Türkiye’nin Afrin operasyonunu “savaşa mı giriyoruz” şeklinde okuyanlar, günlerdir bu kararın aceleye gelip gelmediğini sorguluyorlar. Aslında doğru, tedbir göz çıkartmaz. Hele de böylesine geniş çaplı, büyük ihtimalle Fırat’ın doğusuna da kayacak gibi gözüken (AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal dün operasyonun Afrin’le sınırlı kalmayacağını söyledi) bir harekât başlatılacaksa, her adımı defalarca düşünmek, kılı kırk yarmak ehvendir. Zira Türkiye’nin “terör koridoruna izin vermem” gerekçesiyle girdiği mücadele sadece PYD-YPG ya da PKK ile olmayacak, hepimiz pekâlâ biliyoruz ki, biraz da bu terör gruplarını destekleyen ABD ile olacak. ABD içinde bulunduğu, “maşa olarak terör örgütü kullanma” gibi meşruiyeti zaten tartışmalı olan durumu nedeniyle, Afrin’de Türkiye ile yüzleşmeye cesaret edemeyebilir, bu ayrı konu. Ama yine de atılacak her adımda, ABD ile açıktan ya da örtülü bir savaşa gireceğimiz varsayımıyla hareket edilmesi doğru olandır. Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak yeğdir.
Öte yandan Türkiye bu çıkışa neredeyse mecbur bırakıldı. Bunun çeşitli sebepleri var. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Geniş çaplı operasyon kararı alınıp bu karar gazetelere yansıdığında, ABD U dönüşü manevralarına başladı. Washington’dan peş peşe, birbirini tekzip eden açıklamalar gelmeye başladı. İlkinde “sınır güvenlik ordusu kurulacak” dendi, ardından böyle bir şey söylenmediği iddia edildi, ardından Afrin’le ilgili açıklamalar sırayı aldı. Koalisyon sözcüsü Ryan Dillon, Türkiye’nin muhtemel Afrin harekâtına Pentagon’un engel olmayacağı işaretini verirken, Pentagon Sözcüsü Galloway, Afrin’deki Kürt güçlerinin “IŞİD’le mücadele operasyonlarının bir parçası olarak kabul edilmediğini” söyledi. ABD liderliğindeki IŞİD karşıtı koalisyonun sözcüsü Dillon ise, “Afrin operasyon alanımız değil” dedi. Bu yolla söyledikleri şu aşamada Afrin’de Türkiye’nin karşısına çıkmayacaklarıydı.
Öte yandan, durumun Türkiye açısından artık bir iç ve dış güvenlik zaafı haline geldiği de çok açık. Velhasıl, Türkiye bu konuda da yalnız. Ve atacağı her adım büyük riskler içeriyor. Uyarılarda söylendiği gibi Afrin operasyonuna başlamak kendi kararımızken, ilerleyen aşamalarda bitirmek kararını verme selahiyeti bulamayabiliriz. Kısaca ipin ucu elimizden kaçabilir, demek mümkün. Yani Afrin üzerinden Fırat’ın batısı için geri adım atan ABD, Fırat’ın doğusu söz konusu olduğunda başka türlü davranabilir ve bu da umulmayan sonuçların ortaya çıkması anlamına gelebilir.
Sözün özü, söylenenler doğru, durum sahiden riskli. Öte yandan güney sınırımızın tam altındaki terör koridorunun daha az riskli olduğunu, güvenliğimiz için daha az tehdit unsuru oluşturduğunu düşünmüyorum doğrusu. Bir seçenek diğerinden daha kabul edilebilir gözükmüyor gözüme yani. Bu durumda ise söylenecek tek bir cümle kalıyor elimize: Allah askerimizin yardımcısı olsun, ayağına taş değdirmesin.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.