Acının siyaseti olmaz

04:007/02/2023, Salı
G: 7/02/2023, Salı
Ali Saydam

Hani her durumda “Bardağın yarısı boş, yarısı dolu” bakış açısı yaratılmaya çalışılır ya…Bu sefer sanki bardağın büyük bir kısmı dolu…Koskoca bir bölge, 10 şehir sallandı durdu… Ne kadar empati yaparsanız yapın, o insanların acısını anlamak ne kadar mümkün olabilir ki… Allah yardımcıları olsun!Biz yine de bardağın az da olsa boş kısmından söz edelim…1999 Marmara Depremi’nde hükûmet, bölgeyle temas kuramamış, döneminBaşbakanı Bülent Ecevitoradaki yetkililere ulaşamamış, yardım ekipleri hasar gören

Hani her durumda “Bardağın yarısı boş, yarısı dolu” bakış açısı yaratılmaya çalışılır ya…

Bu sefer sanki bardağın büyük bir kısmı dolu…

Koskoca bir bölge, 10 şehir sallandı durdu… Ne kadar empati yaparsanız yapın, o insanların acısını anlamak ne kadar mümkün olabilir ki… Allah yardımcıları olsun!

Biz yine de bardağın az da olsa boş kısmından söz edelim…

1999 Marmara Depremi
’nde hükûmet, bölgeyle temas kuramamış, dönemin
Başbakanı Bülent Ecevit
oradaki yetkililere ulaşamamış, yardım ekipleri hasar gören binalara bir türlü gidememişti…

İletişim hatları tamamen kesilmiş, yardıma koşan çok sayıda vatandaş organizasyon eksikliği nedeniyle bir türlü koordine olamamış, yardım eli layıkıyla uzatılamamıştı… Her şey olup bittikten, aradan haftalar geçtikten sonra bir de enkaz güvenliği mesele olmuştu…

Bu sefer öyle olmadı… Çok şükür…

AFAD, Kızılay
ve Bakanlıklar anında organize oldular. İletişim hatları tıkır tıkır çalıştı. İhtiyaç listeleri de belliydi, nereye ulaştırılacakları da… Gelen yardımlar heba olmadan valiliklerce kontrol altına alınarak yerini buldu.
Öte yandan 1999 Depremi’nde ortaya çıkan bir felaket, kendini yine, fakat bu kez misliyle gösterdi.
Dezenformasyon
… Karalama, abartı, yalan, korku yayma faaliyeti bütün şiddetiyle devredeydi…
1999’da ortada bile olmayan sosyal medya ve mesajlaşma platformları, geçen süre zarfında öyle bir hâl aldılar ki yalan haberi, doğrusundan altı kat hızla yayma kabiliyetine(!) eriştiler… Melanet odakları da dünkü deprem faciasının ardından gene iş başındaydılar. Fakat bu kez
hızından
ve ‘
yaygınlaştırma kapasitesinden
’ sonuna kadar yararlanabilecekleri internet ortamına da sırtlarını dayayarak…
Bütün bunlara rağmen hem ‘
krizin
’ hem de ‘
krizin iletişiminin
’ yönetimi, hükûmetin ilgili kurumlarının ve de özellikle AFAD’ın bilgilendirme süreçlerindeki başarısı, iletişim çalışmalarına mutlaka ders çıkarılacak ‘olumlu’ tecrübeler olarak geçecektir.

Bir hususun daha altını çizmekte yarar var. Biz bu satırları yazarken, muhalefet cephesinden ve onların sesi olan malum medyadan henüz durumu siyasi boyutta kullanma refleksi gelmemişti. Hâlbuki bu kulaklar “Hükûmet acz içinde… Şunu beceremediler, bunu yapamadılar… Bizim iktidarımızda şöyle-böyle olacak…” sözlerine çok alışkındı…

İnşallah bu üsluplarını bozmazlar ve sosyal medyadaki uğursuzlara daha fazla alan açmazlar…

İnsanların acısı üzerinden siyaset yapılmaz… Onca insan vefat etmiş, yaralanmış, enkaz altında yakınlarının kurtarılmasını bekleyen aileler perişanken, siyaset konuşan hata yapar…

Gözümüze takılanlar…

-
AFAD
’ın, afet durumlarında daha fazla can kurtarmak ve daha çok vatandaşımıza ulaşmak amacıyla geliştirilen
Acil Mobil Uygulaması
’nı telefonuma indirdim. Sevdiklerime de tavsiye ediyorum. Kolay kullanılabilmesine özen gösterilerek tasarlanan uygulamada, tek tuşla acil çağrı, en yakın toplanma alanı ve afet eğitim videoları gibi özellikler var.
-
Türk Hava Yolları
’nın (THY) kargo şirketi
Turkish Cargo
’nun aktarma merkezi
SMARTIST
’i tanıtan üç reklam filmi, “Dünyada ne görseniz: İstanbul’dan” sloganıyla yayına girdi… Filmlerde, her biri farklı ülkelere ait ürünlerin, İstanbul’dan dünyaya dağıtıldığı o kadar çarpıcı, o kadar net, o kadar başarılı anlatılmış ki reklamları izlemeye doyamadık. Reklam ajansı
Tribal Worldwide Istanbul
’u, prodüksiyon şirketi Autonomy’yi ve tabii onlara ‘yeşil ışık’ yakan THY iletişim ekibini kutluyoruz.
-
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği
(İGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı
Ayhan Karahan
, “Enflasyondaki düşüş eğiliminin sürmesi için; iş dünyasını enflasyonla topyekûn mücadele etmeye davet ediyoruz. İş dünyası olarak fiyat artışlarında bulunmadan, kârlılığımızdan fedakârlık ederek, enflasyonun daha hızlı bir sürede ve daha yüksek oranda düşmesine katkı sağlamış oluruz” demiş. Temenni ile gerçekliğin arasında çok ince bir çizgi vardır. Ona biz; ‘
ikna
’ diyoruz… Sayın Karahan ikna için
söylem
dışında nasıl bir uygulamaya yöneldiklerini anlatırsa çok yerinde olur…
#Deprem
#Kahramanmaraş
#AFAD
#Kızılay
#Ali Saydam