|

Ekonomi ivme kazanacak

Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze, “Yapısal reformların aynı kararlılıkla hayata geçmesi, 2023 perspektifinde Türkiye ekonomisinin önünü açacak, üretimin ivmelenmesini sağlayacak ve bölgesine ekonomik anlamda liderlik yapabilen Türkiye vizyonuna ulaşmadaki en önemli itici güç olacaktır” dedi.

Yeni Şafak
11:49 - 15/04/2017 Cumartesi
Güncelleme: 20:01 - 15/04/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze
Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze

2016 yılı hem yerel hem de küresel tarafta birçok beklenmedik olayın yaşandığı ve bu anlamda da oynaklığın dalga boyunun daha önceki yılların bir hayli üzerinde gerçekleştiği bir yıl olarak akıllarda kaldı. Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze, “Türkiye’nin en temel ticari partneri olan Avrupa Birliği’nin geleceğine yönelik artan kaygılar ve yakın coğrafyamızdaki jeopolitik riskler gibi bir dizi belirsizlik kaynağına rağmen Türkiye ekonomisi, özellikle bu dönemde de sürdürülen bütçe disiplini, güçlü yapısal reform programı ve sağlam bankacılık sistemi ile gelişmekte olan ekonomiler arasında öne çıkıyor. Nitekim, 2016 yılının ilk yarısında FED’in faiz artırımı sonrasında küresel finansal koşulların gelişmekte olan ülkeleri zorlayıcı etkilerine rağmen Türkiye ekonomisi ortalamada yüzde 4,9 büyüme kaydetti” dedi.


BÜYÜME

YÜZDE 5 OLACAK

Türkiye ekonomisi 15 Temmuz hain darbe girişiminin etkisi ile üçüncü çeyrekte yüzde 1,3 daralsa da, alınan ivedi ve sonuç odaklı önlemler ve milletin tek yürek olması ile son çeyrekte yakalanan ivme sayesinde birçok gelişmekte olan ülkeyi geride bıraktığına dikkat çeken Taze, şunları söyledi: “Referandum sonrası, özel sektöre sağlanan teşvik ve kredi olanaklarının da yardımı ile ekonomimizin daha da ivmeleneceğine inanıyoruz. Özellikle, bilinçli ve sorumlu yönetim ilkeleri kapsamında, Hükümetimizin attığı teminat bulmakta zorlanan Ticari ve KOBİ müşterilerin Kredi Garanti Fonu (KGF) ile desteklenmesi adımı, üretimin teşvik edilmesi adına çok değerlidir. 2017 yılının ikinci yarısının atılan teşvik adımlarının pozitif etkisinin daha iyi hissedileceği bir dönem olacağını öngörüyoruz. Bu bağlamda, son dönemde ekonomideki yavaşlamayı bertaraf etmeye yönelik atılan basiretli pozitif adımların da desteğiyle, 2017 yılında %4 olan büyüme öngörüsünün sonraki yıllarda potansiyel büyüme hızı olan %5 seviyelerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. 2017 yılının, gelişmekte olan ülkelerin büyüme performanslarından ziyade değişen küresel finansal koşullar karşısında attıkları yapısal reform adımları ile yarışacakları bir yıl olacağı da göz önüne alındığında atılan adımların önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye 2017 yılına hızlı ve emin bir başlangıç yapmıştır. Hükümetimiz, genç nüfusun istihdam ihtiyacı anlamında yatırım ve dolayısıyla birikim gereğinin farkında olarak; tasarruf oranını artırmak ve büyümenin finansmanını sağlamak amacıyla geniş bir reform programını kararlılıkla uygulama yönünde önemli

adımlar atmıştır.”


