Şu aralar roman yazıyorum

04:0010/03/2019, Pazar
G: 10/03/2019, Pazar
İsmail Kılıçarslan

“Şu aralar roman yazıyorum” cümlesinin benim açımdan iki acıtıcı tarafı var. İlki şu: “Şu aralar roman yazıyorum” demek benim açımdan “şu aralar şiir yazamıyorum” demek manasına da geliyor.Şiir, şiiri romantik bir uğraş zanneden yeni yetmelerin zanlarının aksine, ancak büyük bir mücadeleyle yazabildiğim bir şey. Ben ilhama ya da çalışmaya değil, tortuya inandığım için belki de böyle bu.Hiçbir kitabın hiçbir cümlesinin altını çizmedim ben. Çünkü tortuya inandım hep. Geriye kalmasını istediğimin değil,

“Şu aralar roman yazıyorum” cümlesinin benim açımdan iki acıtıcı tarafı var. İlki şu: “Şu aralar roman yazıyorum” demek benim açımdan “şu aralar şiir yazamıyorum” demek manasına da geliyor.


Şiir, şiiri romantik bir uğraş zanneden yeni yetmelerin zanlarının aksine, ancak büyük bir mücadeleyle yazabildiğim bir şey. Ben ilhama ya da çalışmaya değil, tortuya inandığım için belki de böyle bu.

Hiçbir kitabın hiçbir cümlesinin altını çizmedim ben. Çünkü tortuya inandım hep. Geriye kalmasını istediğimin değil, geriye kalanın benim olduğunu düşündüm. İlk görüşte “güzel cümleymiş” dediklerim kalmadı böylece aklımda hiç.

El yordamına inandım ben. Belki de romandaki Yusuf’un tespihleri tornada değil de kemane tezgâhında yapması da bundandır böylece. El yordamından.

Yalan yok, özendim de cümlelerin altını çizenlere. Hele birkaç değişik renkte kalemle çeşitli metotlar geliştirerek okuma yapanlara gıpta ettim. Küçük not kâğıtlarına cümleler yazıp tasnif edenlere. Ben yapamam. Ben o adam değilim. Tortuya inanırım ben. Taze sıkılmış meyve sularının kendisine değil dibinde kalanına inanırım.

İnsan ilişkilerimde de böyle bu. “Şunu seviyorum çünkü şundan şundan şundan…” diye sayıp dökmeyi hiç başaramadım dostlarım hakkında. Ama sevdim onları. “Güzel adamdır” diyerek sevdim. Belki düşünsem bulurdum niçin sevdiğimi de. Ama ayıp bir şey yapıyormuş hissine kapılırım muhtemelen birini sevme nedenlerimi sayıp dökersem.

Aşkta zaten böyle… Üstelik aşkta bunun böyle olması gerektiğine de inanıyorum. “Neden varsa aşk yoktur” cümlesine inanıyorum. Neden varsa sonuç vardır, neden varsa hesap-kitap vardır, neden varsa tercih vardır. Ben tercihe inanmam. Ben tortuya inanırım. Boşluğa iman ederim. Kaçınılmaz olana boyun eğerim. Kader de olur, adl-i ilahi de olur, aşk da olur. Boyun eğerim.

Dağıttım.

Şiir yazamıyorum roman yazarken. O tortu birikmiyor çünkü bir türlü. O tortu birikmeye başlayınca romanı boşluyorum. İşi gücü boşluyorum. Topyekûn hayatı boşluyorum. O yüzden müsaade etmiyorum birikmesine. Ama acıtıyor canımı bunu yapmak. Burada ne demek istediğimi sanırım sadece şairler anlar. “İlham geldi yazdım” demeyen şairler.

Peki ya canımı yakan ikinci mesele ne “şu aralar roman yazıyorum” cümlesinde? Elbette yeniden hatırlamak… Hatta hatırladığım ilk şeyle yetinmeyip bütün detayları hatırlamak için kendimi paralamak.

Eli artırıyorum. Hatırladığım anı parçasını gerçek olmayan kurgusal yaşantılarla birleştirip ortaya yeni bir gerçeklik çıkarmaya çabalamak, her seferinde kendi böğrüme bir yumruk atmak gibi benim açımdan. Bir anı parçası şuradan, bir kurgusal yaşantı buradan ve gelsin yeni bir gerçeklik. Okurun hoşuna gider, ilgisini çeker bu. Ama yazarın canına okur.

Şu aralar roman yazıyorum.

Dostlarım odama girdiklerinde beni oyun oynarken, dizi ya da film izlerken görmek yerine klavye tıkırtıları eşliğinde romanla boğuşurken gördüklerinde seviniyorlar. “Yaz abi yaz sen” diyerek rahat bırakıyorlar beni.

Oysa ben, biri çıkıp acımı dindirsin istiyorum. “Sen roman yazma” desin diye bekliyorum. Demiyorlar. Dostlukları engel oluyor buna. Acı çektiğimi, kendime yumruklar attığımı bilmiyorlar. Bilmemeliler de. “Yaz” demeliler. Çünkü ancak böylece kurtulabilirim acı çekmekten.

Çok mu kişisel buldunuz bugünkü yazımı? Arada da böyle oluversin be okur. Arada da kişisel olsun. Hatta belki de zannettiğin kadar kişisel değildir. Belki de senin acını anlatıyorumdur da, farkında değilsindir.

Yazdığım romanın konusu ne mi? Romanların konusu olmaz be okur. Romanların meselesi olur.

#Roman
#Şiir
#El Yordamı
#Acı