Böylesine bir taraftar desteğini uzun zaman sonra arkasına alan Galatasaray maça çok yüksek tempoyla başladı. Avrupa'da olmadığı için haftada tek maça odaklanan sarı-kırmızılı futbolcular maçın başındaki yüksek konsantrasyonla Antalyaspor'u ciddi bir baskı altına aldı. Galatasaray topu çok hızlı bir biçimde geri kazanırken rakibine nefes aldırmadı ama bu baskıdan gol poziyonu ve skor da bulamadı. Bu temponun maç boyunca sürdürülebilir olması imkansızdı. 12-13 dakika içinde Galatasaray'ın temposu düştü, maç daha normal bir seyre büründü. O dakikalarda da konuk takımın golü geldi. Galatasaray savunmasının her ferdi, duruş hatasıyla olsun, bireysel hatayla olsun bu gole katkı verdi. İki Antalyasporlu, tüm Galatasaray savunmasının bakışları arasında golü buldu.
Öne geçen Antalyaspor özgüven kazandı ve sahada istediklerini yapmaya başladı. İkinci devrede Eto'o'yla buldukları gol, hakem Özgür Yankaya'nın yanlış kararı sonrası hiç oldu. Bu yanlış karar maçın da dönüm noktası oldu. Tempoyu yükseltemeyen, maçın başındaki pas trafiğini bir daha oluşturamayan Galatasaray'ın imdadına Selçuk İnan'ın frikiği yetişti. Futbola susamış olan Podolski'nin oyuna etkisi görülmeye başladı. Bruma; maç boyunca çok top kaybetti ama ikinci golde yeteneğini gösterdi. Portekizli, takıma zarar veren şeyler yapsa da maçı çeviren isim oldu.
Galatasaray için karşılaşma üç bölümdü: ilk 12 dakikadaki tempo, Antalyaspor'un golünden Selçuk'un frikiğine kadar olan bölüm ve sonrası. Galatasaray teknik ekibi ve kadrosu bu üç bölümden ne yapabilecekleri ve neleri eksik veya yanlış yaptıklarıyla ilgili bir çok ders çıkartabilir.
