Türkiye’nin uzun yıllardan beri uzman olmayan uzmanları var. Ne demek uzman olmayan uzmanlar? Bir şekilde medyada popüler hale gelmiş belki bilim insanı belki o bile değil ama konunun ehli olmayan kişiler. Örnek vereyim Prof. Dr. Celal Şengör. Celal Bey belki iddia edildiği gibi dünya çapınca bir jeolog yer bilimci olabilir. Lakin hemen her konuda hele tarih konusunda uzman değil ama buna rağmen çoğu zaman kendisine tarihçiymiş gibi yaklaşılıyor. Medyanın seveceği bir tipleme. Çok konuşuyor, arada ilginç anektodlar aktarıyor. Uzman olmayan uzmanlar kademe kademe. Celal Şengör bunların en uzman olmanı.
Bir de geçtiğimiz günlerde vefat eden Muazzez İlmiye Çığ var. 110 yaşında vefat eden Çığ “tam bir Cumhuriyet kadını” İlklerden olunca birçok unvana ve dokunulmazlığa doğal olarak kavuşuyorsunuz. Çığ da Dil ve Tarih Fakültesi’nin ilk kadın mezunlarından. Hal böyle olunca da Cumhuriyet rejiminin himayesi altında sorgulanmadan hayatına devam edebildi. 28 Şubat döneminde başörtüsü yasaklarının en büyük savunucularındandı. Yaşadığı süre boyunca bu konuyla alakalı en ufak bir pişmanlığını duymadım, okumadım. Muazzam İlmiye Çığ’ın bir akademisyen ve bilim insanı olmadığı zaten geniş kitleler tarafından biliniyordu lakin buna rağmen kendisini profesör ilan edenler bile vardı. Tabii üzücü olan bir işkencecini ve hiç bir dayanağı olmayan ırkçı birisinin yaşarken bunların hesabını verememiş olması. Tarihi Sümerlerden başlatan lakin Sümerolog değil Hititolog olması, Sümerlerin Türk olduğunu iddia etmesi ve bunun hiçbir dayanağının olmaması Çığ’ın en büyük çiğliklerinden. Nasıl olsa söylediği her şeyi anında sorgusuz sualsiz kabul eden bir kitle vardı karşısında. Çığ’ın vefatından sonra ise pek de alışık olmadığımız bir şey oldu bütün pislikleri ortaya döküldü. Özellikle başkanı olduğu vakıf tarafından 80 darbecilerinin himayesinde yaptığı işkenceci deneyler ortaya çıkartıldı. Neyse ki hafızasız değilmişiz. En azından ölümünden sonra bazı gerçekler tekrar konuşulsa da aziz hatırası kalmadı. Yaşlılık ve ölümün kalkanı bu kez oluşmadı.
Türkiye’de bazı tipler var. Ortaya koydukları eser!ler suya sabuna dokunmaz hiçbir toplumsal soruna değinmez ama sorsanız muhaliflerdir. Önlerine bir mikrofon gelince hele ki bu mikrofon Türkiye dışında bir yerdeyse hemen başlarlar sloganlarını sıralamaya. Bu kişilerin sonuncusunun Gülse Birsel olduğunu gördük. Ben Birsel’in Türkiye’de dişe dokunur bir eleştiri yaptığını görmedim, duymadım. Centre For Turkey Studies’te yaptığı konuşmada Türkiye’de komedyenliğin son yıllarda zorlaştığını, bir daha geldiğinde Türkiye’nin birinci sınıf bir demokrasi olmasını umduğunu filan söyledi. Geçtiğimiz günlerde yaptığı çıkışı ben tek bir şeye bağlayabiliyorum. Daha çok Avrupa Yakası dizisinde canlandırdığı Kubilay karakteriyle tanınan Vural Çelik’in ardından yazdığı ve sonra silmek zorunda kaldığı gönderinin izlerini silme çabası başka bir şey değil.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.