|

Yeni sistemin güvencesi milletin kendisi olacak

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof.Dr. Şükrü Karatepe:

Yeni Şafak
09:13 - 15/04/2017 Cumartesi
Güncelleme: 09:26 - 15/04/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Doğrunun kılavuza ihtiyacı yok
Doğrunun kılavuza ihtiyacı yok

AK Parti ve MHP’nin uzlaşı sağladığı anayasa çalışmaları sürecinde aktif rol alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Anayasa Profesörü Şükrü Karatepe, yeni düzenlemeyle ilgili sorularımızı cevaplandırdı.


■Anayasa profesörü olarak mevcut Anayasa’yı ve değişiklikleri yeterli buluyor musunuz?

İnsan içine çıkacak bir anayasamız olsun istiyorsak, aslında tüm metnin baştan aşağı yeniden yazılması gerekiyor. Bu değişiklikle birlikte anayasada 19’uncu değişiklik yapılmış olacak. Bir metne 19 defa müdahale ediyorsunuz, orasından burasında kesmeler kırpmalar yapıyorsunuz, sürekli ilaveler yamalar yapıyorsunuz. Böyle olunca bunun anlatımı da baştan sona bozulmuş oluyor. Oturup en baştan güzel bir Türkçe ile belki hükümleri bile değiştirmeden, açık berrak bir Türkçeyle maddeler yeniden kaleme alınmalı. Böylece hem maddelerin hacmi azalacak, daha kolay daha anlaşılır bir anayasa metnine sahip olacağız. Özellikle milletvekili ve cumhurbaşkanı yemininin değiştirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı yemin metninde 12, milletvekili yemin metninde ise 9 adet ve kullanılmış. Her iki metin de, dil ve anlatım bakımından kötü bir Türkçeyle yazılmıştır. Öyle ki 3-4 dönem vekil seçilmiş kişiler, milletvekili yeminini etmekte zorlanıyor, kağıttan bile okuyamıyor.

■Referandumdan ‘evet’ çıkarsa, mevcut anayasa değişiklik gerekecek o halde. Hangi maddeler tedavülden kalkmış olacak?

Parlamenter sistemdeki yasama- yürütme ilişkisi parlamentonun ve yürütümenin çalışması daha teferruatlı bir olay. Diyelim ki başkanlık sisteminde 2 makamın imzalaması gerekiyorsa, parlementer sistemde 5 makamın imzalaması gerekiyor. Dolayısıyla bürokraside işlemlerin tamamlanması için çok fazla makam dolaşmak gerekiyor. Şimdi 18 madde değiştirdik ama bu 18 maddenin tamamı hükümlere ait değil. 15 madde hükümlere ait ve 3 madde de geçiş maddesi olmasıyla dikkat çekiyor. Yani bu anayasa yürürlüğe girdiğinde anayasanın 21 maddesi işlevsiz hale gelecek. Kısaca parlamenter sistemin hükümlerine göre 15 madde değişiyor, 21 madde ise hiçbir hüküm anlam ifade etmediği için yürürlükten kaldırılmış olacak.

■Yeni sistem millet tarafından onaylanırsa 2019’da yürürlüğe girecek. Bu süre zarfında nasıl bir alt yapı hazırlanması gerekiyor?

Biz başkanlık sistemine göre bürokrasimizi yeniden düzenleyeceğiz. Önceden bürokrasinin hazırladığı kanun taslakları, hükümet kanalıyla Meclis’e getiriliyor, Meclis’te kanunlaşıyordu. Sistem değişikliği yapıldığında artık hükümet Meclis’e kanun tasarısı götürmeyecek. Milletvekilleri kanun yapabilmesi için, Meclis’in iç yapısının, çalışma usulünün ve komisyonların buna göre dizayn edilmesi gerekiyor. Bunun için de Meclis’in çalışmasını düzenleyen Meclis İç Tüzüğü baştan sona yeniden yazılacak. Meclis Cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinde artık gerçek işini yapacak kanun hazırlayacak, komisyonlar da bu metne son halini verecek. Bu işlemlerin yapılabilmesi için komisyonların çoğaltılması, hizmet alanlarına göre yeni komisyonların kurulması, kurulacak komisyonların da çalışma usulünün kanun yapacak şekilde değiştirilmesi gerekiyor.

