Kayınvalide ve kayınpeder, kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için, fakir iseler kendilerine zekât verilebilir.
- İMSAK 00:00
- GÜNEŞ 00:00
- ÖĞLE 00:00
- İKİNDİ 00:00
- AKŞAM 00:00
- YATSI 00:00
- İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
SIK SORULAN SORULAR
- Oruçlu kimsenin dişlerini tedavi ettirmesi orucu bozar mı?
- Ramazan orucu kimlere farzdır?
- Unutarak yemek, içmek orucu bozar mı?
- Diş fırçalamak orucu bozar mı?
- İğne yaptırmak, hastaya serum ve kan vermek orucu bozar mı?
- Oruçlu kimsenin dişlerini tedavi ettirmesi orucu bozar mı?
- Zekât ve fitre kimlere verilir?
- Sahurda ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi?
- Bozulan nafile orucun kaza edilmesi gerekir mi?
- Oruç tutmayan kimse Teravih namazı kılabilir mi?
- Kadınlar teravih namazını camide kılabilirler mi?
- Oruca niyet nasıl yapılır?
- Hangi hallerde Ramazan ayında oruç tutulmayabilir?
- Oruçlu kimse abdest alırken hataen boğazına su kaçırsa orucu bozulur mu?
- Her gün hap kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmaları gerekir mi?
- Sahurda ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi?
- Hangi şeyler orucu bozup sadece kazayı gerektirir?
- Oruç kefareti ne demektir? Hangi durumlarda gerekir?
SIK SORULAN SORULAR
Kayınvalide ve kayınpedere zekât verilebilir mi?
SIK SORULAN SORULAR
Sivil toplum kuruluşlarına zekât verilebilir mi?
Zekâtın verileceği yerler, Tevbe suresinin 60. ayetinde belirlenmiştir. Buna göre zekât, ilke olarak fakirlerin ve ihtiyaç sahibi bireylerin hakkıdır. Bu itibarla, belirli şartları taşıyan Müslümanların yükümlü oldukları zekat ve fıtır sadakasının, Kur'an-ı Kerim'de belirlenen yerler dışında herhangi bir yere verilmesi veya cami, köprü, yol, okul, su gibi hayır işlerine sarf edilmesi, Hanefîlerce caiz görülmemiştir. Bu esas gözetilmeksizin zekât niyeti ile yapılan ödemeler zekât yerine geçmez. Zekât bu kimselere doğrudan teslim edilebileceği gibi, aracı vasıtası ile de ulaştırılabilir. Bu aracının birey olması ile kurum olması arasında fark yoktur. Buna göre bir sivil toplum kuruluşu, toplayacağı zekâtları Kur'an'da belirlenen yerlere/fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorsa aracı konumunda olan bu kuruluşlara zekat emanet edilebilir.
Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp genel hizmetleri içinde değerlendirecek olan sivil toplum kuruluşlarına ise zekât verilmez. Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri gereklidir. Ancak bu zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır.
Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp genel hizmetleri içinde değerlendirecek olan sivil toplum kuruluşlarına ise zekât verilmez. Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri gereklidir. Ancak bu zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır.
SIK SORULAN SORULAR
Sütanne-babaya zekât verilir mi?
Usul ve furûa yani anne, baba, dede ve ninelerle, çocuk ve torunlara zekât verilmez. Çünkü kişi bakmakla yükümlü olduğu bu kimselere zekât verecek olsa verdiği zekât dolaylı yoldan kendisine dönmüş olacaktır. Oysa zekât veren, verdiği zekâttan hiçbir maddî menfaat beklememeli ve ondan yararlanmamalıdır. Ayrıca bu durumda, zekât olarak verilen malın ihtiyaç sahibinin mülkiyetine geçirilmiş olması şartı da ihlal edilmiş olur. Sütanne ve baba ise kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için onlara zekât verilebilir.
SIK SORULAN SORULAR
Kalp hastalarının dilaltı hapı kullanması orucu bozar mı?
Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç, ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz.
SIK SORULAN SORULAR
Her gün hap kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmaları gerekir mi?
Hastalık, Ramazan'da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Âyet-i Kerime' de ”Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” buyrulmuştur (Bakara, 2/184). Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise, her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kişilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse, gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.