|
Geleceğin patronu sensin

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yükseköğretim istihdam göstergeleri raporu üniversite tercihleri öncesinde milyonlarca gence yol gösteriyor. Raporda üniversite mezunlarının iş bulma oranları, mezun olunan alana, cinsiyete ve yaş grubuna göre farklılaşıyor. Gelecek planlaması için büyük bir rehber niteliğindeki rapor aynı zamanda yükseköğretim sistemi ile iş gücü piyasası arasındaki entegrasyonun da önemine dikkat çekiyor.


KARİYER PLANLAMASI

Tahmin edileceği üzere eğitim düzeyi arttıkça iş bulma ihtimali artıyor. Ancak hem iş bulma hem de iş tatmin düzeyi bölümlere göre farklılık gösteriyor. Eğer sıradan, iş gücü piyasasının ihtiyacı olmayan bir lisans mezunu iseniz sevimli ama biraz çaresiz olmaktan başka şansınız kalmıyor. İşsiz kalmayı yüksek lisans ve doktora süreçleri ile perdeleyeyim diyorsanız, günün sonunda ya o perde elinizde kalıyor ya da onca yıl eğitim sonrasında alacağınız maaşı duyunca kısa bir şok yaşayabiliyorsunuz.

Bölüm tercihleri kişilerin kariyer planlaması kadar iş gücü piyasasının beklentileri için de önem taşıyor. Bugün mühendislik ve sağlık bilimlerinden mezun olanlar, sosyal bilimler ve beşeri bilimler mezunlarına göre çok daha avantaj sahibi olabiliyorlar. Bu alanlarda mezunların istihdam oranları oldukça yüksek. Sosyal bilimler ve beşeri bilimler mezunları ise iş bulma konusunda daha fazla zorluk yaşıyor. Mühendislik ve sağlık bilimlerinden mezun olanlar her zaman ortamın aranan ve popüleri olabiliyorken, sosyal bilim mezunları sürekli kendilerini gösterme çabası içerisinde kalabiliyorlar.

Erkeklerin iş gücüne katılım oranları kadınlara göre yüksek, bazı alanlarda kadınların yüksek istihdam oranlarına sahip olması gelecek açısından onlar adına umut veriyor. Öte yandan üniversiteden yeni mezun olmuş genç mezunlar bir hazine avcısı gibi “buldum” diyecekleri günü bekliyorlar.


KİMİNİN PARASI KİMİNİN YİNE PARASI

Özellikle sosyal ve beşeri bilim mezunları iş gücü piyasasında nitelik ve beceri uyumsuzluğunu zirvede yaşıyorlar. Mezun oldukları bölümlerden farklı alanlarda çalışma zorunluluğu “ben şimdi bu bölümü neden bitirdim, niye bitirdim? Bitirdim de bitirmedim mi dedim” gibi izahı zor bir girdabın içerisine girmek zorunda kalıyorlar.

Mezuniyet sonrası ilk yıllarda işsizlik oranlarının daha yüksek olması, gençlerin iş piyasasına entegrasyon sürecinde yaşamış oldukları zorluklar, işverenlerin deneyim zorbalığı yeni mezunları beni neden kimse işe almıyor sorusunu sormaya zorluyor.

Lisans mezunlarında ortalama iş bulma süresinin 14,4 ay, ön lisans mezunlarının mezunlarında iş bulma süresinin 15,9 ay olması biraz umut dolu biraz da şaşkın bekleyişi beraberinde getiriyor. Tüik’in raporuna göre dil ve konuşma terapisi mezunları ortalama 2,3 ay, tıp ve özel eğitim öğretmenliği mezunları 4,2 ay, eczacılık bölümü mezunları 5,5 ay ebelik mezunları ise 7,3 ay içinde meslek hayatına atabiliyorlar. Bu durum hayata gözümüzü açmaya ve nefes almaya devam ettiğimiz sürece eğitim ve sağlık hizmetlerini yerine getirecek kişilere ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor.

Ortalama kazancın en yüksek olduğu bölümler ise gelecek ekonomisi için gençlere ışık tutuyor. Aylık ortalama kazancı en yüksek 5 bölüm pilotaj, matematik mühendisliği, uçak mühendisliği, kontrol ve otomasyon mühendisliği, gemi makineleri işletme mühendisliği olarak öne çıkıyor. Herkesin bildiği ancak kimsenin çare olamadığı ekonomi bölümü ise aylık ortalama kazanç sırasında 22. sırada. Ön lisans mezunlarında ise perakende satış ve mağaza yönetimi, polis meslek eğitimi, uçak teknolojisi, marka iletişimi öne çıkan aylık ortalama kazancı yüksek olan bölümler.


NE YAPALIM

Öncelikle herkes üniversite okumak zorunda değil gerçeğini görmezden gelmemeli, sıradan bir üniversitenin sıradan bir bölüm mezunu olmanın iş gücü piyasası açısından da gençlerin geleceği açısından da bir anlam ifade etmediğinin altını üstünü vurgulayalım. En basitinden en az 1 milyon kişinin örgün ya da uzaktan ekonomi okuyabildiği bir sistemin işgücü piyasasının beklentilerinden uzak olduğu gerçeğini görerek yapılandırmayı es geçmeyelim. Teknik ve sağlık alanlarında ihtiyaç duyulan becerileri erken dönem eğitim müfredatına yerleştirme ihtiyacını görelim. Üniversitelerdeki kariyer destek programlarını, geleneksel sürekli eğitim modelinden yenilikçi, işgücü piyasasının dinamizmine ayak uyduracak, mezuniyet sonrası iş ve meslek hayatına hızlı adaptasyonu sağlayacak bir moderniteye kavuşturalım. Yeni mezunların iş deneyimi engeline takılmamaları için geçici istihdam programları ve iş başında eğitim süreçlerini es geçmeyelim. Girişimciliği teşvik etmek, ülke ekonomisine katma değeri yüksek bir katkı sunmak adına dijital beceri ve yenilikçi teknolojiler ile desteklenmiş girişimcilik ve finansal destek programlarını artıralım.

Bizde “gitmek isteyince her yer yakındır.”
#Ekonomi
#TÜİK
#istihdam
#üniversite
2 ay önce
Geleceğin patronu sensin
Tören sonrasında 90 genç teğmen 15 Temmuz’da kaldırılan darbeci yemini neden tekrar etti?
Erdoğan’ın tarihi çıkışı İsrail medyasını panikletti! İsrail’den ‘güçlü Türk ordusu’ itirafı...
Esir Şehirlerin eserleri
Bu mel’un amacı nasıl engelleriz
İki dağ arasında