Sina Yarımadası'na içindeki iki yüz yirmi dört yolcuyla birlikte düşen Rusya'ya ait uçakla ilgili “bomba” şüphesi kuvvetleniyor! Sabotaj mı? “Rusya'nın Suriye'deki saldırılarına misilleme olarak düşürdük” diyerek IŞİD üstlenmişti.
Rusya “O menzile çıkan füzeleri yok” yollu itiraz etmişti…
Buna mukabil, “ismi açıklanmayan” bir Amerikalı yetkili; CNN'e “Henüz bir sonuca ulaşılmamakla birlikte, 'bagaja veya uçağın başka bir yerine yerleştirilmiş patlayıcı bir düzenek' olduğuna dair, ABD istihbaratı içinde güçlü bir kanaat var” diye konuştu!
*
2008'deki ABD başkanlık seçiminde Obama'ya kaybeden Senatör John McCain bu yılın Ocak ayında itiraf gibi bir açıklama yapmış, ancak bu sözleri medyamızda öne çıkmamıştı…
McCain mi, aynen şöyle diyordu: “Mevcut stratejimizle IŞİD kazanıyor! Silahlarını bırakıp kaçan Irak askerleri yetersiz kaldı…”
Cumhuriyetçi senatör “IŞİD'in, ABD'nin Irak'taki başarısız politikaları nedeniyle ortaya çıktığına” dikkat çekmişti!
*
İki hafta önce, İngiltere eski başbakanı Tony Blair CNN televizyonundaki röportajda “IŞİD'in ortaya çıkışındaki temel neden Irak Savaşı mıydı?” şeklindeki bir soruya, “Böyle bir değerlendirmede doğruluk payı olduğunu düşünüyorum” cevabını verdi!
Dahası var…
Tony Blair, o röportajda “Irak'ta edindiğimiz istihbaratın yanlış olduğu gerçeğinden dolayı özür diliyorum” diye konuştu!
-Öğleden sonra, günaydın!
Aradan 12 uzun yıl geçtikten sonra dilenen bu özrün hiçbir kıymeti yok: Gayrımeşru Irak Savaşı'nda hayatını kaybeden bir buçuk milyondan fazla insanın kanları, İkinci George W. Bush ile Blair'ın da ellerindedir.
Dönemin ABD Başkanı Dabılyu Bush, Kurgusal 11 Eylül'den hemen sonra “Haçlı Seferleri”nden söz etmişti!
Afganistan ve Irak'ın işgali, Yirmi Birinci Yüzyıl'daki ilk Haçlı Seferi'dir!
*
Şimdi de, yoğun gündemin içinde kaybolan 3 Kasım 2015 tarihli bir “flaş” haberin başlığını okuyalım:
“ABD'yi işgale çağıran Iraklı politikacı Ahmet Çelebi öldü.”
70 yaşındaki Çelebi, Reuters'in haberine göre “Kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş; Bağdat'taki evinde ölü bulunmuş…”
Irak medyasındaki kimi haberler ise Çelebi'nin ölümündeki “kuşkuları” dile getiriyordu!
*
Şii bir siyasetçi olan Ahmet Çelebi, Saddam Hüseyin'in devrilmesi için Irak'ın işgal edilmesini gerektiğini söylemişti…
Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu iddia eden ilk kişi “işbirlikçi” Çelebi idi…
Amerikan yönetimi, “Irak'a çökmek için bahane arıyordu!”
“Saddam'da kitle imha silahı var” yalanı ile yine Saddam'ın hayali “El Kaide bağlantısı” gayrı meşru işgalin iki “gerekçesini” oluşturmuştu!
*
“Kitle İmha” yalanları denildiğinde; vaktiyle The New York Times'ta yayınlanan Beyaz Saray kaynaklı uydurma haberler akla geliyor.
Bu türden psikolojik harekât haberleri; işgalden epey önce, 20 Aralık 2001 tarihinde başlamıştı…
Haberlerin çoğunda NY Times'ın kıdemli muhabiri Judith Miller'ın imzası vardı. İlk haberin çıktığı günün akşamında CIA'in eski başkanlarından James Woolsey, 'kitle imha silahları' yalanını MSNBC'de tekrarladı!
Dabılyu Bush'un yardımcısı Dick Cheney'nin başdanışmanı Lewis Libby, Miller'dan Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna dair haberler yapmasını istemişti!
O günlerde, “Kitle İmha Kadını” diye anılan Judith Miller'ın Mister Libby ile “çok özel” bir ilişkisi olduğu ise sonradan ortaya çıktı.
*
Judith Miller için “Ahmet Çelebi'nin Sözcüsü” deniliyordu!
Irak'ın işgal senaryolarında ileri seviyede katkısı olan İran doğumlu işadamı Çelebi, Irak Ulusal Kongresi'nin kurucusuydu. Neo-Con'larla menfaat ortaklığı içindeydi. Önceleri kendisine biçilen rol Saddam Hüseyin'in devrilmesinin ardından Irak'ın başına geçmesiydi.
Ne var ki, “Washington'daki hesap Bağdat'a uymadı!”
Genelde ABD'nin Irak'ta yaşadığı çetrefil sorunlar ve finaldeki hüsran yüzünden, özelde ise “İran hesabına casusluk yaptığı” iddialarından dolayı; Çelebi, Washington'ın gözünden düşmüştü!
*
Çelebi'nin Washington'daki dostları arasında, “Karanlıklar Prensi” diye bilinen Richard Perle, Douglas Feith, Michael Rubin, James Woolsey, Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz en başta geliyordu…
Irak Savaşı'nın mimarlarından Wolfowitz, 23 Mayıs 1998'de “Rahmi Koch'la iftihar ediyoruz” demiştir! 30 Haziran 2007 tarihli bir gazetede ise “Mustafa Koch ile Wolfowitz'i birlikte çıktıkları bir yat gezisinde koyu bir muhabbete dalmışken gösteren” bir fotoğrafı hatırlıyoruz!