16 Nisan'dan sonra Türkiye önemli yollar katedecek


Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, geçen yıl Türkiye’nin, terör örgütleri PKK ve DEAŞ saldırıları ile FETÖ’nün darbe girişimine maruz kaldığını belirterek, “2008’den bu yana önemli testlerden geçen ülke ekonomisinin, direnci ve gücüyle bu olaylardan da en az düzeyde etkilenerek çıktığını dile getirdi. Özdemir, 2017’nin ise iyi bir yıl olacağını ifade ederek, “16 Nisan’daki referandumda Türkiye’nin önünü açacak bir yönetim sistemi değişikliğini oylayacağız. Eminim ki Türk milleti önceki tecrübelerine de dayanarak ülkenin büyümesine güç katacak daha iyi bir modele geçilmesi için gereken tercihte bulunacaktır” diye konuştu. Türkiye’nin artık çift başlı sistemle yönetilmesinin zor göründüğünü savunan Özdemir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi daha hızlı büyüteceğine inandığını söyledi.


HÜKÜMET EKONOMİYİ DESTEKLEYECEK ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI

Nihat Özdemir, 2016’da dünya geneli, yakın coğrafya ve ülke içindeki olaylara rağmen Türkiye’nin yılı yüzde 3’e yakın bir büyümeyle tamamlamasının ülke ekonomisinin dirayetini ortaya koyduğunu söyledi. Hükümetin ekonomiyi destekleyecek birçok adımı hayata geçirdiğini ifade eden Özdemir, “Dolarda 4 liralar konuşulurken 3,60’ları gördük. Bu çok önemli. Bu şunu da gösteriyor; 16 Nisan’dan sonra çok çabuk zamanda Türkiye büyümesi açısından önemli yollar katedilecektir” dedi. Özdemir, Türkiye’nin 2017’de yüzde 4 büyüme beklediğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bizim ne yapıp edip bu yıl yüzde 4 civarında büyümemiz lazım. Eğer bunu başarırsak 2018’den itibaren artık yüzde 5-6 civarında büyümeleri sağlayabiliriz. Türk ekonomisinin hakkı da bu zaten. Geçen yılki yüzde 3 ve bu yıl hedeflediğimiz yüzde 4 büyümeyi ben Türk ekonomisi için düşük görüyorum. Yüzde 5-6, belki yüzde 6’nın da biraz üzerinde büyümeyi çok hızlı ve kolaylıkla yakalayabiliriz. Çünkü bunun alt yapısını yaptık.”


Fırsatları iyi değerlendirmeliyiz

Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Ülkemiz bugün dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla bu süreçteki fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek adına yeni dönemi iyi okumak, yeni dinamiklerle uyum arz edecek yeni iş modellerini hayata geçirmek gerekiyor. 2023 hedeflerimiz büyük. Avrupa Birliği’nden daha iddialı hedefler belirlemiş bir ülke olarak gidecek yolumuz çok ve bu yolda en önemli görevlerden biri de bizlere düşüyor. Dünya, Dördüncü Sanayi Devrimi’nden geçiyor. Bu çağda gücün yeni kaynağı ve belirleyici parametrelerden biri data. Türkiye’nin şu anda tükettiği data’nın yüzde 96’sı dışarıdan geliyor. Kendi e-postalarımıza, resimlerimize, sosyal ağlardaki verilerimize ulaşırken dahi Frankfurt’taki, Dublin’deki, Milano’daki veri merkezlerinden veri çağırıyoruz. Biz yeni çağın en büyük gerçeğinin data olduğunu gördük ve data konusunda yatırımlar yaparak Irak, İran ve Gürcistan’ın verilerinin yüzde 50’sinin Turkcell üzerinden taşındığı bir altyapı gücüne ulaştık. Turkcell’de data’yı yalnızca taşımak ve muhafaza etmek için değil, aynı zamanda anlamlandırmak için çalışıyoruz. Hedefimiz veriden değer üretmek, veriyiham olarak değil işleyerek satmak. Petrol örneğinde olduğu gibi işlendikten sonra değer kazanan verinin hem bize hem Türkiye’ye kazandıracağını düşünüyoruz” dedi.


#ekonomi
7 yıl önce