Enflasyon sadece ekonomik hayatın değil aynı zamanda toplumsal psikolojinin de iniş ve çıkışlarını etkileyen bir dertten kederden hallice bir olgu. Bir şarkının ritim ve melodileri gibi sürekli değişkenlik gösteren bu acı gerçek hüzün, neşe ve öfke gibi duygusal tepkilere gebe olmayı sürdürüyor. Haziran ayı enflasyon ayının beklenenin biraz altında gelmesi ile dikkatleri çeken TÜİK birinci ağızdan madde fiyatlarından bir zamanların prensi ENAG’a, aylık enflasyondaki düşüşten enflasyonun olası kaynağına kadar pek çok duruma açıklık getiriyor. Satır aralarında önemli mesajları da içeren TÜİK Başkanı’nın kamuoyuna yansıyan açıklamaları enflasyonla mücadelenin yol haritasına ışık tutuyor.
Bugün Türkiye’de ve dünyada yaşanan enflasyonun pek çok kaynağını ve bunun ücretliler üzerindeki etkisini tartışıyoruz. Talepteki artışa, maliyetlerdeki yukarı yönlü seyre, beklentilere odaklanırken kurumsal karlar tarafından yönlendirilen enflasyon gerçeğini de görmezden gelmemeliyiz. Bugün hem Türkiye’de hem Avrupa’da hem de Amerika’da yapılan pek çok bilimsel çalışmada karların enflasyonu artırıcı rolü açıkça ortaya konuyor. Şirketlerin artan ve beklenen maliyetlerinin fiyatlandırma stratejilerine yansımasıyla ortaya çıkan kar marjlarındaki büyümenin enflasyonu tetikleyici fonksiyonunu gelecek açısından hafife almamak gerekiyor.