İyilik, güzellik, incelik

04:0028/11/2020, Cumartesi
G: 28/11/2020, Cumartesi
İsmail Kılıçarslan

Projenin adı Kermess. Gencecik insanlar online bir kermes platformu kurmuş. Birileri platforma bir şeyler bağışlıyor ücretsiz olarak, birileri de onları satın alıyor. Elde edilen paranın tamamı eğitim, gıda, yakacak, eşya vd. yardımı olarak ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. “İyiliğin dijital hali” denebilir proje için.Projenin adı “1 Tek Lira Derneği.” Gencecik insanlar, ayda 2 lira bağış kabul etmeden, sadece 1 tek liranıza talip olarak olağanüstü işler başarmışlar. Hem Türkiye’ye hem de dünyanın dört

Projenin adı Kermess. Gencecik insanlar online bir kermes platformu kurmuş. Birileri platforma bir şeyler bağışlıyor ücretsiz olarak, birileri de onları satın alıyor. Elde edilen paranın tamamı eğitim, gıda, yakacak, eşya vd. yardımı olarak ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. “İyiliğin dijital hali” denebilir proje için.

Projenin adı “1 Tek Lira Derneği.” Gencecik insanlar, ayda 2 lira bağış kabul etmeden, sadece 1 tek liranıza talip olarak olağanüstü işler başarmışlar. Hem Türkiye’ye hem de dünyanın dört bir yanına yardım olup yetişmişler. Sadece insanlardan aldıkları 1 lira ile başarmışlar bunu.

Projenin adı Human Movie Team. Projenin adı 1 Kitap 1 Ders. Projenin adı Engelleri Aşalım. Projenin adı Siis. Her biri, gençlerin fikirleriyle hayata geçen, şu köhnemiş dünyayı iyilikle, güzellikle, incelikle doldurmayı hedefleyen şahane projeler.

Bu projeleri ortaklaştıran iki şey var. İlki, geçtiğimiz yıl gençlik STK’larının çatı kuruluşu olan Türkiye Gençlik STK’ları Platformu’nun ilkini düzenlediği Sosyal Girişimcilik Ödülleri Yarışması’nda dereceye girip ödül kazanmış olmaları.

İkincisi ise bir şeyi ispat ediyor olmaları. Nedir o? Her zaman söylediğim, her zaman bahsettiğim “usul usul akan iyilik ırmağının” varlığını. Bir çatlaktan yolunu buluyorlar ve devam ediyor iyilik, güzellik, incelik ırmakları yollarına.

Unuttum. Bir üçüncüsü daha var. Konferanslarda sık sık tekrarladığım bir hakikat: “Biz gençlere bir şey öğretebilecek bir kuşak değiliz. Yapabileceğimiz tek şey, eğer başarabilirsek, onlardan bir şeyler öğrenmek.”

Bunun iki nedeni var. İlki çok basit bir neden: Gençlerin bilgiye erişiminin yanında bizim bilgiye erişimimiz ancak nal toplar.

İkincisi ise biraz daha karmaşık bir neden: İdeolojilerin birikmiş, yıpranmış bagajını reddeden; politikanın kirli dehlizlerine gönül indirmeyen; hayatını sinyalcilik ve diğer kötü ikbal beklentileriyle heder etmeyen; bir diğerini de düşünerek harekete geçmek için kimseden emir, talimat, işaret beklemeyen bir kısım gençlik var artık. Ve o gençler bize iyiliği, güzelliği, inceliği “öğretmeye çalışmadan” öğretiyorlar.

Yani şu: “Ne olacak bu gençlerin hali?” şeklinde özetlenebilecek o sızlanma, o şikayet biçimini sorgulamamızın vakti geldi de geçiyor. Asıl ve büyük soru şu çünkü: “Ne olacak bizim halimiz? Gençlerimizin sahip olduğu duyarlılığın, bilginin, yeteneğin yarısına bile sahip değiliz.”

Şimdi tam da yetişkinlerin “ama tecrübe başka bir şey” diyerek kendilerini kurtarmaya çalıştığı yere geldik. Tecrübemiz var tabii. Hem de kamyonla. Ama o tecrübeyle ne yapıyoruz? O tecrübeyle yapılacak hakiki şeylerin herhangi birini uyguluyor muyuz hayatımızda? Misalen o büyük tecrübemizle “dur yahu, şu fikri olan ama uygulama alanı bulamayan gençlerin önünü açmak için harekete geçeyim” diyor muyuz ve daha da önemlisi fiilen, fiziki olarak harekete geçiyor muyuz? Yoksa o tecrübemiz, bizi sadece “yanlış-doğru cetveli”ne sahip gevezelere mi dönüştürüyor? “Gençler siz şimdi bunu böyle yapmışsınız, elinize sağlık da yalnız bu işin şurasını şöyle yapmanız lazımdı” diyerek can sıkmaktan başkaca bir işe yaramayan gevezeler miyiz yoksa biz?

Bahis uzun, yer dar. O yüzden kısasından iki şey söyleyeyim. “Gençleri anlamak gerek” cümlesini şöyle değiştirmeyi teklif ediyorum: “Gençlerin bizi anlamasını sağlamak gerek.” Onların enerjisiyle bizim tecrübemizi, onların tutkusuyla bizim yol göstericiliğimizi harmanlayarak başarabiliriz bunu ancak. Onlara sürekli nasihat vererek, öğüt seansları geçerek değil, elimizi taşın altına sokarak…

İkinci notum da şu. Türkiye Gençlik STK’ları Platformu, bu yıl da Sosyal Girişimcilik Ödülleri veriyor. Gençler, eğer sizin de uyguladığınız bir projeniz varsa 13 Aralık’a kadar başvurun. Benden duymuş olmayın ama ödüller para cinsinden ve gayet sağlam. Yarışmaya katılabilmeniz için detay vermiyorum zira siz nasılsa bir tıkla öğrenirsiniz şartları tgsp.org.tr adresine girip…

Nota iki dedim ama üç olsun. Bu yazıyı okuyup, yarışmaya başvurup, bir de kazananız olursa ödül parasının küçücük bir kısmını bir kebapçıda ezeriz di mi birlikte?

#İyilik
#güzellik
#incelik