Beykoz’dan bildiriyorum

04:0017/03/2019, Pazar
G: 17/03/2019, Pazar
İsmail Kılıçarslan

Cumhur İttifakı’nın Beykoz Belediye Başkan Adayı Murat Aydın, anketlerde en yakın adaya 30 puan civarında fark atmış görünüyor. Ben de “rahatlıkla seçim kazanacak” bir adayın halet-i ruhiyesini öğrenmek amacıyla basıyorum kayıt tuşuna.İlk sorum biraz kişisel: “Başkanım, 20 yıl Zeytinburnu’nu yönettikten sonra bu değişiklik size nasıl hissettirdi?” Aydın, “yepyeni bir heyecan, yepyeni bir enerjiyle doluyum. Adeta ilk kez bir başkanlığa aday olmuş gibi hissediyorum” diyerek cevap veriyor.Bir bakıma

Cumhur İttifakı’nın Beykoz Belediye Başkan Adayı Murat Aydın, anketlerde en yakın adaya 30 puan civarında fark atmış görünüyor. Ben de “rahatlıkla seçim kazanacak” bir adayın halet-i ruhiyesini öğrenmek amacıyla basıyorum kayıt tuşuna.



İlk sorum biraz kişisel: “Başkanım, 20 yıl Zeytinburnu’nu yönettikten sonra bu değişiklik size nasıl hissettirdi?” Aydın, “yepyeni bir heyecan, yepyeni bir enerjiyle doluyum. Adeta ilk kez bir başkanlığa aday olmuş gibi hissediyorum” diyerek cevap veriyor.

Bir bakıma “İstanbul’un merkezdeki taşrası” olarak tanımlanabilecek Beykoz için en mühim sorun imar sorunu elbette. Tamam, tapuların çoğu verilmiş ama imar meselesinin ve buna bağlı olarak kentsel dönüşümün nasıl gerçekleşeceği bir muamma. Üstelik “Boğaz ön görünüm” yüzünden yıkım ya da tadilat yapılamayan çok sayıda binanın varlığı da bir başka mesele. Beykoz Belediyesi’nin sahildeki binasına giderken bile sağlı sollu “yıkılmamış, tadilat da görmemiş” harabe yapıya rastlamak mümkün.

“Nasıl olacak?” diye soruyorum Murat Aydın’a. “Üç önemli meselem var” diyor; “İlki, Beykoz’un seneler içerisinde çeşitli sebeplerle kesintiye uğramış sahil boyunu kesintisiz olarak halkın kullanımına açmak. Binali Yıldırım Bey’in de sahillerle ilgili bir planlaması var. Dolayısıyla öncelik, Beykozluların sahili kullanabileceği bir düzenlemeye kavuşmak. İkincisi ise bazen tip projelerle, bazen tadilat tanımlamaları ile sahilin karşısındaki binalara çeki düzen vermek. Burada yasalardan ve düzenlemelerden kaynaklanan çok sıkıntı var. İnisiyatif kullanarak, hükümet ve büyükşehir destekli bir imar hareketi yakalayacağız. Üçüncüsü ise imar izinleriyle birlikte kentsel dönüşümü gerçekleştirmek… Bunu yaparken, İstanbul’un bence en sağlam komşuluk ilişkilerinin olduğu, insani ilişkiler konusunda örnek bir şehir olan Beykoz’un geliştirdiği bu kültürü yok etmeden dönüştürmek. Yerinde kentsel dönüşüm tek hedefimiz. Bunu başaracağız, başarmalıyız.”

“Sokakta en çok karşılaştığınız talep ne?” sorumun cevabına ise çok şaşırıyorum. “İmarla ilgili istekleri saymazsak en çok ‘AVM yap başkan, ama Beykoz kültürünü de bozma’ talebi aldığımı söyleyebilirim. Bu aslında Beykozlunun ‘yerel kalarak merkezileşme’ talebi bence. Yani hem İstanbul’la bütünleşmek hem de Beykoz olarak kalmak istiyor Beykozlular. Bunun yolu AVM yapmak değil ama. Bunun yolu, örnek güzellikte alışveriş caddeleri yapmak. AVM çirkinliğine ihtiyaç duymadan kent içi alışveriş sorununu çözebiliriz. Yerel kalarak merkezileşmek deyince yapmamız gereken budur diye düşünüyorum.”

Zeytinburnu’nda geride bıraktığı 20 yılda kendisini hep “mikro projeler uzmanı bir başkan” olarak hatırladığımızı söylüyorum, gözleri parlıyor Aydın’ın. “Sana kent tarımı projemden bahsedeyim” diyor heyecanla, “şimdi mahalleye dönüşmüş 20 köyü var Beykoz’un. Üretim destekleriyle, teşviklerle, ar-ge ve pazarlama ağıyla muazzam bir kent tarımı hamlesi var kafamda. Üstelik bazı köylerin bazı ürünlerini marka haline getirebiliriz. Bu ürünlere yönelik çok renkli hasat festivalleri düzenleyebiliriz. Beykoz kırsalını, Beykoz’un tamamının ihtiyacını karşılayacak bir tarımsal üretim alanı haline getirebiliriz.”

“Başka?” diyorum ister istemez. “Paşabahçe ile görüşmelerim devam ediyor. Beykoz camı yeniden altın dönemini yaşayacak” diyor Aydın ve ekliyor: “Kampüsü Beykoz’da olan Marmara Üniversitesi Spor Akademisi ile de görüşüyoruz şu an, bütün spor aktivitelerini onlarla işbirliği içerisinde planlayacağız. Profesyonel bir spor hayatımız olacak Beykoz’da.”

Şimdi burada bir duralım. Tabiri caizse “seçimi elini kolunu sallayarak kazanabilecek” bir adayın Beykoz’a dair en ince ayrıntıları düşünülmüş projeleri büyük bir heyecanla anlatıyor olmasını çok kıymetli ve saygıdeğer buluyorum. Sıfır şımarıklıkla ve sanki en yakın rakibinin 20 puan gerisindeymiş gibi bir ciddiyetle seçim kampanyası yürütmesi ise bahsi diğer.

Gümüşsuyu mahallesindeki alan takibimde Aydın bir ara eline mikrofon alıp şöyle bir dua ediyor ve herkesten de “âmin” demelerini istiyor: “Allah’ım, hakkımda hayırlısıysa Beykoz’un belediye başkanlığını bana nasip et. Hakkımda hayırlısı değilse, Beykoz’a hizmette bir kusur edeceksem bu başkanlığı bana nasip etme.”

Bence tam da budur bir adayın etmesi gereken dua. Ne pahasına olursa olsun başkanlığı ele geçirme duası etmek değil...

Unutuyordum. Bir ara yorgunluk çayı içerken Murat Aydın başkana şöyle takıldım: “Beykoz’un yokuşu çok. Sizin Zeytinburnu’nda hayata geçirdiğiniz bisiklet projesi burada zor işler.” “Sen öyle zannet” dedi, “yokuşların başına kuracağımız istasyonlara koyacağımız motorlu tırmanma bisikletleri konusunda fiyat araştırmalarına başladık bile. Bisikletle ulaşım İstanbul’un büyük şansı… Bisikletten asla vazgeçmem.”

#31 Mart
#Murat Aydın
#Cumhur İttifakı
#Beykoz