“Haçlılar mabedinize ilişmez” diyen kimdi?

04:0020/03/2019, Çarşamba
G: 20/03/2019, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Aytunç Altındal, Fetullah için “Gizli Kardinal” demişti! 18 Kasım 2013’te kuşkulu bir biçimde hayatını kaybetti. Sam Amca’sının Fetullah Locaefendi’si, Pensilvanya’daki 20 Ağustos 2016 tarihli sohbetinde “Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli bir şey değildir” diye konuşuyordu!Yalan söylemeyi hayat tarzı edinmiş olan Fetullah “Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiştir, Haçlılar…” diyebilmişti!*Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki iki camiyi

Aytunç Altındal, Fetullah için “Gizli Kardinal” demişti! 18 Kasım 2013’te kuşkulu bir biçimde hayatını kaybetti. Sam Amca’sının Fetullah Locaefendi’si, Pensilvanya’daki 20 Ağustos 2016 tarihli sohbetinde “Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli bir şey değildir” diye konuşuyordu!



Yalan söylemeyi hayat tarzı edinmiş olan Fetullah “Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiştir, Haçlılar…” diyebilmişti!

*

Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki iki camiyi Cuma Namazı sırasında basıp 50 Müslüman’ı katleden, bir o kadarını da yaralayan Avustralyalı Haçlı Teröristi; Pensilvanya’daki “Gizli Kardinal” ile yoldaştır. Aynı “Derin Kuklacı” tarafından istihdam ediliyorlar.

“TERRORIST DEĞİL: SADECE, GUNMAN!”

Locaefendi, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden kısa bir süre sonra The New York Times’a yazdığı makalede “Batı’nın yanındayım. Beni Türkiye’ye iade etmeyin” dedi. Aynı yazıda, “Batı’nın ılımlı Müslüman seslere ihtiyacı olduğu bir dönemde kendisinin ve arkadaşlarının Batı’nın hizmetinde olduklarını” ilan etti!

The New York Times, Charlie Hebdo saldırısını yapanlara isabetle “terrorists” derken; Yeni Zelanda’da Müslümanları katleden Hıristiyan terörist için sadece “gunman” (silahlı kişi) sözcüğünü kullandı!

Vaktiyle, birbiri ardına Judith Miller imzalı şu “Saddam’ın Kitle İmha Silahları Var” yalan haberlerini yayınlayan “ABD’nin süper saygın gazetesi!” NY Times’tan bahsediyoruz!

ARDERN,
TRUMP’A NE DEDİ?

Yeni Zelanda’nın Başbakanı Jacinda Ardern ise saldırganın “terörist” olduğunu vurguladı ve katliamın ardından ülkesindeki Müslümanların temsilcileriyle bir araya geldi. Dahası, taziyeye başörtüsü takıp gitti: Örnek davranışlarıyla takdir edildi…

Ardern, kendisini arayan Trump’tan “Bütün Müslümanlara sempati ve sevgi göstermesini” de istedi:

Ne ki, Yeni Zelanda Başbakanı’nın bu ikazı da kaşarlanmış bir İslam Düşmanı olan ABD Başkanı’na fayda etmeyecek!

*

Başkanlık koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra Irak ve Suriye’deki bazı şehirlerde özellikle camilerin bombalanmasının emrini veren Kahpe Trump; Yeni Zelanda’daki Haçlı Katliamı’nı terör saldırısı olarak nitelendirmiyor!

Sarı Şeytan’ın söyleyebildiği tek cümle “Berbat bir şey…” oldu! Bunu bile zorlanarak söylediği anlaşılıyor. Öylesine bir Sarı Şeytan ki bu; içten içe seviniyor dahi olabilir…

Trump Zihniyeti’nin Yeni Zelanda’da Haçlı Seferi’ne çıkan Avustralyalı teröristinden söz ettiğimize göre; Haydut Devlet’in Başkanı, bu Avustralyalı Tarrant’a belki de sempati duyuyordur!

“YALNIZ KURT” YAHUT “DELİ” DEYİP GEÇ!

Donald Trump Yönetimi, son dönemde ABD’de Hıristiyan teröristlerce gerçekleştirilen katliamları “Yalnız Kurt Eylemleri” diye tanımlamıştı…

Mesela, 16 Şubat 2019’da Florida eyaletinde bir liseyi basıp on yedi kişiyi katleden Nicolas Cruz adlı Hıristiyan terörist için, Trump “Bir deli” dedi! Hepsi bu kadar! Aynı katliamı şayet bir Müslüman yapmış olsaydı; kafadan “Terörist” diyecekti, Trump!

BİLİNÇALTI’NA GÖNDERDİĞİ
MESAJ NEDİR?

Trump’ın eski ortağı Yurttaş Doğan’ın uzun yıllar boyunca “Hedonist Garsonu” olarak görev yapan Papa Muhibbi Ertuğrul; Yeni Zelanda’daki katliamdan hemen sonraki yazısında bu yılki Davos’ta Jacinda Ardern’i iki ayrı oturumda dinlediğini anlattı…

Oturumlardan biri de “akıl sağlığı” ile ilgiliymiş: O gün tuttuğu notlara bakmış da; Yeni Zelanda Başbakanı’nın “Biz beş milyonluk küçük bir ülkeyiz. Ama bir yıl içinde 600 insanımız intihar etti. Her dört vatandaşımızdan biri ruhsal hastalıktan mustarip oluyor…” dediğini not aldığını görmüş!

Okuyucularının bilinçaltına yolladığı dolaylı mesajı tahmin etmek güç değildir: “Yeni Zelanda’daki saldırganın, dedikleri gibi öyle Hıristiyan terörist veya terörist olduğunu asla düşünmeyin; bu Avustralyalı gunman bildiğiniz delidir!”

“TUHAF BİR İLGİSİZLİK” ÖRNEĞİ

Baronsal Gladyocu Ertuğrul’a gelmişken; Tomris Uyar’dan bahsettiği 17 Mart’taki “Böyle bir kadının aşk mektupları yakılır mı?” başlıklı yazısını da not edelim: Pek manidardır!

“Tuhaf” dergisinde Tomris Uyar ile Turgut Uyar’ın oğulları Hayri Turgut Uyar ile yapılmış bir röportaj onun acayip ilgisini çekmiş…

-Peki ya, manidar olan nedir?

Öykücü ve çevirmen Tomris Uyar’ın; vaktiyle Türkiye’de de muhtelif görevler yapan CIA’in kaşarlanmış ajanı Robert Finn’in “çok yakın dostu” olması, bu Sıfır Sıfır Yedi Ertuğrul’un “nedendir bilinmez” hiç ama hiç ilgisini çekmiyor!

Bu Ertuğrul’u 80’lerin ortasında elinden tutup Hürriyet’e getiren derin siyasetçi/eski bakan Orhan Birgit miydi, acaba?

Hürriyet Vakfı ile Aydın Doğan Vakfı’nın yürütme kurulu başkanlıklarını da yapmıştı, Orhan Bey…

Mister Birgit mi; 28 Nisan 1960’daki (27 Mayıs darbesini çağıran) hadiselerden bahsederken “İtiraf ediyorum ki, organize ettim. Perde arkasındaydım, o işin…” demişti! (8 Şubat 2009 tarihli Vatan gazetesi)

#ABD
#Yeni Zelanda