Faizler konut sektörünü fena vurdu

00:0027/03/2014, Perşembe
G: 12/09/2019, Perşembe
Fevzi Öztürk

Aralık ortasından itibaren sert bir şekilde artan faizlerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri devam ediyor.Otomotivden dayanıklı tüketim mallarına kadar birçok sektörün satışlarında ciddi düşüş var.Bu düşüşte cari açığı frenlemek için ekonomi yönetiminin kredi kartları ve bireysel kredilere yönelik sınırlamalar içeren bir dizi önlem alması şüphesiz etkili oldu. Ancak bununla beraber, sert bir şekilde yükselen faiz oranları, gerilen siyasi tansiyon ve bankaların pos cihazlarındaki oranları iki

Aralık ortasından itibaren sert bir şekilde artan faizlerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri devam ediyor.

Otomotivden dayanıklı tüketim mallarına kadar birçok sektörün satışlarında ciddi düşüş var.

Bu düşüşte cari açığı frenlemek için ekonomi yönetiminin kredi kartları ve bireysel kredilere yönelik sınırlamalar içeren bir dizi önlem alması şüphesiz etkili oldu. Ancak bununla beraber, sert bir şekilde yükselen faiz oranları, gerilen siyasi tansiyon ve bankaların pos cihazlarındaki oranları iki katına çıkarıp, ödemeyi esnafa daha geç yapması da satışları düşüren etmenler.

Yükselen faizlerden en fazla darbeyi yiyen sektör ise otomotivden sonra konut sektörü oldu.

Yılın ilk iki ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,74 azalırken, konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7, Ocak ayına göre ise yüzde 6 geriledi.

Bu düşüşte yüksek faiz oranları ve gerilen siyasi ortamla birlikte konut satışlarındaki KDV"nin yükselmesi de etkili oldu.

Tüm bu etmenler içerisinde konut satışlarının düşmesinde en fazla etkiyi sert yükselen faiz oranlarının yaptığını ipotekli konut satışlarındaki düşten net olarak görebiliyoruz.

Bankalar aracılığıyla alınan ipotekli konut satışlarının geçtiğimiz yılın Şubat ayına göre yüzde 35 gerilemesi, yükselen faizlerin sektöre ne denli bir darbe indirdiğini göstermektedir.

Konut sektörünün yapısı nedeniyle konutta yaşanan bu gerileme oldukça önemlidir.

Çünkü son dönemde konut sektöründe yaşanan hareketlilik ekonomiye olumlu katkı sağlıyordu. Bu sektörün yapısı gereği ekonominin büyümesi adına bilinçli olarak tercih edildi.

Bu tercihin sebebi ise; genel anlamda inşaat sektörü 200"ün üzerinde alt iş kolunu besleyip tetiklediği için ekonominin büyümesi adına lokomotif görevi görmesindendir.

Türkiye"de konut sektörü geçtiğimiz yıl oldukça parlak bir yıl geçirdi. Geçtiğimiz yıl yüzde 10"nu yabancılara olmak üzere 1 milyon konut satıldı.

Konut sektöründeki bu parlaklık geçtiğimiz yılın istatistiklerine de yansıdı. Türkiye konut sektöründe en hızlı büyüyen ilk 10 piyasa içerisinde yer alırken, konut fiyat artışı beklentisinde ise ilk sırada yer alan ülke olduk. Bu nedenle hazır giyimciden, sanayiciye, perakendeciye kadar elinde sermayesi olan kim varsa sektörde iş yapmaya çalıştı.

Konut sektöründe yaşanan bu daralmanın makro ekonomi adına olumsuz etkileri olacaktır. Ancak Türkiye"deki yapı gereği diğer ülkelerdeki gibi bir yıkım söz konusu olmaz. Çünkü bizde bankalardaki ipotek kredilerinin oranı diğer ülkelere göre oldukça düşük; yüzde 10"ları geçmediğinden büyük bir risk içermemektedir. Türkiye"de bankaların inşaat sektörüne açtığı kredilerin toplamı ise 85 milyar lira civarındadır.

Sektörde orta halli konutlardan ziyade, lüks ve markalı denilen projelerde sorun var. Çünkü orta halli konutlar genelde mesken olarak alınırken, diğerleri yatırım amaçlı alınmaktadır. Markalı konutlarda yarıya yakın bir satış daralması söz konusudur. Bu nedenle oluşan konut stoku markalı konutlarda yoğunlaşmıştır.

Gelinen nokta itibariyle; sektörde yaşanan bu duruma dikkat edilmelidir. Çünkü ekonominin birkaç yıldır bir bacağı bu sektörün üstündedir...