Enver Altaylı, CIA'in Özbek asıllı casusu Ruzi Nazar'ın vefatını (30 Nisan 2015) CIA'deki dostlarından öğrendiğini söylüyor! 24 Mayıs 2015 tarihli Habertürk'teki röportajında “Amerikalılar, vefatından iki saat sonra haberdar olmuşlar! Beni aradılar, ölüm haberini onlardan aldım” diyor.
98 yaşındaki Nazar'ın, Muğla'nın Fethiye ilçesindeki vefatını müteakip Enver Altaylı'yı arayanlar arasında, Süleyman Demirel de varmış:
“Demirel aradı ve 'Ruzi Bey vefat etmiş. Büyük hizmetleri vardı. Allah rahmet eylesin' dedi. Kendisinin yoğun bakıma kaldırılmasından üç gün öncesiydi…”
Altaylı'nın bu sözlerinden kısa bir süre sonra da (17 Haziran) Süleyman Demirel vefat etti.
*
İstihbaratçı Enver Altaylı'nın, Şubat 2013'te Doğan Kitap'tan çıkan ve Taha Akyol'un da arka kapağında övgüler sıraladığı “Ruzi Nazar: CIA'in Türk Casusu” adlı bir kitabı var. Kitapta, Nazar'ın Türkiye'de görev yaptığı 11 yıllık süre zarfındaki “yakın dostlarından” da bahsediliyor. Mesela, sanatçı Tarkan'ın dedesinin kardeşi olan, eski senatörlerden ve “Komünizmle Mücadele Derneği” kurucularından Fethi Tevetoğlu'nun Nazar'ın sıkça görüştüğü dostlarından birisi olduğunu öğreniyoruz.
Mister Nazar'ın, Ankara Bahçelievler 3. Cadde'deki evinde hafta sonları “Özbek pilavı başta olmak üzere Orta Asya yemekleri eşliğinde” ağırlanan ve derin sohbetlere iştirak eden şöhretli misafirler arasında dönemin “Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Müdürü” Cüneyt Gökçer de varmış…
Biran için kitabın dışına çıkalım ve Cüneyt Gökçer'in kardeşinin avukat İstiklal Gökçer olduğunu işaretleyelim. İstiklal Bey, TRT'nin 70'li yıllardaki “Güne Bakış” spikeri olarak hatırlanan Can Akbel'in eşi Suna Akbel'in dayısıdır. Can Akbel'in amcası Özel Harp Dairesi'nin kurucularından Daniş Karabelen'dir. Karabelen (1898-1983) Amerika'ya ilk kez 1948 yılında “kontrgerilla” eğitimi için gönderilen 16 subay arasında yer almıştır.
*
İşbu “ara kalıp”tan sonra, yeniden Enver Altaylı'nın biyografik kitabına dönüp, kitabın 377. sayfasından bir bölümü birlikte okuyalım:
“Ruzi, 60'lı yıllarda sağ sol ayrımı yapmaksızın Türk aydınlarının büyük çoğunluğuyla dostluklar kurdu, sohbetler yaptı. Çetin Altan, İlhan Selçuk, Abdi İpekçi, Galip Erdem, Gökhan Evliyaoğlu, Profesör Aydın Yalçın bunlardan bazıları idi.”
*
Komünizmle Mücadele Derneği'nin Erzurum şubesini 1963 yılında kurmuş olan Paralel Yapı'nın Locaefendi'si; geçtiğimiz hafta 88 yaşında vefat eden Çetin Altan için “gazete”sinde yayınlanan taziye mesajında “başsağlığı dilediği” oğulları Mehmet ve Ahmet Altan'ı “her zaman birer cesaret timsali olarak gördüğünü” de dile getiriyordu…
Ahmet Altan mı, daha geçenlerde Paralel ekranlarda “darbe”yi işaretleyip, Cumhurbaşkanı'na tehditler sıralıyordu! Altan Kardeşler, Paralel Suç ve Casusluk Örgütü'nün “sıkı destekçileri” olarak sahne alıyorlar.
*
Baronsal Hürriyet'in illüzyonist yazarı Taha Akyol; “Sansürcülüğün Kalesi” Paralel “Gazete”ye verdiği röportajda “Söylemeye dilim varmıyor, bir iç savaşın çıkmasından endişe ediyorum” diyor! Tam da burada, Paralel Yapı'nın Şakşakçısı Nazlı Ilıcak'ın Paralel'in ikinci gazetesindeki köşesinde “Artık iç savaş mı çıkar, asker müdahale mi eder? AKP'nin kurduğu sistem devam edemez” diye yazarak yaptığı “kışkırtılıcılık” aklımıza geliyor!
Birbiri ardına “iç savaşı, darbeyi çağıran” işbu sahte demokratların alayı, 17 ve 25 Aralık 2013'teki Paralel Darbe Girişimi'nin candan destekçisiydi.
*
Nazlı Ilıcak, bir zamanlar “Kayıkçı Kavgası” yaptığı Mister Aydın Doğan'ın medyasına döneli epeyce oldu. Eski Tercüman'daki yol arkadaşı Taha Akyol ise yıllardır Aydın Doğan'ın kanatları altında: Akyol, Hürriyet'teki sütununda “Üst Akıl, Paralel Yapı, dış güçler gibi laflar komplo teorisidir” diye yazmıştı! Sadece bu cümlesi bile Mister Akyol'un derin hadiselerin arka planını karartmaya ayarlı ve kaçışı olmayan, kapı gibi gerçekleri perdelemeye yeltenen “özel gözbağcılık misyonunu” ele vermeye yetiyor.
Ruzi Nazar'ın talebesi Enver Altaylı mı; Taha Akyol'un yakın dostudur.
1980 öncesinde Hergün gazetesinin sahibi ve başyazarı Enver Altaylı; yazı işleri müdürü ise Taha Akyol'du!
12 Eylül öncesinde; sağ cenahta evvela Nazlı Ilıcak'ın başyazarlığını yaptığı Tercüman'ın, ardından da Hergün'ün “ajitasyon” eksenli yayınlarını hatırlıyoruz!