Vize krizi, er ya da geç, şu ya da bu şekilde bitecek.
O bitecek ama bir başkası patlayacak.
Çünkü güçlenen Türkiye, Amerikan imparatorluğunun gerek kendi ülkesine, gerekse periferisindeki ülkelere mahsus eylemlerini sorgulamaya başladı.
Türkiye, geçmişte darbecilerin amentü maddelerinden biri haline gelen NATO’ya bağlılığı sorguluyor.
BM’nin mevcut yapısını, bu bağlamda Güvenlik Konseyi’nin lâyüs’el kullandığı yetkileri sorguluyor.
Amerika’nın silahlı güçleriyle, istihbarat örgütütleriyle, taşeron terör gruplarıyla Bereketli Hilal’de ne aradığını sorguluyor.
Mısır’da, kendi halkı tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanını askeri darbe ile devirmesini ve ülkenin yönetimini kendisine bağlı generallere teslim etmesini sorguluyor.
DEAŞ’ın kurucusu, sevk ve idare edicisi de kendisi olduğu halde, PKK ve onun uzantısı olan örgütleri, asıl ona karşı değil, kime karşı silahlandırdığını sorguluyor.
Irak’ta ve Suriye’de, güya toprak bütünlüğünden yana olduğunu söylediği halde buralarda yeni aşiret devletçiklerin kurulmasını sahne gerisinden hangi maksatla desteklediğini sorguluyor.
Stratejik müttefikliğin, bir siyaset mecazından ibaret olup olmadığını sorguluyor.
Doğrudan doğruya Türkiye’nin varlığına yönelen ve istiklalini tehdit eden Gezi eşkıya kalkışmasının, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz başarısız darbe girişimlerinin neresinde olduğunu sorguluyor.
FETÖ ile bağlarını sorguluyor; FETÖ elemanlarını büyükelçiliğiyle konsolosluklarında casus olarak istihdam edişini, onlar eliyle Türkiye’nin sırlarını çalışını sorguluyor.
Elbette bu sorgulamaların ilk sonuçlarına göre, Türkiye iç ve dış güvenlik tedbirlerini yeniliyor, geliştiriyor; yeni politik ittifaklar kuruyor, mevcut ittifaklarını güçlendiriyor; gerek silah temini gerekse ekonomi açısından yeni anlaşmalar yapıyor.
Bunlardan hareketle Türkiye’nin, Amerika’dan koptuğunu söyleyebilir miyiz?
Hayır, söyleyemeyiz, ne kopuyor ne de henüz kopma ihtimalini projelendiriyor.
Nitekin ben bu satırları yazarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynen şunları söylüyordu:
“Türkiye asırlık bir hesaplaşmayla karşı karşıya. Tüm araçlarıyla üzerimize gelecekler. Biz sağlam duracağız. Kimi Avrupa ülkelerinin önceden gizli saklı şekilde sakladıkları teröristlere artık alenen sahip çıkmaları aynı hedefe yöneliktir. Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ’la mücadele olduğunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir şey? Yalan. Kimse bizi aldatmasın.”
Oysaki Amerikan tipi bir imparatorluğun, adaletsizliği ilke edinen modern gücün ilişkileri böyle bir açıklığa tekabül etmediği gibi, bilakis kirlilik esasına göre yürümektedir.
Dolayısıyla Amerika, Türkiye’den yeni faydalar sağlamayı bırakıp, eski kazanımlarını korumanın telaşındadır artık.
Ama biz de biliyoruz ki, Amerika eliyle Erdoğansızlaştırılacak bir Türkiye, istiklali tehlikeye de giren bir Türkiye olacaktır; istiklal ise hiçbir polemiği kabul etmez; çünkü o varoluşa bitişiktir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.