçekten bir şeyler alarak
bal
gibi kendine özgü bir ürün yapan
arı
olmalı.
Kendi kültürel değerlerinden utanıp yabancı kültür değerlerine hayran olan tipler için
“Kendi yürüyüşünü unuttu, başkalarının yürüyüşünü de öğrenemedi”
derler.


Osmanlı’nın
son dönemlerinde önce
Fransız
sonra
Alman hayranlığı
ile başlayan
Cumhuriyet döneminde
Batı hayranlığı ile devam eden ve bugüne kadar süren durumumuz gibi.

Ders almadık, ezber yaptık.

Batının teknolojisini al-a-madık kültürünü alalım dedik.

Vaziyet ortada.

Kendi yürüyüşümüzü unuttuk, hayran olduğumuz batılı devletlere de bir türlü benzeyemedik.

Kopyala yapıştır yöntemi
ile bir adım ilerleyemeyeceğimizi kabul etme zamanı geçiyor.

**

İletişim teknolojisi
ile dünya o kadar küçüldü ki, içe kapanarak kendi kendine yeteceğini zannedenler hala var mı bilmiyorum.

Artık biliyoruz ki, dış dünya ile iletişimini artıranlar hem kendilerini hem de çevrelerini zenginleştiriyor.

Dış dünyadan kopuk ve kesik yaşayanlar ise önden gidip yol açanları takip etmekten başka seçeneği kalmıyor.

Konumuz ister
ekonomi
olsun ister
kültür
isterse
siyaset
; küreselleşen dünyada
zenginleşmek,
yerimizi sağlamlaştırmak ve
‘ben de varım’
demek için
yerel
ile
evrenseli
buluşturup barıştırmak ve oradan bize özgü bir şey çıkarmak gerekiyor.

**

İstanbul Sanayi Odası
İSO’nun 14. Sanayi Kongresi’nde sanayileşme süreci şöyle özetlendi;
80’li
yılların sonunda iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesinden,
2008’deki
küresel ekonomik krize kadar uzun süren
çarpık bir küreselleşme
sürecine hep birlikte tanıklık ettik,
finansın
öne çıktığı,
üretimin
geri plana itildiği bu dönemde
küreselcilik
kavramı yükselen değer oldu.
Bununla birlikte gölgesinde
‘yerelin’
ve
‘yerliliğin’
yeşeremediği
globalizm
artık sorgulanmaya başlandı.
‘Ne kadar üretirsen o kadar güçlüsün.’
Bu güç tanımlaması, dünyanın en önemli gerçeklerinin başında geliyor.

Elbette ki sadece üretmek yetmiyor.

‘Nasıl bir üretim?’
sorusuna vereceğimiz cevap da günümüzün acımasız rekabetçi dünyasında büyük bir önem taşıyor.
21. yüzyılın
dünyasında ihtiyaç duyduğumuz üretim; yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı, kaliteli, verimli, güvenli, çevreye duyarlı, dışa bağımlılığı azaltan, dünya standartlarına uygun bir üretimdir.

**

Bundan sonra nasıl bir sanayileşme politikası gerekiyor?

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’a
göre bu sorunun cevabı şöyle;
Üretimde yapısal bir dönüşüm ve sıçramayı başta siyasi otoritenin desteği ve teşviki olmak üzere tüm paydaşlarımızla birlikte gerçekleştirmemiz gerekiyor. Geliştireceğimiz Ar-Ge kapasitesi, patent sayımız, bilgi ve enformasyonu etkili kullanabilmemiz, sosyal sermayemiz ve
insanımızın niteliği
; üreteceğimiz ürünün kalitesini de belirleyecek.
İnsanı odağına alan,
bütünsel kalkınmaya dayalı, temelden ve kapsamlı bir dönüşümü hedeflememiz gerekiyor.

Böylesi bir üretim anlayışı, savunduğumuz yerli üretimin tanımını da ortaya koyuyor.

Bu tanım aynı zamanda
ithal ürün hayranlığı ile yerli üretim fetişizmi
arasında yaşadığımız sıkışmayı aşmaya yönelik yöntemi göstermesi açısından da çok önemli.
Peki üretim bu kadar
küreselleşmişken
nasıl bir yerli üretime odaklanmamız gerektiğini de şöyle tarif ediyor;
Milli olanın içe kapanmaya doğru dönüşmesi, evrensel olanın da yereli yutmaya doğru dönüşmesi gibi bir risk ve tehlike karşısında her ikisini de içeren
‘Küyerel’
veya
‘Glokal’
şeklinde bir yaklaşım.

Bu şu demek.

Yerli üretim bir dans ise evrensel standart ve kalite ölçüleri de bu dansın müziği. Uzun sözün kısası;
yerli üretim dansını, evrensel
standart ve kalite ölçülerini içeren
müzik eşliğinde
yapmak günümüzün dünyasında artık hepimiz için artık bir zorunluluk.

**

Dünya pazarlarında rekabet edebilen güçlü bir Türkiye sadece sanayicilerin değil bu topraklarda yaşayan
herkesin ortak hayali.
Bir Afrika atasözü der ki;
‘Yolunuzu bulmak için bazen kaybolmanız gerekir’.
#Türkiye
#İSO