Madem öyle, gel böyle…

04:0011/10/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Hürriyet’in ‘Vize Restleşmesi’ ile alakalı sürmanşetinin ilk spotunda şu cümle dikkat çekiyordu: “İlişkilerin hiç bu kadar iyi olmadığının söylendiği ABD ile 20 gün içinde restleşir hale geldik.”Buraya dikkat…Daha üç hafta öncesinde yaşananlar, böyle bir cümle kurularak ifade edildiğinde “fatura” Türkiye’ye çıkarılmış oluyor!Peki, bu yalanı söyleyen kimdi? Hafızalarımızda henüz çok taze…Hürriyet, işte bunu “özellikle” yazmıyor!Washington’a bütün hücreleriyle eklemlenmiş; ABD’yi tek kelime dahi eleştiremeyen

Hürriyet’in ‘Vize Restleşmesi’ ile alakalı sürmanşetinin ilk spotunda şu cümle dikkat çekiyordu: “İlişkilerin hiç bu kadar iyi olmadığının söylendiği ABD ile 20 gün içinde restleşir hale geldik.”

Buraya dikkat…

Daha üç hafta öncesinde yaşananlar, böyle bir cümle kurularak ifade edildiğinde “fatura” Türkiye’ye çıkarılmış oluyor!

Peki, bu yalanı söyleyen kimdi? Hafızalarımızda henüz çok taze…


Hürriyet, işte bunu “özellikle” yazmıyor!

Washington’a bütün hücreleriyle eklemlenmiş; ABD’yi tek kelime dahi eleştiremeyen Hürriyet’ten söz ediyoruz…

Lafı daha fazla uzatmadan, cevabını biz verelim:

-Bir dönem Aydın Doğan’ın ortağı olan Donald Trump!

Tam da burada; 26 Eylül’de bu sütunda çıkan yazımızın girişini hatırlayalım:

Kuyruklu yalanlarla bezenmiş düzenbazlık, Amerikan Devleti’nin hayat tarzıdır. Donald Trump, bu minvalde el yükseltti! New York’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme vesilesiyle
‘Geçmişe bakıldığında ilişkilerimizde en yakın olduğumuz dönemdeyiz’
dedi!
Utanmaz Trump, bu büyük yalanı ateşlerken Terörün Mühendisi ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki YPG/PKK’ya yaptığı silah sevkiyatı tüm hızıyla sürüyordu
…”

*

O yazıda; özetle, New York’taki görüşme için “Çok iyi geçti” denilmesine itirazlarımızı örnekleriyle sıralamıştık...

Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra; Donald Trump’ın sözlerinden hareketle, Vatan “İlişkilerimiz En İyi Noktada” Takvim “Hiç Olmadığımız Kadar Yakınız” Habertürk ise “En Yakın Dönem” manşetlerini atmışlardı.

Mesela “Yalanın Batsın Trump!” gibi bir başlık atmadılar!

ABD Başkanı’nın söylediklerini aynen benimseyip; onun sergilediği illüzyona “ortak” oldular…

Sadece üç hafta sonrasında; Türkiye ile ABD’nin arasının aslında nasıl olduğunu daha doğrusu ikili ilişkilerin “en uzak mesafede bulunduğunu” hep birlikte gördük…

Bu, hiç de fena bir durum değildir!

Yaşanan hadiselere bakıldığında, bir sürpriz de yoktur.

Ankara’nın Washington’a özellikle FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında peş peşe cürmümeşhut yaptığı bir dönemdeyiz.

Türkiye, bağımsızlığının gereğini yerine getiriyor.

Her alanda, meşru müdafaa hakkını kullanıyor...

Ankara, hakkını arıyor…

İçerideki “ABD’nin istediklerini yapın; onlarla daima iyi geçinin!” korosu ise Ankara’nın hakkını aramasını istemiyor!

Fena halde enselenen Sam Amcaları’na koltuk çıkıyorlar.

Suçluların, casusların, darbecilerin, teröristlerin -birbiri ardına- deşifre olmasından dahası yakalanmasından kimlerin fevkalade rahatsız olduğu belli!

Amerikan Devleti, piyonları “enselendikçe” veryansın ediyor!

Haydut ABD, emrindeki terör örgütlerini mütemadiyen Türkiye’ye saldırtmaya devam ederken; bir başka söyleyişle FETÖ ile PKK’yı yönetmeyi ve himaye etmeyi sürdürürken Türkiye bu kahpeliğe asla boyun eğemezdi, sessiz kalamazdı.

Nitekim kalmıyor; gerekenleri “misillemesine varıncaya kadar” yapıyor! Daha fazlasını yapmaya da hakkı var…

Mesela, 15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasına yardım ve yataklık yapan İncirlik Üssü’nün “bir an evvel” kapatılması gerekiyor!

Bir kere de bu vesileyle söyleyelim: Türkiye ABD ile asla dost olamaz; ABD “müttefikimiz, ortağımız” falan da değildir!

Haydut Devlet ABD, ayan beyan düşmanımızdır.

*

Amerikan Devleti; devasa yalanları, düzenbazlıkları, algı oyunlarını, illüzyonları pek seviyor.

Örneğin; Pentagon’dan yapılan açıklamada Türkiye’nin İdlib Operasyonu’na destek “veriyormuş gibi” yaptılar!

“Türkiye ABD’yi takmadı, İdlib’e girdi” demesinler diye yapılan “göstermelik” bir açıklama; bir nevi “Halkla İlişkiler” çalışması; algı yanılması oluşturma numarasıdır…

-Gerçekleri asla değiştirmez!

İdlib Harekâtı’nın ardından, sıranın Afrin’e geleceği bellidir!

TSK’nın İdlib’e girmesinin nedeni; ABD’nin inşa etmeye çabaladığı terör koridorunu kesip atmak yani evvela Afrin ile Membiç hattını koparmak olduğuna göre ABD kendi planını akamete uğratacak bir harekâtı destekler mi?

-Mümkün değil!

*

FETÖ mensubu darbecileri, casusları, teröristleri himaye eden ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin Türkiye’ye “vize yasağı” getirmesinde Metin Topuz’un tutuklanması bir ölçüde rol oynamışsa da “daha ziyade” Türkiye’nin İdlib Operasyonu bu yasak kararında etken oldu.

(Mütekabiliyet esasına göre de anında cevabını aldılar!)

TSK’nın İdlib’e girişi; Haydut Devlet ABD’nin Kuzey Suriye’de Terör Koridoru oluşturma yani bir “PKK devleti” inşa etme senaryosu/planı/amacını berhava etmeye yönelik hayati bir hamledir.

#FETÖ
#ABD
#Türkiye
#Vize