Atatürkçü, İsrailci ve Mason: İşte Gladio’nun kaşarlanmış piyonu Adnan!

04:0027/07/2018, Cuma
G: 27/07/2018, Cuma
Tamer Korkmaz

Adnan Oktar, polisteki ifadesinde kendisini “Atatürkçü” olarak tanımladı. Bu Adnan’ın “Atatürkçülüğü” yeni falan da değildir; gecmisgazete.com’dan, Tan gazetesinin 14 Kasım 1990 tarihli nüshasını buluyoruz. İlk sayfada yer alan haberin başlığını okuyoruz:“Ben bir gericiydim” diyen Adnan Hoca açıklıyor: “Neden Atatürkçü oldum?”Haberin spotlarında ise şunlar yazılı:“10 Kasım’da müritleriyle birlikte Anıtkabir’i ziyaret ettiği için şimşekleri üzerine çeken Adnan Hoca ‘Biz bir gecede Atatürkçü olmadık.

Adnan Oktar, polisteki ifadesinde kendisini “Atatürkçü” olarak tanımladı. Bu Adnan’ın “Atatürkçülüğü” yeni falan da değildir; gecmisgazete.com’dan, Tan gazetesinin 14 Kasım 1990 tarihli nüshasını buluyoruz. İlk sayfada yer alan haberin başlığını okuyoruz:



“Ben bir gericiydim” diyen Adnan Hoca açıklıyor: “Neden Atatürkçü oldum?”

Haberin spotlarında ise şunlar yazılı:

“10 Kasım’da müritleriyle birlikte Anıtkabir’i ziyaret ettiği için şimşekleri üzerine çeken Adnan Hoca ‘Biz bir gecede Atatürkçü olmadık. İnceledik, tarihine, devrimlerine baktık, yolumuzu ondan sonra çizdik. Atatürkçü olmamızın uzun bir tarihi var. Bizi baltalamak Atatürkçülüğe darbe olur’ dedi…”

*

Neymiş? Yirmi sekiz yıl önce bunları söyleyen Adnan’ın Atatürkçülüğü, demek ki 1990’dan çok daha eski yıllara kadar gidiyormuş!

Adnan’ın o günlerden itibaren Atatürkçülüğü kendisine maske yaptığını zannedenler yanılıyordu: Onun asıl maskesi Hoca’lığıydı! Bir başka deyişle; Oktar’ın örgütü “dini cemaat” maskesiyle ağını geriyordu!

Bu “çok özel icraatını” Türkiye’deki Baronsal Gladyo’nun kendisine yüklediği “derin misyon” kapsamında icra etti…

Bu kirli misyonun temel hedefi “İslam’ı ifsat etmek, tahrip etmektir!” Bu planı sinsice kurgulayanlar, yıllarca süren ilk devrede Adnancıları “ters manyel yöntemiyle” muhafazakâr kesime afiyetle yedirdiler! İkinci yarıda ise (aşağı yukarı son on sene) Adnan açıktan oynamaya başladı! Hadise tam olarak budur!

Şu itina ile kurgulanmış “ikileme” özellikle dikkat:

Adnan Oktar, 80’lerin ortasından itibaren ilk beş yılında “Atatürk karşıtı bir gerici” görüntüsü vererek sahne almıştı! Sonrasında (1990’da) Anıtkabir’i ziyaret edip ne denli sağlam bir Atatürkçü olduğunu anlatıyordu. “Bir gecede Atatürkçü olmuş değiliz, biz!” diyordu, ya…

Ardından Atatürk ile alakalı çok sayıda kitaba da imza attı, Adnan: Harun Yahya müstearıyla yayınladığı “Gerçek Atatürkçülük” kitabı, bunlardan sadece birisidir.

Bir başka kurgusal ikilem de, masonluk ve Yahudilikle ilgili olanıdır: Yıllarca bu konulardaki “Harun Yahya” imzalı kitaplarla sanki onların karşıtlarıymış gibi bir görüntü verdi. Oysa, bu “ters manyel çalışan” bir propaganda yöntemiydi!

