Çalışma hayatındaki değişim

Küresel ekonomik sistemde yeni fikirlerle yeni işler doğarken, çalışanlar da buna bağlı olarak değişiyor.

18 ila 65 yaş arası çalışanlar arasında 34 ülkede yapılan bir araştırma var.

Haftada 24 saatten fazla çalışan kişilerin iş değiştirme eğilimini ele alan araştırmanın sonuçları da şöyle:

Türkiye yüzde 16 oran ile iş değiştirme eğilimi en düşük ülke.

Türkiye’deki çalışanlar yeni bir iş arayışına girmekten çekiniyor, ancak bir teklif gelmesi durumunda harekete geçiyor.

İş dünyasında ‘Taş yerinde ağırdır’ sözü hala revaçta!

Veriler 2018 yılının ikinci çeyreği baz alınarak hazırlanmış.

Çalışanların iş arkadaşlarıyla sosyal medya üzerinden etkileşim kurma oranı dünya genelinde yüzde 61 iken, Türkiye yüzde 82 ile bu ortalamanın çok üstünde.

Türk çalışanların yöneticileri ile olan etkileşimi ise yüzde 16.

Türkiye’de şirket ve kurumlarda alt üst arasında bir iletişim sorunu olduğu kesin.

Raporda, çalışanların işlerine olan memnuniyet seviyelerine de bakılmış.

Yüzde 84 ile Meksika işinden en az memnuniyet duyan ülkeler arasında Meksika birinci.

Türkiye’de oran yüzde 75.

Japonya yüzde 50 ile çalışanların işlerinden en az memnun olduğu ülkeler arasında.

İş değişimi konusunda şampiyon Hindistanlılar.

En az iş değişimi yaşanan ülkeler ise Lüksemburg ve Romanya.

Bizim için asıl ilginç veri şu:

Dünyada çalışanların yüzde 85’i farklı yaş grupları ile çalışmanın üretici fikir ve çözümler üretmeyi sağladığını savunurken, Türkiye’de bunu savunanların oranı yüzde 92.

**

43 ülkeden 39 bin 195 işveren görüşmesiyle hazırlanan yetenek açığıyla ilgili raporun 2018 verilerine bakalım.

Raporda, işverenlerin 2007 yılından beri görülen en yüksek yetenek açığıyla karşı karşıya kaldığı vurgulanırken, dünya genelinde her 100 işverenden 45’inin yetenekli iş gücü bulmakta zorlandığı tespit edildi.

Bununla beraber, bu oranın 2016/2017 yılları yetenek açığı araştırmasına göre yüzde 5 arttığı saptandı.

Küresel yetenek krizinde ilk sıraya yerleşen ülke de yüzde 89 ile Japonya.

Japonya’yı yüzde 81 ile Romanya, yüzde 78 ile Tayvan ve yüzde 76 ile de Hong Kong takip etti.

Araştırmada işveren talebinin arttığı yeteneklerin çoğunda, orta öğretim sonrası eğitimin gerekli olduğu görülse de, üniversite derecesinin şart olmaması dikkat çekti.

Elde edilen veriler neticesinde dünyadaki en fazla yetenek açığının nitelikli işçi olduğu belirlendi.

Nitelikli işçi ihtiyacının Türkiye ve dünyanın ilk sırasında bulunan pozisyon olması ise dikkat çekti.

**

Yaşam standartları dikkate alınarak hazırlanan bir rapor var. Raporda dünyada çalışma şartları en iyi olan ülkeler belirlenmiş.

Kanada, finans ve ekonomi anlamında çalışmak isteyenlerin ilk tercihlerinde yer alıyor.

Kanada’yı ikinci sıradan takip eden ülke ise Norveç.

Norveç’in yıllık maaş ortalaması 33 bin 492 dolar.

İsviçre’de yıllık ortalama kazanç 188 bin 280 dolar.

Listenin üçüncü sırasında Amerika Birleşik Devletleri var.

Kanada’nın başını çektiği listede yer alan diğer ülkeler; Almanya, İsviçre, Brezilya ve Rusya.

Brezilya işsizlik oranında ve cari dengede bizden kötü, büyüme oranı yüzde 1’lerde.

OECD büyüme şampiyonuyuz.

Çalışma şartlarında en çok tercih edilen ülkeler sıralamasında biz yokuz ama bizden daha kötü durumdaki Brezilya var.

Brezilya’nın bizim bilmediğimiz güzellikleri var herhalde!

**

Son konumuz Y kuşağındaki değişiklik olsun.

Beykoz Üniversitesi’nde okuyan 17-27 yaş arasındaki 831 üniversite öğrencisine aşkın anlamı, aşk için nelerden vazgeçilebileceği sorulmuş.

2006 yılında gençlerin yüzde 12’sine göre aşkın tanımı ‘sevgi’ iken, bu oran son ankette yüzde 41,1’e yükselmiş.

Sevdiğiniz için ‘Ailenizden mi, paradan mı, okuldan mı/işten mi vazgeçersiniz?’ diye sorusuna, gençlerin yüzde 42,9’u hiçbirinden, yüzde 31’i paradan cevabını vermiş.

Y kuşağında son durum bu.

Ne diyordu Turgenyev: “Kişilik, sayın bayım, en önemlisi budur işte: İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor.”