■Peki bu ‘tek adamlık’ kaygısının temelinde ne var?

Bu politik bir ihtam. Yapılan teknik düzenlemeler hukuk metni gibi incelenerek cevap veriliyor. Politik bir ithama dönüştürülerek vatandaşların önüne sürülüyor. Türkiye’de diktatörlük, tek adamlık olamaz, neden olamaz? Birincisi bir cumhurbaşkanı en fazla 10 yıl görev yapacak. Kanun yapamayacak. İlk dönemde demokrasiden ayrılan aday, ikinci dönemde seçilmez. Mevcut düzende hiçbir sorumluluğu olmadığı gibi, yaptığı işlerle ilgili hiçbir yargı organına da başvurulamıyordu. Şimdi ise cumhurbaşkanı yaptığı tüm düzenlemelerin sorumluluğunu da taşıyacağı için hesap verecek. Yaptığı kararname düzenlemeleri için Anayasa Mahkemesi ve diğer tüm işler için de İdare Mahkemeleri’ne dava açılabilecek. Sorumsuz cumhurbaşkanı, sorumlu cumhurbaşkanı oluyor.

GÜÇSÜZ DİRAYETSİZ BİR ADAMIN SEÇİLMESİ

MÜMKÜN DEĞİL

■Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişiklikteki en önemli önerisi neydi?

Biz milletvekili seçilmesi yaşı 25 olarak kalsın diyorduk. Cumhurbaşkanımız bize metin hazırlanırken, şu soruyu yöneltti: “Seçmek mi daha sorumluluk isteyen birşey yoksa

seçilmek mi?” Seçildiğinizde sadece kendinizle ilgili bir sorumluluğunuz var, ancak seçtiğinizde ise 80 milyon insanın vebalini taşıyorsunuz. Daha sonra da, “Oy verme hakkı, parlamentoyu belirleme hakkı verilen kişilere, seçilme hakkı niçin vermiyorsunuz. O daha mesuliyet isteyen bir iş, deyince biz de hiç itiraz etmeden, 18 yaşında seçilme kanununa yer verdik. 18 yaşında seçilme hakkı da cumhurbaşkanımızın fikridir.

MHP MİLLİ BİRLİK
DÜŞÜNCESİYLE HAREKET ETTİ
■Milliyetçi Hareket Partisi’nin evet kararını

nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milliyetçi Hareket Partisi’nin politikaları başından beri Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, terörün önlenmesi gibi milli meseleler üzerinde yürüyor. MHP ilk gününden bu yana huzuru, milli birliği ve bütünlüğü, Türkiye’nin sınırlarının korunmasını ve Türkiye’ye bir dış müdahalenin olmamasını politika olarak benimsemiştir. Son olarak FETÖ/PDY’nin ihanet girişiminden sonra bu konularda kaygı oluşmuştur. Bu kaygı MHP yönetimini ve kadrolarını, hükümete yardımcı olmaya teşvik etmiştir. Bu neden parti, milli birlik ve bütünlük gayesiyle kurulmak istenen tuzaklara karşı hükümetle birlikte hareket etmiştir.
Doğrunun kılavuza ihtiyacı yok

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni vatandaşlara anlatmak için kapı kapı dolaşan AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Av. Şeyma Döğücü referandum ile getirilecek değişiklikleri Yeni Şafak’a anlattı. Döğücü, yeni sistemin ‘hayır’ cephesi tarafından halka yalan ve yanlış aktarıldığını söyleyerek, “Kadın kolları olarak tüm ilçelerde kapı kapı dolaşıp, halkımıza doğruları anlattık” dedi.



Türkiye yıllardır konuşulan Başkanlık sistemiyle ilgili 16 Nisan’da referanduma gidecek. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde gelecek değişiklikler nelerdir?

