Zamanlardan bir eski zaman, İstanbullardan bir İstanbul, dergâhlardan bir dergâhta olmuş bu anlatacaklarım. Gerçekten olmuş mu, olduğu için mi gerçek artık, orası hepimize muamma.
Derler ki dergâhın postnişini umur görmüş, oturmasını kalkmasını bilir, dervişlerine güler yüz gösterir bir Cerrahi şeyhi imiş. Dergâhına gelen izzet ver ikram görür, maddi-manevi her türlü nimetle rızıklanırmış.
Dergâh böyle olunca taliplisi de çok olurmuş elbet. Zikrullah günü ayrı dolarmış, meşk günü ayrı dolarmış. Hatta öyle ki Üsküdar’dan kayıklara binip Eyüp’te meşk dinlemeye gelen ahali olurmuş.
Ahval böyle olunca cihanın sultanının kulağına da gitmiş dergâhın ünü. Zaten çocukluğundan beri tasavvuf bilen, zikrullah bilen sultan “bir varıp gitmeli şu dergâha” diyerek niyet etmiş.
Yort savul etmiş askerler Eyüp’ün dar sokaklarında… “Zıllullahü fi’l ard, halife-i ruyi zemin, Sultanul Müslimin…” diye ünlemiş ünleyiciler. En nihayet dergâhın kapısından büyük bir edeple girmiş sultan. Şeyh efendinin hayır duasını alıp kendisine gösterilen yere ilişmiş. Dervişân zikre durup halkayı kurmuş.
Eyüp zangır zangır titremiş o gece aşkın ateşiyle. Derler ki o gece Eyüp’te çekilen zikrin sesini Alibey Köyü’nden duymuş ahali.
Sultan, pek memnun olmuş böylesi bir dergâha gelip böylesi bir şeyh efendinin dizinin dibinde oturduğuna. Gecenin sonunda hayır dua alıp çekilmiş sarayına.
Gel zaman git zaman sultanımız efendimiz dergâha sıkça gider olmuş. Şeyh efendinin kendisine gösterdiği yere ilişir, zikrullahla cuşa gelir, “Allah Allah Hay” zikrinde gözünden sicim gibi yaş akıtır olmuş. Hani sultanın sultan olduğunu bilmeyen der ki “bu da dervişlerden bir derviştir.” Hal böyle, ahval böyleymiş.
Dinle ki meselenin ek yeri şurasıdır. “Sultan dediğin sevgisini ihsanla, düşmanlığını kılıçla gösterir” denilmiştir ve de doğru denilmiştir. Sultan kısmı sevdiğine ihsan eder. Kese kese altın verir, çeşitli makamlar verir, başka başka unvanlar verir ki sultanlığı tamam olsun.
Dergâha geldiği gecelerden birinde zikrullah bitince sultan, şeyh efendiye dönüp “şeyhim, sizinle bir mesele konuşmak istiyorum” diyerek girmiş söze, “dergâha bir şeyler ihsan etmek istiyorum izniniz olursa…”
Şeyh efendi, kırçıl sakallarını karıştırarak tane tane konuşmuş: “Ben de sizinle bu hususu müzakere etmek niyetindeydim sultanım. Ancak siz sormadan benim bunu açmam doğru olmazdı. O sebeple sizi bekledim.”
Sultan, şeyh efendinin bu sözlerini dinleyince “vay ki eyvah... Meğer şeyh efendi ne anasının gözüymüş de haberimiz yokmuş. Biz de kendisini samimi, ihlâslı biri zannettik de kalbimizi açtık. Vay hayıf…” diye geçirmiş aklından. Lakin dili başka konuşmuş: “Diyesin şeyhim, darlığını gidermek boynumuzun borcudur.”
Şeyh efendi, sultanın gözlerinin ta içine bakarak tane tane anlatmış muradını: “Sultanım. Allah sizden razı olsun ki dergâhımıza bir ihsanda bulunmak istersiniz. Eh, sultanlığın nişanesi cömertliktir. Var olup var kalasınız…”
Sultanın canı iyice sıkılmış duydukları karşısında. Yine de müdahale etmemiş şeyhin sözlerine. Devam etmiş şeyh: “İhsan sordunuz. Sultanım, sizin dergâhımıza yapacağınız en büyük ihsan bir daha dergâhımıza gelmemenizdir. Yok, hâşâ, sizde bir eksiklik, bir kusur gördüğümüzden söylemiyoruz bunu. Tam aksine. Bir şeyh efendinin sizin gibi bir tek müridi olsa o şeyh efendiye mükâfat olarak yeter de artar bile. Eksiklik bizde sultanım. Bizim dergâhın adamlarında. Siz dergâha gelmeden önce bu dergâhın sûfileri Allah için yanar, Allah için dönerdi. Lakin siz geldiniz geleli dervişânın ahlâkı değişti. Artık Allah için değil, sizin gözünüze girmek için zikretmeye başladılar. O yüzden bize ihsan soruyorsanız deriz ki en büyük ihsanınız dergâhımıza gelmemenizdir. Zira siz dergâha geldikçe dergâhtakilerin kalbi yerinden oynuyor, bozuluyor.”
Şeyh efendinin sözünü hiç kesmeden dinlemiş sultan… O geceden sonra da dergâha uğradığını gören olmamış. Yalnız şu var. Bazı geceler, teheccüd vakti iki kişinin yaptığı zikrin sesi gelirmiş dergâhtan. Derler ki sultan ile onun sultanı birlikte kalkarlarmış zikre.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.