Gelmiş geçmiş en eğlenceli parti

04:0016/01/2018, mardi
G: 18/09/2019, mercredi
İsmail Kılıçarslan

Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi’dir ve bu benim açımdan tartışmaya açık bir mesele bile değildir.Niçin böyledir bu? Anlatmayı deneyeyim.Şurada anlaşalım önce: CHP, kurulduğu günden bu yana hiçbir vakit “solcu bir parti” olmamıştır. Kaderinde, kodlarında, genetiğinde solculuk yoktur. CHP, Kemalist düzenin korunmasını ve sürmesini sağlamak için kurulmuş bir “müesses nizam partisi”dir. Gayetle bürokratik ve sıkıcı şekilde düzenin partisidir. “Memlekete komünizm gelecekse onu

Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi’dir ve bu benim açımdan tartışmaya açık bir mesele bile değildir.

Niçin böyledir bu? Anlatmayı deneyeyim.


Şurada anlaşalım önce: CHP, kurulduğu günden bu yana hiçbir vakit “solcu bir parti” olmamıştır. Kaderinde, kodlarında, genetiğinde solculuk yoktur. CHP, Kemalist düzenin korunmasını ve sürmesini sağlamak için kurulmuş bir “müesses nizam partisi”dir. Gayetle bürokratik ve sıkıcı şekilde düzenin partisidir. “Memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz” deyiverişteki rahatlıktır CHP.

Ya da, Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına gelene kadar böyleydi bu.

Tuhaftır. Genel olarak “şöyle bir adamdır” diyemiyorsunuz Kılıçdaroğlu’na. Hani doktorların tarif ettiği bir “teflon kişilik” vardır. Biraz öyle anlayın bunu. “Nasıl bir adam değildir?” sorusunu ise sorabiliyor ve cevaplarını bulabiliyorsunuz fakat. Mesela “Türkiye’den yana bir adam değildir” diyebiliyorsunuz rahatlıkla. 15 Temmuz için kurduğu cümlelerden HDP ile yakınlaşmasına, FETÖ’nün eline verdiği kağıtları sallamasından memleketi sürekli “Avrupalı büyükleri”ne şikayet etmesine kadar böyle bu.

Yine tuhaftır, Kılıçdaroğlu için “siyaseten şöyle biridir” de diyemiyorsunuz. Belirgin ilkeleri, yapacağı-yapmayacağı işler listesi, kıracağı-kırmayacağı potlar listesi yok. Siyasetini tek bir meseleye, yani Erdoğan düşmanlığına kilitlemiş görünüyor ve bu düşmanlığı neredeyse çocukça bir dürtüsellikle bir dünya “benzemez iş” yapmasını sağlıyor. Tutarlılık arayamıyorsunuz. Aradığınızda bulamıyorsunuz.

Dersimli oluşuyla, SSK geçmişiyle, kendi yaptığı hatalarla, CHP’nin kötü gidişiyle… Hiçbir şeyle yüzleşmeye cesareti yokmuş gibi duruyor. Öte yandan siyasi rakiplerinin tamamını durmaksızın yüzleşmeye çağırıyor.

Kanalı biraz değiştirelim.

CHP’de nicedir üç çeşit “ana seçmen” tipi var. Bunlardan ilki, Kemalist reflekslerle CHP’li olan köklü kesim. İkincisi, kendilerini siyaseten bir tek CHP’ye ait hissedebilen Aleviler. Üçüncüsü ise zihinlerini merkez Avrupa sosyalizminin belirlediği, CHP’yi Erdoğan’ı devirmenin yegane yolu gördükleri için aslında CHP’yi hiç beğenmedikleri halde “mecburen CHP’li olan” kesim.

Nedense uzunca bir süredir Kılıçdaroğlu’nun önemsediği, tepkilerine kulak kabarttığı, halkla ilişkilerini falan gözünü kırpmadan teslim ettiği kesim bu üçüncü kesim. Yani adını doğru düzgün koymak gerekirse Kılıçdaroğlu, aslında kendisinden ve partisinden hiç hoşlanmayan bu üçüncü kesimin dümen suyuna girmiş görünüyor.

Üçüncü kesimin CHP açısından problemli tarafı şu: Avrupa sosyalizminin belirlediği “solculuk oyunu”nu CHP içinde var etmeye, var kılmaya çalışıyorlar. Açık söyleyelim. CHP’nin “Türkiye karşıtı” gibi durmasını ya da daha kötüsü “Türkiye karşıtı bir parti” haline gelmesini bu üçüncü kesim forse ediyor ve görebildiğimiz kadarıyla “köklü CHP’liler” bu işten oldukça rahatsız.

İşte son İstanbul İl Başkanlığı seçimi bu kavganın tam ortasına “bam” diye düştü. Yeni başkan Canan Kaftancıoğlu HDP ile yakınlaşılmasından (dolayısıyla PKK ile yakınlaşılmasından) memnuniyet duyan; FETÖ operasyonları ile güç devşirmekten/FETÖ ile birlikte hareket etmekten rahatsız olmayacak; ülkesini Avrupa ve sair emperyal güçlere şikayet etmekte bir dakika tereddüt etmeyecek; DHKP-C’den bilmem hangi sol örgüte değin tüm illegaliteye sempatiyle bakan “yeni CHP’li” tipinin bir yansıması.

Emin olun, “2019’da Erdoğan’ı devirme operasyonunun” bir mevzisi gibi görmüştür Kaftancıoğlu’nun seçilmesini Kılıçdaroğlu. Ya da bunu böyle görmesi için kulağına üflenmiştir. Ancak hesaba katmadığı bir şey var Kılıçdaroğlu’nun. İki gündür sosyal medya çıkışlı olarak yürütülen “Canan Kaftancıoğlu karşıtı kampanya”nın motor gücü AK Partili’lerden çok CHP ve İyi Parti’liler. Ve Kaftancıoğlu’nu savunanlar da CHP’lilerden çok HDP’liler. İnanmayan Evrensel’de falan çıkan haberlere baksın.

2019’a giderken CHP’nin yüzleşmesi gereken en önemli mesele HDP ile iş tutmasının seçmen üzerindeki sonuçları olacak. Fakat elbette bununla yüzleşmeyecek Kılıçdaroğlu. O yüzden “gelmiş geçmiş en eğlenceli parti Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sidir” diyorum ya.

#CHP
#Politika
#​Kemal Kılıçdaroğlu