Üsküdar’da Şakirin Camiinin abdesthanesinde 3 yıldır ikamet eden Selahattin abi bile Trump’la ağzını açıp Putin’le kapatıyor.
Ben “Bir şeye ihtiyacın var mı” diyorum.
O “
Türkiye’yi sıkıştırıyorlar”
diyor.
Ben kişisel hayatıyla ilgili sorular sordukça o bana Suriye’den Irak’tan, İran’dan, Rusya’dan ve ABD’nin yaptıklarından bahsediyor.
“Karnın açsa bir şeyler alayım” diyorum.
“Karnımı doyurdum” diyor.
“Sabahlık bir şeyler alayım” diyorum.
“Yok, sabaha Allah Kerim” diyor.
Sonra da uyarıyor laf arasında; “Sakın bana sormadan bir şeyler alma.
Geçenlerde bırakmışsın yatağın üstüne bir şeyler.
Bozulmasın diye yemek zorunda kaldım”.
Tamam diyorum ve dinlemeye devam ediyorum.
Bu kadar haberi nereden duyuyor bilmiyorum.
Yani
dünyanın gündemini yine medya ve siyasiler belirliyor
.
yılına İslam coğrafyasında sürdürülen
başını çektiği ekonomik ve siyasi savaşlarla ve Avusturalya kıtasındaki milyonlarca hayvanın ölümüne yol açan yangın faciasıyla girdik.
Çevresel ve siyasal iklim değişikliğinin
sonucu olan sosyal ve iklim afetleri, dünyanın her yanında insanoğluna her alanda bedel ödetmeye devam ediyor.
Hafta sonu köye yaptığım
ziyaretinde de gündem
.
Ben köydeki tarım ve hayvancılıkla ilgili sorular sordukça onlar bana Trump’ı, Suriye’yi ve Irak’taki gerginliği anlattılar.
Irak, Suriye’deki gelişmeleri
izler gibi izledikleri belli oluyordu.
Yorum yapabilecek kadar da bilgi sahibiydiler.
Köydeki
sıkıntılardan üstü kapalı bahsederlerken,
öldürülmesiyle ilgili bütün ayrıntıları tek tek anlatıyorlardı.
Demem o ki medyanın gündemi ne ise şehirlerde yaşayanlarla köylerde yaşayanların gündemi oydu.
yılı herkesin kendisiyle ilgili konuşmaktan kaçındığı ve dünya gündemini takip etmenin moda olduğu bir yıl oldu.
Sanırım bu sadece bizim ülkemize has bir durum değil.
Dış politikayla ilgilenmek medyaya da insanlara da cazip geliyor.
Çarşıda dolaşırken gevezenin biri:
- “Efendi, az önce nar gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler” demiş.
- “Amma, baklava tepsisini sizin eve götürdüler” demiş geveze.
Moda olan gündemi meraklılarına bırakarak ekonomideki son verilere bir göz atalım;
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü
TL bazında son 6 yılda yüzde 214 büyümüş.
İstihdam rakamlarına göre ise sektörün büyüme oranı yüzde 39.
İstihdam 6 yılda 100 binden 139 bine yükselmiş.
Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2013 - 2018 Pazar Verileri raporuna göre; BİT sektörünün pazar büyüklüğü 2013’te 61 milyar liraydı.
2018 yıl sonu itibarıyla 131,7 milyar TL’ye ulaştı.
Yani
kronik işsizliği en fazla azaltan bu sektörün geleceği parlak
.
Sektörün geleceğinin parlak olduğu çarşı pazardan da anlaşılıyor.
Ana caddelerin en kalabalık yerlerinde ve köşe başlarında cep telefonu bayileri var artık.
Bugün
`un günlük ortalama su tüketimi yaklaşık
’ tür.
Bu üç milyon m3 suyun 734 bin m3’ü birinci aşaması tamamlanan
Melen Projesinin 1. Aşamasından
temin edilmektedir.
397 bin m3’ü ise
Sistemi üzerinden İstanbul`a verilmektedir.
`un tükettiği yaklaşık 2 milyon m3 su ise
İstanbul’un eski su kaynaklarından
temin edilmektedir.
Bu gün itibari ile İstanbul`un mevcut su kaynaklarının doluluk oranı
düşmüştür.
Bunlar
TMMOB Kimya Mühendisleri Odasının
açıkladığı veriler.
Temenni ederiz ki hızla artan
etkisiyle günlük su ihtiyacı sürekli artan
bu kış mevsiminde yeteri kadar yağış alır da yazın su sıkıntısı çekmez.
Yoksa
geçen her mevsim,
ve nüfus, İstanbul için su açısından büyük bir tehdit.