Şu an yaptığımız anayasa değişikliğiyle sistem değişikliği tamamen bir Başkanlık Sistemi şeklinde değil. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye’nin kendi özelliklerine has şu anki kendi anayasasına uygun bir anayasa değişikliği. Burada yürütme ile yargı birbirinden kesin ve net sınırlarla ayrılıyor. Aynı başbakan ve hükümet meclisin içinde olup yürütmüyor, aksine yürütme cumhurbaşkanlığı başkanlığında operasyonel bir şekilde işi iyi yapacak bakanlar diye ayrılıyor. Onun dışında diğer yasama sistemleri aynı mevcut durumda olduğu gibi devam ediyor. Bizim getireceğimiz sistem bu.

 Cumhurbaşkanına büyük yetkiler veriliyor deniyor. ‘Tek adam’ mevzusu da tartışılan konulardan biri. Dünyadaki örnekleriyle birebir aynı sistemden mi bahsediyoruz?

Dünyada yarı başkanlık, başkanlık ve yarı parlementerlik gibi sistemler var. Bizde şu anda uygulanan sistem 1982’deki anayasa ile parlementer sistem olarak görülüyor ama anayasa darbe sonrasında yapıldığı için cumhurbaşkanına verilmemesi gereken yetkiler verildi. O dönem Kenan Evren kendisi için cumhurbaşkanı yetkilerinin sınırını genişlettikçe genişletti. Hal böyle olunca cumhurbaşkanlığı kurulurken parlamenter sistemde olmaması gereken yetkiler cumhurbaşkanına da sağlanmış. Dolayısıyla burada bir dengesizlik ortaya çıkmış. Türkiye’nin kendi ihtiyacı olan büyümesini engelleyen şeyleri kaldıran daha hızlı hareket etmesini sağlayacak bir yönetim sistemi tek adamlık sistemi gibi gösterilmeye çalışılıyor. Tam tersine mevcut sistemde cumhurbaşkanı bu yetkilerin daha fazlasını kullanıyor, olağanüstü hallerde hepsini kullanıyor karşılığında bir sorumluluğu yok sadece vatan hainliği suçundan yargılanabiliyor. Yeni

sistemle cumhurbaşkanı diğer tüm konularla ilgili de yargılanıyor, bunun önü

açılıyor. Yani cumhurbaşkanı hem yargılanabilir bir

makama getiriliyor hem de yetkileri kısıtlanıyor.

 Rejim değişecek argümanı var. Buna cevabınız nedir?

35 yıldır Kenan Evren’in oluşturduğu sistemle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Ama Türkiye’nin çok takıldığı, çok ekonomik krizler yaşadığı bir süreç geçirdik bu sistemdeki uyumsuzluk nedeniyle. Şimdi yapılan değişiklik de bu sisteme yürütülebilir, sürdürülebilir düzen getirilmesi. Aslında yapılmak istenen bu. Yani tutup da başkanlık sistemi, eyalet sistemleri, özerklik vs. gibi şeylerin, Amerikan usulü sistemin getirileceği falan yok. Türkiye’nin ilerlemesini, küresel bir güç haline gelmesini istemeyenler bir araya gelip bunu engellemeye çalışıyorlar. Aslında öyle ölüm kalım meselesi yok ortada. Rejim değişikliği yok. Bu tamamen Türkiye’nin ihtiyacı olan, büyümesini sağlayacak, kendi önündeki engelleri kaldıracak bir değişiklik. Şöyle düşünebiliriz; akıllı telefonlarda bir uygulama indirdiğimizde zaman içinde verilen arızalar nedeniyle gelen güncelleme o arızaları tamir ediyor. Bizim şuan yapacağımız şey de 1982 yılında kurulan sistemin arızalarını yeni güncellemeyle-yeni sürümle yok etmek.

 Peki cumhurbaşkanının meclisi fesh etme yetkisi meclis seçimlerini yenileyebilme yetkisi için ne dersiniz?
En çok eleştiri getirilen konulardan birisi de bu oldu.

Cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisi yok. Cumhurbaşkanının ve meclisin karşılıklı seçimleri yenileme yetkisi var. Bir karşılıklı denetleme sistemi var meclis ve cumhurbaşkanı arasında. Şuan algı operasyonları yüzünden bu göz ardı ediliyor ama uygulanmaya başlandığında halkımız bunu görecek. Bu değişikliği Erdoğan’ın başında olduğu bir yapı getirmeseydi güle oynaya kabul edeceklerdi. Tamamen Erdoğan karşıtlığı yüzünden bu algılar sürüyor. Millet buna izin vermeyecek Allah’ın izniyle. Milletimiz şunu biliyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan milletin aleyhine hiçbir şey yapmadı. Eski cumhurbaşkanları gibi milletle arasına mesafe koymadı. Geçmiş cumhurbaşkanları Çankaya’dan çıkmazdı. İtiraz ettikleri külliye halkımızla dolup taşıyor. Millet camisinin açılmasıyla her gün gelen muhtarlarla millet devlet bütünleşmesi tam anlamıyla sağlanmış durumda ve bu bütünleşmeyi Yeni Anayasa ile yasallaştırıyoruz. Bunu da çok rahatlıkla başaracağımıza inanıyorum. Bakmayın kafa karışıklıkları yapmaya çalışmalarına milletimiz sandığın başına gidince vicdanı ile karar verecektir. 15 Temmuz’da milletimiz bunu bize gösterdi. Kararsız seçmenlerimiz vicdanı ile başabaşa kaldığında milletimiz yararına en iyisine karar verecektir.

 Sandıktan Hayır çıkarsa ne gibi bir planınız düşünceniz var?

Tabi milletimiz ne derse o milletimizin kararı başımızın üstünde bu sistemle devam etmek isterlerse ederiz. Ama güçlü liderler her zaman gelmiyor, güçlü iktidar hep gelmiyor. Şimdi biz o şanslı dönemdeyiz, bundan sonraki seçimlerde de güçlü iktidar mantığını yerleştirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye bununla kazanıyor. Güçsüz iktidar başkasının kuklası iktidarla Türkiye bir yere varamıyor. Güçlü iktidarı da bu yeni sistem sağlıyor. Yeni sistemde yüzde 50+1 ile başa gelmek gerekiyor. Bu ülkeye yüzde 50+1 ile başa gelen bir kişi sağcı da olsa solcu da olsa hiç fark etmez. Bu milletin sevdiği benimsediği bir kişi demektir. Bu sistem şu anda sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi filan değil, bu Türkiye’-

nin bundan sonraki yönetiminde de güçlü iktidarı yerleştirecek

bir seçim. Tamamen demok-

ratik hatta ve hatta şuanki sistemden daha demokratik olduğuna inanıyorum.

 Kadın kolları olarak sahada nasıl bir tablo ile karşı karşıyasınız?

Yeni sistem ve Anayasa değişikliği ‘hayır’ cephesi tarafından yalan ve yanlış aktarılıyor. Bizler de kadın kolları olarak tüm ilçelerde kapı kapı dolaşıp, halkımıza doğruları aktaracağız. İstanbul’un büyük bir metropol olması nedeniyle çalışmalarımıza çok önceden başladık. 39 ilçede 957 mahallede 5’er tane ev sohbetleri yapıldı bu hafta. Her mahallede ilçe başkanları, meclis üyelerimiz ve ben sohbetlere katılıyorum. 1 gün içinde 5 bin konuta ulaşabiliyoruz. Bu sohbetlere kampanya döneminde de devam edeceğiz. Kadın kollarının en iyi aktivitesi ev sohbetleri olacak. Biz bu sisteme inanmış kişileriz. Ve inanmış kişi kadar iyi anlatan kimse olamaz. Kampanyamız kapsamında daha önce eğittiğimiz hatibelerimiz ev ev dolaşarak yeni sistemin neler getireceğini anlatacak.

ŞEYMA DÖĞÜCÜ
#EVET
7 yıl önce