Çiftçi doyarsa biz de doyarız

04:0015/05/2019, Çarşamba
G: 15/05/2019, Çarşamba
Yaşar Süngü

Ürünü para etmediği için çiftçi kazanamıyor, buna rağmen tarladan markete olan zincirin kısaltılmaması ve buradaki çarpıklığın giderilememesi yüzünden tüketici de makul fiyatlarla ürün satın alamıyor.“Eski sıkıntılı dönemlerde et, sebze, meyve, ekmek gibi temel gıda ürünleri ucuzdu, insanlar karınlarını doyurabiliyordu.Şimdi farklı bir durum var. Et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek pahalı” diyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar.Halkı rahatlatmak için eti ucuzlatmamız

Ürünü para etmediği için çiftçi kazanamıyor, buna rağmen tarladan markete olan zincirin kısaltılmaması ve buradaki çarpıklığın giderilememesi yüzünden tüketici de makul fiyatlarla ürün satın alamıyor.



“Eski sıkıntılı dönemlerde et, sebze, meyve, ekmek gibi temel gıda ürünleri ucuzdu, insanlar karınlarını doyurabiliyordu.

Şimdi farklı bir durum var. Et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek pahalı
” diyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar.

Halkı rahatlatmak için eti ucuzlatmamız lazım, meyveyi sebzeyi ucuzlatmamız lazım, ekmeği ucuzlatmamız lazım.

Bunu yapamazsak işimiz zor.

Önce mutfaktaki sıkıntıyı çözmek zorundayız.

**

Bunu yapmanın yolları da belli:
Çiftçiyi tarlada tutmak ve genç çiftçiler bulmak.

Yani tarımda üretim şart.

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne
kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2010 yılında 2,3 milyona ve 2017 yılında 2,1 milyona geriledi.
Diğer bir deyişle, bu süre zarfında yaklaşık
700 bin çiftçi
tarım desteğini bile almaktan vazgeçti.

Üretimi sağlayamazsak, çiftçiyi tarlada tutamazsak bu pahalılık devam eder.

**

Dövizdeki anormal hareketlilik
yüzünden mazot, gübre, ilaç, tohum fiyatları arttı. Bütün girdi fiyatları fırladı.
Tarımın uzun süredir mevcut olan
yapısal, finansman ve pazarlama
sorunlarının halledilmesi gerekiyor.

Vatandaşın ucuz et yemesi için sütçülük yapanların kazanması lazım.

Sütçü para kazanırsa bakacağı hayvan sayısını artırır. Çiftçi para kazanırsa üretimini artırır.

Ucuzluk için bunu sağlamak yetiyor yani çözüm çok zor değil.

**

Bir önemli konumuz da Ramazan fırsatçılığı.

Ramazan öncesi market fiyatlarında 23 üründe fiyat artışı olmuş.

Üretici market fiyat makasına
göre Ramazan ayında aracı fırsatçılar kuru inciri 4 kat, kuru kayısıyı 3,9 kat, yeşil mercimeği 3,8 kat, nohutu 3,7 kat, süt ve kırmızı mercimeği 3,6 kat fazlaya satıyor.
Ramazan ayında tek kazanan artan talebi suiistimal eden
fırsatçılar
, kaybedenleri çiftçi,
vatandaş ve siyasetçiler.

Yani fırsatçının önünü arkasını kesersek herkes rahat edecek.

5 milyon çiftçi
karnını doyurursa 76 milyon vatandaş da karnını ucuza doyuracak.

Bu kadar net.

**

İklim değişikliği ile afetler de arttı.

2018 yılında başta Mersin, Antalya, Adana olmak üzere 69 ilde 483 bin 869 çiftçimize ait 2 bin 27 dekarı örtü altı alanlar olmak üzere toplamda 17 milyon 967 bin 764 dekar tarımsal alan zarar gördü.

KKTC’nin 5 katından büyük olan bu alan çiftçinin yaşadığı afetin boyutlarını, neyle mücadele ettiğini ortaya koyuyor.

**

Mesele patates soğan meselesi değil aslında.

Mesele çiftçinin alım gücü. Mesele çiftçinin elde ettiği gelirin enflasyonun oldukça altında kalması.

TZOB’un verilerine göre gübre fiyatlarındaki hızlı artış çiftçinin gübre kullanımını azalttı.

2017 yılında yaklaşık 5,4 milyon ton olan gübre ithalatı 2018 yılında 4,3 milyon tona geriledi.

Tarımdaki kriz makine gücünü de yakından etkiledi.

Yıllar itibarıyla sürekli artış gösteren
traktör üretimi
döviz kurundaki artışa ve çiftçinin alım gücündeki gerilemeye paralel olarak, 2017 yılında 72 bin iken, 2018 yılında 48 bine düştü.
Önemli ürünler bazında
çiftçinin eline geçen fiyat kimi ürünlerde enflasyonun altında kalırken, kimi ürünlerde ise geçen yılki fiyatları dahi yakalayamadı. Ortalama satış fiyatı bir önceki yıla göre
buğdayda
%5,5,
mısırda
%13,5,
kuru
fasulyede
%13,1,
ayçiçeğinde
%10,9,
şeker
pancarında
%5,3,
tütünde
%14,6,
pamukta
%13,3 artarken
%20,3`lük enflasyonun
oldukça gerisinde kaldı.
Nohutta
%10,9,
kırmızı
mercimekte
%6,2 ve
yeşil
mercimekte
ise %11,7 geriledi.
Bir önceki yıl para etmeyen
patateste
%38,9,
kuru
soğanda
ise %71,2 artış oldu.

**

Emeğinin karşılığını bulamayan çiftçi alanı terk ettikçe tarımın istihdama olan katkısı da yıllar itibarıyla geriledi.

2010
yılında tarımın istihdamdaki payı %23,7 iken,
2018
yılında %18,4’e düştü. Tarımın milli gelire katkısı
2002
yılında %10,3’ten,
2010
yılında %9,0’a,
2015
yılında %6,9’a ve
2017
yılında %6,1’e kadar geriledi.
Çiftçi, yağmur, çamur demeden zor tabiat koşullarına göğüs gererek üretiyor. Tüm zorluklara rağmen
tarlasından, bağından, bahçesinden, ahırından, ağılından
kopmayı düşünmüyor.

Çiftçimizin kıymetini bilmezsek karnımızı doyuramayız.

#Şemsi Bayraktar
#Tarım
#Çiftçi
#Ramazan
#Fırsatçılık