Beş yıl önce ekranlarda üstatlarından 33. Derece Mason diploması aldı. Terör Devleti İsrail’in yöneticileriyle ilişkileri “enseye tokat” seviyesindeydi. “İsrail’e dokunanın başına gök kubbeyi yıkarız!” diyerek “ateşli bir İsrail yandaşı” olduğunu ilan etti!

*

Türkiye’deki Baronsal Gladyo’nun ideolojisi “laikçiliğe ve Atatürkçülüğe” dayalıdır: İstismarın zirvesindedirler…

“Dini cemaat” maskeli bir Gladio örgütü olan FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında “Yurtta Sulh” adlı cuntanın önde gelenleri TRT’de okuttukları korsan bildiride bir “laikliğe” bir de “NATO’ya” bağlılık vurgusu yapmışlardı!

Son operasyonda, Adnancı örgütün FETÖ ile bağlantıları da açığa çıktı: Eh, her ikisi de Gladyo’nun üretimidir!

FENA ENSELENDİ

Bütün bunlardan sonra; Türkiye’deki Gladyo’nun medya masasında yıllardır “özel görev” icra eden Etki Ajanı Ertuğrul Ö.’nün Adnan Oktar hakkında 24 Haziran’da ne yazdığını bir daha hatırlayalım! O yazısının başlığı aynen şöyleydi:

-Hocam Beni de Alın Aranıza; Söz, Dokunmam…

Hedonist Ertuğrul, Adnan Hoca’nın karşısında dans eden kadınların görüntüleri hakkındaki izlenimlerini “övgü dolu” satırlarla yazmıştı…

“Adnan Hoca, vallahi ilginç adam: Resmen hem eğleniyor hem de hocalık yapıyor. Bu kare Türk muhafazakâr kesiminin bu kanadının geldiği noktayı çok güzel anlatıyor. Vallahi, şu seanslardan birine katılmaya talibim. Söz veriyorum hiçbir şeye hiçbir yere dokunmam…” (Hürriyet, 24 Haziran 2018)

Bu yazıdan kısa bir süre sonra Adnan Oktar ve örgütüne yönelik operasyon patlayınca; bu defa işbu pişkin+utanmaz Ertuğrul, sanki hiç böyle bir yazı yazmamış gibi birdenbire “Adnan Karşıtı” kesiliverdi!

Hürriyet yazarı merhum Yavuz Gökmen’in Adnan’la uzun süre nasıl mücadele ettiğini anlatmaya başladı, mesela!

Peki, kendisi neden hiç mücadele etmedi? Yanıt yok!

Yahut, daha 24 Haziran’da “Adnan Oktar ve dans eden kadınlarına yaptığı güzellemeyi” artı “Beni de aranıza alın” talebini neden “yok” saydı? Tık yok! Halen daha “aralarına katılmak” istiyor mudur?!

Ha, Baronsal Gladyocu Ertuğrul, zaten onlarla aynı batıcı kompartımanda yer alıyor; ayrıca “örgütlerine katılmasına” gerek, yok ki! Sadece Adnan’la görev yerleri farklı; yoksa ikisi de aynı Gladyo’nun mahsulü ve elemanıdır!

Optik Çarpıtmacı’nın Kralı’dır, “Atatürkçü” Ertuğrul:

Bu defa da; “FETÖ ve Adnan Oktar’dan sonra ‘Yeni FETÖ kim olacak?’ totoları iktidar yanlısı medyada bile oynanmaya başlamışken; Aziz Atatürk’ün tarikatlarla ilgili sözlerini bir kere daha okutmakta yarar yok mu?” diye yazmıştı, üç gün önceki sütununda!

Kendisi gibi Gladyo’nun elemanı olan Adnan Oktar, filmin başından beri “Atatürkçü” yahu! “Laikçi/Gladyocu hikâyeleri, düzenbazlıkları” yemeyiz, biz! Kesin, tıraşı!

#Adnan Oktar
#Örgüt