2 Ağustos tarihinde katalog suçlarla ilgili taleplere uymadığı gerekçesiyle erişim engeline tabi tutulan Instagram ile ilgili tartışmalar Cumartesi akşamı erişim engelinin kaldırılması ile başka bir boyuta ulaştı. Yaklaşık bir haftadır bakanlık ve BTK yetkilileriyle ilgili platformun bünyesinde olduğu META yetkilileri arasında yapılan yoğun müzakerelerin sonuç vermesi Türkiye adına umut verici. En önemli çıktı ise söz konusu erişim engeline gerekçe teşkil eden katalog suçlarla ilgili taleplerin ivedilikle yerine getirilmesi ve ilgili paylaşımların kaldırılması olarak görülmektedir. Bu durum bile başlı başına devlet ile META arasındaki ilişkide sonucun devlet lehine olması açısından önemli bir tartışmayı hak ediyor.
Türkiye açısından oldukça önemli olan bu konularla ilgili süreç yönetiminde ciddi sorunların oluştuğu aşikar. Bu tür durumlarda, özgürlük-sansür gibi sığ gündemler üzerinden bir kutuplaştırma ortamı yaratılmaması adına kamuoyunun sağlıklı biçimde enforme edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, konunun ciddiyeti ile ilgili geniş kitlelerde bir farkındalık oluşmayacak ve mesele tamamıyla bağlamından kopartılacaktır.
Sosyal medya platformlarının bugün özgürlükler ve demokrasi açısından ürettiği tehditler ortada. Bu tehditleri minimize etme ve devletlerin yanı sıra bireylerin de haklarını güvence altına alacak bir sosyal medya etkileşimini mümkün kılmak gerekmektedir. Bunun yanı sıra birkaç platformun piyasadaki rekabet koşullarını ortadan kaldırarak tekel oluşturmasının da önüne geçilmelidir. Aksi takdirde Instagram örneğinde de olduğu gibi piyasadaki ticari ağırlığı nedeniyle farklı eleştirilerin gündeme gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bundan sonraki aşamada dikkatle üzerinde durulması gereken konu ise hem birey hem de devlet nezdinde, dijital platformların nasıl işlediğine dair bir farkındalık oluşturmak. Dijital alanın oldukça dinamik olması göz önünde bulundurulduğunda bu dinamikliği dikkate alan yasal düzenlemelerin yapılması elzem hale gelmektedir. Son dönemde sıklıkla konu olan yapay zekadan kaynaklı risk ve tehditleri ortadan kaldırmak amacıyla yapılan düzenlemeler bu yönüyle dikkatle takip edilmeli. Avrupa Parlamentosundan geçen yasada olduğu gibi insan hak ve özgürlükleri açısından ciddi sorunlar ortaya çıkartan yapay zeka uygulamaları ile ilgili kullanımların sınırlandırılması ve risk gruplarına ayrılarak her biri ile ilgili çalışmalar yapılması elzemdir. Aksi takdirde dinamik ve çağa ayak uydurmakta zorlanan birey ve devletlerin yakın gelecekte karşılaşacağı risk ve tehditleri bertaraf etmesi mümkün olmayacaktır.