17 Ağustos Marmara Depremi üzerinden tam 18 yıl geçti, 45 saniye sürdü, 15 bin can aldı.
İzmit’te 18 yıl önceki depremin ardından aylarca yanından geçilemeyen hasarlı binalar bugün
makyajlanmış ve değerlenmiş
olarak konut hizmeti vermeye devam ediyor.
En korktuğum binalardan bir tanesini de yurt yapmışlar.
Deprem hazırlıkları konusunda ne durumdayız?
Bugün
olsa sorusu bizi ne kadar ne kadar ilgilendiriyor?
Acil alınması gereken önlemler neler?
Bu sorular her yıl sorulur ve her
haftasında aynı şeyler tekrar edilir.
Ama
gelince yine aynı şeyler yapılır.
Sessizce geçiştirince sanki sorunu çözmüş gibi hissederiz.
İstanbul’a yakın bir yerlerde ya da İstanbulluların sık uğradığı yerlerde (
) deprem olana kadar.
Tarihi seyri açısından Marmara Bölgesi’nde yaşanan depremleri sıralayalım:
Tarihçilerin detaylı bilgi verdikleri ilk deprem Milattan sonra 29 tarihine denk geliyor. İzmit, yani o zamanki adıyla “Nicomedia” ile yine o devirde “Nicea” denen İznik yerle bir oldu.
İstanbul 40 gün boyunca aralıksız sallandı. Bir sonraki yılın Eylül’ünde yeniden büyük bir deprem oldu ve şehrin meydanlarını süsleyen heykeller devrildi.
İstanbul 40 gün boyunca tekrar sallandı. Kilise ve surlar yıkıldı. Marmara’da patlayan dev dalgalar şehrin iç kısımlarına kadar ilerledi. Aynı günlerde İzmit de sarsıldı ve baştan başa yıkıldı.
Bu defa yeraltı gürültüleri, şiddetli bir fırtına ve yağmurla gelen deprem günlerce devam etti. O devrin tarihçileri, “sarsıntıların şiddetinden gökteki birkaç yıldızın bile yer değiştirdiğini” yazdılar.
Ocak’ta başlayan sarsıntılar Mart’a kadar hiç kesilmedi. Depreme yeraltından yükselen korkunç gürültüler de iştirak etti ve bugün Fatih Camii’nin yerinde bulunan büyük kilise yerle bir oldu.
ilkbaharı: Şehir tam 140 gün boyunca beşik gibi sallandı. Binlerce evde ve kiliselerde büyük hasarlar oldu.
İstanbul aralıklarla üç defa sarsıldı. Bu tarihten başlayarak 1040’a kadar şehirde dokuz büyük deprem oldu. İnsanlar yiyecek bulamadılar ve açlığın ardından salgınlar çıktı.
veya
: İstanbul, Trakya’nın hemen tamamı, Erdek ve İznik iki yıl boyunca sallandı.
Osmanlı’ya başkentlik etmekte olan İstanbul, 18 gün devam eden bir âfet yaşadı. 109 cami ile 1070 ev yıkıldı. Topkapı Sarayı’nı çeviren duvarlar kısmen çöktü. 13 bin kişi can verdi ve çok sayıda İstanbullu açılan yarıklara düşüp kayboldu.
40 günlük sarsıntılar yeniden geldi.
yaz ayları: İstanbul üç gün boyunca cehennemi yaşadı. Edirnekapı ile Yedikule taraflarındaki surlar yerle bir oldu. Birçok camiyle hamamın kubbeleri çöktü. 1719’da gelen bir başka deprem ise 30 gün sürdü. Aynı senenin Mayıs’ında, bu defa İzmit tamamen yıkıldı ve sayılabildiği kadarıyla 1000 kişi can verdi.
Sarsıntı altı gün devam etti, Fatih ve Bayezid camilerinin kubbelerini çökertti.
İstanbul, tarihinin en büyük deprem serilerinden birini yaşadı. Merkezi Marmara Denizi olan ilk sarsıntı Çorlu ile Büyükçekmece’yi yerle bir etti. Bayezid ile Fatih camilerinin kubbeleri çöktü. İstanbul’un yanısıra İzmir de bu tarihten sonra 28 yıl boyunca durmadan sallandı.
Şehir ardarda üç defa sarsıldı. Kapalıçarşı çöktü, Sirkeci rıhtımında 40 metrelik yarık açıldı, deniz suyu ısınıp kaynar hale geldi, suların kıyılardan açığa doğru çekildiği görüldü ve binlerce ev yıkıldı.
Saat 3.02 de 18 yıl önce Merkezi Kocaeli - Gölcük olan Richter 7.4 şiddetinde büyük bir deprem yaşadık. 15 bin insan öldü.
Kocaeli; Sakarya ve Yalova’da depremin ardından tepelere yeni şehirler kuruldu. Daha doğrusu çok katlı binalardan oluşan siteler yapıldı.
Gökdelenlerle yaşanmaz hale getirilen İstanbul’u
İzmit’e kadar neden yayamıyoruz?
Yer müsait, yol müsait ama biz neden müsait değiliz!
Deprem ertesi neden hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyoruz?
Yanlışlardan ders almak için neden bir hafızamız yok?
Sloganımız neden hiç değişmez; Bize bişey olmaz!
Lafla peynir gemisi yürür mü?
Yürümese idi dünyada her şey güllük gülistanlık olurdu.