|
En Hakiki Şeyh Bizim Şeyh...

Dedim ya... Memleket havası aldım diye... Ben bu havayla epey bir müddet giderim artık.

Neden mi? Anadolu''nun havası, oksijeni direk kalbe gidiyor da ondan.

Nasıl gitmesin...

En son ne zaman bir dostunuzun yeni ev yaptığı için Kur''an okutup, cümle ahaliye yemek verdiğini duydunuz mesela?

Ya da bir tek vakit namazını kaçırmamışlığını ilan edercesine yüzü parıldayan bir hacıannenin gözlerindeki iman ışıltısına en son ne zaman şahit oldunuz?

4,5 yaşındaki oğlumun “Baba bizim köyde ne kadar çok hacıanne var” dediğini söylersem, o nurlu yüzlere ne kadar çok şahit olduğumu da anlarsınız değil mi?

Kenarları oyalı bembeyaz cemberleriyle konuşur bizim hacıannelerimiz.

Bir kelam edecekleri zaman cemberlerinin perçemiyle ağızlarını kapatıp öyle konuşur.

Öylesine pak ve temiz ruhludurlar işte.

Bu yaz tatili bana gerçekten iyi geldi.

Nasıl gelmesin...

''Benli Muhiddin Efendi Hazretleri''nin kabrine sahip bir ilçede doğmuşum...

O Benli Muhiddin Hazretleri ki bir Horasan Ereni...

Osmanlı''nın zirve sultanı Kanuni''nin ve sonraki Cihan Padişahlarının akıl hocalığını yapan Şeyhülislam Ebussuud Efendi''nin babası olmak gibi bir şerefyablığı bir yana, himmetinden sual edilmez bir ''büyük'' olduğunda cümle ahali hem fikir...

Dahası Şeyhülislam Ebussuud Efendi ile aynı memleketin toprağıyla belenmişim.*

Anadolu''nun toprağıyla belenince hakiki adam olabilme yolunda daha bir yürekleniyor insan.

Çünkü Anadolu demek hakikilik demek... Anadolu''da dostluk da hakiki, düşmanlık da... Dervişlik de mürşidlik de...

Ne de olsa, toprak hakiki, su hakiki, hava hakiki...

Tüm bunlar, geçen hafta gazetelere yansıyan, yüzünde uzunca kılları olan sahtekarı görünce geldi aklıma... Aslında epey bir süredir bu tür haberlere hep kuşkuyla bakıyorum.

Baskınların, gizli kameraların arkasından hep farklı niyetler çıktı çünkü... Bir şeyhi müridleriyle birlikte kovup, yaşadığı köyün arazisini parsel parsel satanları görmedik mi... Ama bu kuşku, doğru ile yanlışı ayırdedememe bahtsızlığına da düşürmüyor bizi çok şükür.

İnsanımız biliyor bilmesine neyin hakiki, neyin sahte olduğunu da, yasalar, kanunlar bilmiyor.

Yasalar kanunlar bilmeyince sahtekarlara da yol açılıyor.

Yasalarda hakiki şeyhliğin bir tanımı yoksa birinin sahte şeyh olduğuna nasıl karar verecek mahkemeler? Tekke ve Zaviyeler Kanunu''nda bir değişiklik yapmanın vakti-zamanı gelmedi mi?

Bu ülkede tasavvufun hala önemli bir değer olduğunu ve uygulanmaya devam ettiğini bilmeyen aklı başında bir Allah''ın kulu var mı?

70 milyonun bildiğini hala kimden saklıyoruz?

Birbirimize yalan söyleye söyleye memleket bu hale geldi. Artık yalanlarla yaşamayı bırakalım lütfen...

*Annemin köyündeki tekke de Anadolu insanının şeyhin hakikisini nasıl sahiplendiğinin bir örneği... Yapraklı ilçesine bağlı Akyazı Köyü''ndeki tekkede bir kitabeden alıntı olduğunu zannettiğim tanıtma metninde, tekkede medfun bulunan zatlardan birinin Şeyhülislam Ebussuud Efendi''nin babası olduğu bildiriliyor. Ebussuud Efendi''nin İskilipli olduğunu biliyorduk. Söz konusu metinde Yapraklı''nın bir zamanlar İskilip''e bağlı olması nedeniyle bu sonuca varıldığı not düşülmüş. Araştırmacılar bu konuya el atıp aydınlatırsa mutlu olurum. Netice itibariyle İskilip de Anadolu''dur.

Birisi Galatasaray Başkanı Ünal Aysal''a ''sus'' desin

Bir Galatasaraylı olarak şike operasyonundan gayet memnunum. Bu operasyon seneler önce yapılsa işin ucu GS''ye de dokunacaktı büyük ihtimalle. Mesela şampiyon olduğumuz senelerden birinde, ligin son haftasında averaja ihtiyacımız varken Ankaragücü''nü 8-0 nasıl yenebildiğimizi hala merak ediyorum.

Memnun olmamın sebebi, tıpkı tasavvuf meselesinde olduğu gibi herkesin bildiği ama resmi makamlarca yok sayılan bir mesele olmasındandı. Birçok Fenerbahçe taraftarının da geçen seneki Sivasspor maçındaki galibiyette benim 8-0 huzursuzluğumun benzerini yaşadığından eminim.

Biz yine de birbirimizi kandırmaya devam ediyorduk ki, Polis sağolsun!

Şike operasyonu Galatasaray Başkanı Ünal Aysal''ın iletişim danışmanına ihtiyacı olduğu konusundaki fikrimi iyice pekiştirdi. Çünkü daha seçilir seçilmez başladı konuşmaya başkan.

Bir daha da toparlayamadı.

Elmander transferini NTV''den duyurması, Atletico Madrid''ten üç kişiyi transfer ettik demesi ve fos çıkması, Polat''la ilgili sözleri ve son şike operasyonundaki açıklamalarıyla yardımcısı Ali Dürüst''ü zor durumda bırakması...

Başkan yalan-yanlış söylemiyor ama ne zaman, nerede, ne söyleyeceğini pek bilmiyor.Bu takımın acilen basın sözcüsüne ihtiyacı var. Ya da biri de çıkıp başkana ''başarılı işadamı'' olduğunu ama ''kameralar karşısında pek de başarılı olamadığını söylemeli...

13 yıl önce
En Hakiki Şeyh Bizim Şeyh...
15 Temmuz dersleri
Eşyanın tasallutundan kurtulmak ve eşyaya tasarrufta bulunmak...
Dünün mutlu yarının umutlu olabilmesi için...
Faiz kararları ne anlama geliyor?
OVP’de kamu personeline ve kamu yönetimine ilişkin yeni yol haritası