|
Akidemize ters zararlı bir anlayış ve tartışmaya dikkat!

Biz Müslümanız.

Akidemizi Kur’an ve Peygamber belirler.

Akidemiz bizi nasıl tanımlamışsa biz o tanımı esas alırız.

Gayrısını elimizin tersiyle iteriz.

Evet, bu kadar net!

***

Akidemiz gayet açık.

Cenab-ı Hak bizi tek bir millet, tek bir ırk, tek bir kavim halinde yaratmadı.

Her birimizi farklı farklı yarattı.

Farklı milletlerden farklı dillerden farklı renklerden.

Dillerimiz o yüzden birbirinden farklı.

Bu farklılıklarımız Allah’ın ayetlerindendir.

Allah dileseydi hepimizi tek bir millet, tek bir ırk veya tek bir topluluk halinde yaratabilirdi.

Ama yaratmadı.

Niçin mi?

Birbirimizle tanış olalım, birbirimizle yardımlaşalım ve dayanışalım diye.

Esbab-ı mucibesi bu farklılığımızın.

Farklılığın kendisi ilahi bir anlama ve öneme sahip.

Allah’ın dilemediğini Allah adına dileyen dinci anlayışlar ne kadar sapkın ise inananları farklılıkları üzerinden daha değerli ve şerefli ilan eden anlayışlar da hem akidemizin özünden sapmadır hem insanlık suçudur.

Zira hepimiz Âdem’in çocuklarıyız. Âdem ise topraktandır. Hiç kimsenin şu veya millete veya kavme mensup olduğu için üstünlüğü yoktur. Üstünlük Allah indinde yalnızca takvadadır.

Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz. Hz. Muhammed (sav) akidemizi bu şekilde özetler.

Veda Hutbesi bu anlamda hem akidemizin özüdür hem de tam bir insanlık manifestosudur.

***

Hiçbirimiz anne ve babamızı seçerek dünyaya gelmiyoruz.

Milletimizi, ırkımızı, rengimizi ve dilimizi seçerek de.

İçine doğduğumuz hiç bir aidiyet bizi ne değerli kılar ne de değersiz.

Ne şerefli kılar ne de şerefsiz.

İçine doğduğu aidiyet üzerinden değer ve şeref ideolojisi üretenler şeytanın izinden yürüyenlerdir.

Cahiliye pisliğinin ideolojisidir bunlar.

İsimlerinin önünde hangi afili sıfatlar bulunursa bulunsun.

Akidemize göre kıymetsizdir, insanlıktan inhiraftır.

Hiçbir millet, ırk ve kavim Allah tarafından seçilmiş değildir.

“Seçilmiş millet” veya “seçilmiş ırk” ideolojisi, hem Allah’a bühtandır.

Kutsal kitabın hiç bir yerinde hiç bir millete seçilmişlik veya kutsallık atfedilmiş değildir.

Peygamber'in hiçbir sözünde bunu ima edecek bir ibare bile yoktur.

Bir milleti aziz ve şerefli kılan, iş ve eylemidir.

Bir millet Allah’ın davasının bayraktarlığını yaptığı ve dahi Allah’ın kullarına karşı adaletli bir sistem sahibi olduğu sürece şeref kazanırlar.

Bu şeref ve kutsiyet, yaptıkları iş ve eylemlerle alakalıdır, taşıdıkları misyonla ilgilidir sadece.

Gayrısı ırkçılık iddiasıdır.

Bir millete, ırka ve kavme doğuştan kutsiyet veya seçilmişlik atfetmek, cahiliyye pisliği ırkçılık ideolojisinin diğer adıdır.

Bir kimse şayet sadece ve yalnızca doğuştan ait olduğu millet, ırk ve kavim dolayısıyla kendisinin şerefli, başkalarını da bu şereften yoksun kimseler olarak görüyorsa bilesiniz ki o kimsenin akidesi İslami değildir.

Bu kadar net.

Ve bu kadar kesin.

Gayrı mülahazaların topu bizim için yok hükmündedir.

Bizim kıymet ölçülerimiz arasında gayrı hiç bir inanış yer alamaz.

***

Lafı uzatmaya gerek yok.

Bu kadarını anlamayana söylenecek başka sözler zaiddir.

Akidemiz bu kadar açık ve kesin iken hâlâ Batı’nın dibine kadar ırkçılık ve faşizm içeren kelime ve kavramları üzerinden kendilerini veya başkalarını tanımlayanlara çağrım açıktır: Özünüze dönün! Kutsalın çağrısına kulak verin!

Kitap ne diyorsa o! Resul ne diyorsa o!

Gayrısı akidemizden sapmak anlamına gelir.

Gayrısı akidemizi Batı’nın o sorunlu kavramları ve ideolojileri üzerinden izah etmek anlamına gelir ki bunun manevî vebali hem bu dünyada ağır olur hem öte dünyada.

Bu dünyada ağır olur, çünkü aynı akideye mensup ama farklı aidiyetleri olan bizleri bile birbirimize kırdırtmayı amaçlayan cahiliye pisliği bir fitnenin taşıyıcı aparatlarına dönüşürüz.

Öte dünyada ağır olur, zira Allah’ın ortaya koyduğu akideyi tahrif ederek birbirimizi biçen insanlara dönüştüğümüz için.

***

İçimize salınmak istenen fitnenin ne vakit ayırdına varacağız!

Bilerek veya bilmeyerek içine doğduğumuz aidiyetleri birbirimizin yüzüne nasıl da kasılarak ve böbürlenerek kusarak akidemizden saptığımızın ne vakit bilincine varacağız!

Hem Müslümanlık iddiası hem İslami akidenin reddettiği anlayışları bayraklaştırmak sahiden oluyor mu?

Ha, unutmadan hatırlatıp bitireyim:

-“Mü’minler kardeştirler.”

Hangi millete, ırka ve kavme mensup olurlarsa olsunlar aynı akideyi paylaştığımız herkesi kendi kardeşi olarak görmüyorsak akidemizden sapmışız demektir.

Habeşli Bilal’i Arap Ebu Leheb’e üstün görmüyorsanız siz İslami akideyi özümsemiş sayılmazsınız.

-“Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemediğiniz sürece iman etmiş olmazsınız.”

Kardeşlik, üstünlükçü iddiaları dışta tutar. Hak meselesinde de bir tarağın dişleri gibi müsavi ( eşit) olmayı öngörür.

Kendini aidiyetinden dolayı üstün, seçilmiş, değerli ve şerefli görüyorsan ve başkalarının da sahip olduğun hakların aynısına sahip olması gerektiğine inanmıyorsan kendini yeniden muhasebeye tabi tutmalısın ey kardeşim!

İ’lâ-yı kelimetullah davana sakın en ufak bir gölge düşürme!

Bil ki seni aziz kılan budur!

#Toplum
#Din
#Mehmet Metiner
3 ay önce
Akidemize ters zararlı bir anlayış ve tartışmaya dikkat!
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?
Dünya bize gebe, biz hakikate…
“Ya kezzabi ya a’milil Amrikani / yallah irhal ya Sisi”