Her köşesinden tarih akan Emevi Camii, sayfalar dolusu kitap yazdıracak kadar zengin bir kültürel geçmişe sahiptir. Bu büyük mabet tıpkı Şam'da bulunan diğer tarihi yapıtlar gibi zamanın eskitemediği duruşuyla bir masal gemisine benzer.
Her köşesinden tarih akan Emevi Camiisi, sayfalar dolusu kitap yazdıracak kadar zengin bir kültürel geçmişe sahiptir. Bu büyük mabet tıpkı Şam'da bulunan diğer tarihi yapıtlar gibi zamanın eskitemediği duruşuyla bir masal gemisine benzer.
Emevi halifesi I.Velid tarafından 715.yılında inşa edilen ve Şam'ın en önemli eserlerinden olan Emevi Camii; nadir görülen mozaikleri, süslü minareleri, heybetli kapıları ve dört mihrabı ile kendine ayrı bir yer edinmiştir.
Emevi Camii'nde dört mezhebin imamlarına ait dört tane minber vardır ve namaz vakitlerinde Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli imamlarından herhangi biri gelerek cemaate namaz kıldırır.
Emeviye Camii bu özelliklerinin dışında tarihe tanıklık eden bir mekan. Kerbela'da şehid edilen Hz.Hüseyin'in mübarek başının burada bir süre sergilendiği ve buraya defnedildiği rivayet edilir.
Şam Emeviye Camii'nin tarihe tanıklık ettiği günlerden biri de Bediüzzaman Said Nursi'nin hutbe irad ettiği gündür. Şam ulemasının ısrarı üzerine Şam'a gelen Said Nursi, on bin kişilik cemaate Arapça irad ettiği hutbede İslam dünyasının geri kalmasının altı sebebini sıralıyordu. Said Nursi Emevi Camii'nde verdiği hutbede; ümitsizlik, yalancılık, kin ve düşmanlık, cahillik, baskı ve kişisel menfaat olmak üzere altı hastalık tespit ediyordu.
İbniBatuta, Fazail-i Dımeşk adlı eserinde Süfyan-i Servi'den rivayet edilen bir hadisi şerife dayanarak burada kılınan namazın otuz bin namaza bedel olduğunu bildirir. Aynı zamanda duvarlarının Hud (A.S) tarafından yapıldığı da rivayetler arasında yer alır.
