Hal böyle olunca, malumat kirliğinden arınabilmenin ve dolayısıyla at izine karışan it izini ayırabilmenin en sağlıklı yolu, uzun zamandır var olagelen İslami akımları, kimi farklılıklarına rağmen bunlardan biriyle şu ya da bu oranda ilişkili olan yeni yönelimleri bihakkın bilmekten geçer.
Büyükkara’nın bu takdiminde ziyadesiyle mütevazı davrandığını benim söylememe gerek yok, kitabın muhtevası bunu göstermeye yetiyor:
Kitap, konun çok iyi temellendirildiği “İhya Hareketlerinin Doğuşu / Tarihi Arkaplan” başlıklı bir girişle, onu izleyen şu üç ana bölümden oluşuyor:
Bu tarz çalışmalarda, akımların birbirlerinden ayrılması ve onları en iyi temsil eden isimlerin seçilmesi zor aşılan sorunların başında gelir.
Büyükkara, bu konudaki gayret ve yönetimi şöyle açıklıyor:
“Akımları birbirlerinden nasıl ayırdık? Başka bir deyişle, akımları üç ana kategori olarak nasıl tespit ettik? Başlıca şu kriterleri esas alarak bu tespiti yaptığımızı söyleyebilirim: Dinin ana kaynaklarına bakışlar; dini geleneğe dönük tavırlar; din-siyaset ilişkilerindeki görüş ve tutumlar; İslam aleminin bugünkü ana sorunları hakkındaki tespitler ve önerilen çözümler; teşkilat karakterleri; liderlik tipolojileri; hitap ettikleri kesimlerin niteliği; odaklandıkları faaliyet biçimleri; üretim çeşitleri; Batı’ya karşı tavır alış şekilleri. Bu değerlendirmenin sonucunda üç farklı ana akımla karşılaştık.
Bütün bunları yaparken akımlar arasında geçişkenliklerin olabileceğinin tabii ki farkındaydık. Gelenekçi bir akım bünyesinde verdiğimiz bir organizasyonun ıslahatçı özellikler taşıyabileceğini, yahut siyasal ıslahatçı bir örgütün güçlü modernist eğilimlere sahip olabileceğini görüyorduk. Islahatçılığı ayrı bir akım olarak tanıtırken, aslında gelenekçi ve modernist oluşumların neredeyse tamamının ‘ıslah’ gayesiyle yola çıktığını da biliyorduk. Ancak belirttiğimiz gibi, bir oluşumun temel özellikleri hangi akımla daha çok uyuşuyor ise tarihi köklerini ve onları temsil eden kişilerin fikir ve duruşlarını da hesaba katarak o akımlarla irtibatlandırma yoluna gittik. Örneklendirmelerde doğruya yakın tabloyu büyük ölçüde çizebildiğimiz kanaatinde olduğumuzu burada belirtmeliyim.”
Büyükkara’nın belirttiğim bağlamda çalışmasından mutmain olması, okur olarak benim de bilgilenme yönünden mutmain olmamı sağladığına göre, çalışmadan murat edilen ilk maksadın gerçekleştiğine hükmedebiliriz.
Yukarıda, “malumat kirliğinden arınabilmenin ve dolayısıyla at izine karışan it izini ayırabilmenin en sağlıklı yolu” olarak gösterdiğim bu çalışmanın, çok önemli ve pratik bir faydasını daha zikretmeliyim.
“Hal böyle olunca, ümmet eksenli (tümel) düşüncelere sahip olduğumuzu zannetmemiz, Müslüman olarak kendimizi aklamamıza (bununla bir teselli bulmamıza) o günlerde belki yeterli geldi ancak, mezkur probleme dair hiç bir yeni düşünce üretmeksizin, deyim yerindeyse teklif bolluğu içinde zihinsel patinaj yapmamızdan başka bir sonuca da evril(e)medi.”
Sözünü ettiğim fayda buna tabi bir faydadır; ilgili konularda düşünmemize, yeni sonuçlar üretmemize, en doğruya yürüyebilmemize dair bir fayda.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.