Uzak-yakın: Endonezya

04:003/11/2017, Cuma
G: 18/09/2019, Çarşamba
Ömer Lekesiz

İslam coğrafyasının yakın bir beldesine yaptığım birkaç günlük geziden eve döndüğümde, çok uzaktaki bir İslam beldesine mahsus bilgi hazinesi olarak niteleyebileceğim,Osmanlı Belgeleri Işığında Osmanlı Endonezya İlişkileriadlı kitabı masamda buluverdim.Hitay Holding’in kültür hizmeti olarak yayımlanan kitap,Mehmet Akif Terzi,Ahmet ErgünveMehmet Ali Alacagöztarafından hazırlanmış.Özenli bir grafik-tasarımla ve tertemiz bir baskıyla sunulan 591 sayfalık bu prestij kitabın sunuş yazısı Hitay Holding

İslam coğrafyasının yakın bir beldesine yaptığım birkaç günlük geziden eve döndüğümde, çok uzaktaki bir İslam beldesine mahsus bilgi hazinesi olarak niteleyebileceğim,
Osmanlı Belgeleri Işığında Osmanlı Endonezya İlişkileri
adlı kitabı masamda buluverdim.
Hitay Holding
’in kültür hizmeti olarak yayımlanan kitap,
Mehmet Akif Terzi
,
Ahmet Ergün
ve
Mehmet Ali Alacagöz
tarafından hazırlanmış.
Özenli bir grafik-tasarımla ve tertemiz bir baskıyla sunulan 591 sayfalık bu prestij kitabın sunuş yazısı Hitay Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Hitay
’ın, giriş yazısı ise
Azmi Özcan
Hoca'nın imzasını taşıyor.
Osmanlı – Endonezya ilişkilerini masaya yatırmanın ve araştırma sonuçlarını kitaplaştırmanın gerekçesi, yazı başlığımda yer alan
uzak-yakın paradoksuna
denk düşüyor.

Şöyle ki, burnumuzun ucundaki Bosna-Hersek’in bile Tek Parti devrinde bizlere unutturulmasının ve dolayısıyla oradaki Müslüman varlığının sistem tarafından adeta inkar edilmesinin yanında, Osmanlı-Endonezya ilişkilerinin hatırlanması, hatırlatılması hayal bile edilemezdi. Nitekim sonuç da böyle tahakkuk etti: Endonezya, İslam ümmetinin dününü, bugünü kendilerine mesele edinen çok az sayıdaki insanın bilgisinde, gözden çok ırak ama gönüllere çok yakın bir belde olarak yaşamaktan öte fiili bir ilgiye, bilgiye ve ilişkiye muhatap olamadı.

İşte sözün gelip dayandığı bu noktada, Özcan Hoca “Türkiye’de uzun zamandır unutulmaya / unutturulmaya bırakılan bu ilişkilerin tarihi, artık gereken ilgiyi görmekte ve değerli bilim insanları tarafından mukayeseli olarak araştırılmaktadır” şeklindeki müjdesiyle hem bu kitabı işaret ediyor, hem de onun yayımlanma maksadını belirtmiş oluyor.

Kitabı hazırlayan üç kıymetli imzanın müşterek önsözünde ise çalışma tarzı hakkında şu bilgiler veriliyor:

“Belgesel nitelikte hazırladığımız bu çalışmada Açe Sultanlığı ile Osmanlı Devleti arasında gelişen siyasi, dini ve ticari boyutlardaki ilişkiler ele alınmış ve arşiv kaynakları eşliğinde ortaya konulmuştur.

Eser, okuyucuya iki bölüm halinde sunulmuştur. İlk bölüm, üç ana başlık altında ele alınmıştır. Birinci başlık altında Endonezya’nın coğrafi ve dini yapısı anlatılmış, ikinci ana başlıkta Osmanlı – Endonezya ilişkilerinin 16. yüzyıldaki seyri incelenmiş ve son başlıkta ise iki devletin 19. yüzyıldaki ilişkileri ortaya konmuştur.

Eserin ikinci bölümü belgelerin görüntüsü, günümüz Türkçesine çevrileri ve transkribelerinden oluşan bir koleksiyondur.

Osmanlı Arşivi’ndeki birçok belge arasından seçilerek kronolojik takip esasına göre orijinal olarak yayınlanan belgelerin hemen karşı sayfasında günümüz Türkçesine çevirileri ve transkribeleri bulunmaktadır. Okuyucu bu bölümde belgeler eşliğinde tarihte kısa, fakat keyifli bir yolculuk yapacaktır.”

Bu keyif aslında metinlerin tümünü şamildir. Örneğin, Endonezya’nın coğrafi ve dini yapısıyla, 16. ve 19. yüzyıl Osmanlı-Endonezya ilişkilerinin işlendiği metinler, tarihi (belgesel) değer taşıyan fotoğraflarla zenginleştirilerek verilmiştir.

Bundan da güzeli, kitapta, uzaktaki Endonezya’nın, tarihi macerası, İslam’la buluşması, özgürlük savaşları ve Müslüman olarak var olma gayretleriyle bize olan yakınlığının vurgulanmasıdır. Ki, benim yukarıda bu kitabı bilgi hazinesi olarak niteleyişimdeki ilk maksat da, onun Endonezya’yı sevginin bir sureti olarak gönül gözümüze düşürmesi, uzağın yakınlığını bize mümkün kılmasıdır.

Bu bakımdan, Endonezya’nın İslam’la tanışmasının ilk yazılı belgesi olan, 1082 tarihli
Fatıma bint-i Meymun
’a ait mezar taşı, buralı bir Müslümanın nezdinde
Süleyman Şah
’ın mezar taşıyla denk bir kıymete sahiptir.
17.508 adasının üzerinde, 2009 tahminlerine göre 230 milyon insanın yaşadığı ve bunun % 87,2’sinin Müslüman olduğu Endonezya,
Osmanlı Belgeleri Işığında Osmanlı Endonezya İlişkileri
adlı kitapla, yeni gündemimizde kendisine daha özel bir yer açabilecektir.
Elbette, kitabın mahiyeti ve bakış açısı
Kavuklu
’ya göredir, çünkü ilgili belgeler, bilgiler ve yorumlar bize aittir.
Gönlümüz ister ki, konuya bir de
Pişekar
açısından yani Endonezya’dan bakılsın.

En azından Osmanlı yıkılırken, Hilafet kaldırılırken, Müslüman'ı Müslüman'a unutturmak isteyen yöneticiler burada iş başındayken, oradaki Müslümanlar ne düşündüler, nasıl üzüldüler, hangi düzeyde bir umudun ya da umutsuzluğun bağbanı oldular, bir bilelim.

Bunu derken, kitabın hazırlanmasında, yayınlanmasında emeği geçenlerin Pişekar’a da ulaşabileceklerine dair oluşan güvenime yaslandığımı özellikle belirtmeliyim.

#İslam
#Coğrafya
#Endonezya
#Asya