Ramazan Büluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından zekat gerekir mi?
  • İMSAK 00:00
  • GÜNEŞ 00:00
  • ÖĞLE 00:00
  • İKİNDİ 00:00
  • AKŞAM 00:00
  • YATSI 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - İSTANBUL
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • 19
  • 20
  • 21
  • 22
  • 23
  • 24
  • 25
  • 26
  • 27
  • 28
  • 29
  • 30
SIK SORULAN SORULAR

Büluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından zekât gerekir mi?

Akıllı olmayan ve büluğ çağına ermemiş olan kişiler, dinen mükellef olmadıklarından zekât ile sorumlu değildirler. Ancak, zenginlerin malında fakirlerin hakkı olduğu için, zengin olan çocuk ve deliler kendileri mükellef olmasa da, veli veya vasilerince bunların mallarından zekât verilmelidir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de; ”Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır” buyurulmaktadır. (Zâriyât, 51/19) (Namaz ve oruçla yükümlü olmada aranan şartlar, ilke olarak zekâtta da aranır. Ancak zekât, sosyal yardımlaşma ve dayanışma içeriği taşıyan malî bir ibadet olması ve ihtiyaç sahiplerinin haklarını da ilgilendirmesi sebebiyle, diğer ibadetlerde aranan akıl ve ergenlik (büluğ) şartının bunda da aranıp aranmayacağı İslam bilginleri arasında tartışma konusu olmuştur. Çocukların ve akıl hastalarının ”öşür” denen toprak ürünleri zekâtından sorumlu olduklarında görüş birliği bulunmakla birlikte, bunların zekâta tabi diğer mallarından zekât alınıp alınmayacağı konusunda farklı iki görüş ileri sürülmüştür. Buna göre İslam bilginlerinin bir kısmı, çocukların ve akıl hastalarının zekâtla yükümlü olmadığını savunurken, diğerleri bunun aksi görüşü dile getirmişlerdir.

Sonuç olarak, aklî dengesi yerinde olmayan ve büluğ çağına erişmemiş kişiler, dinen yükümlü olmadıklarından zekât vermekle de sorumlu değildirler. Ancak, zenginlerin malında fakirlerin bir hakkı bulunması (Zâriyât, 51/19) ve zenginliğin borcu diyebileceğimiz zekâtın topluma karşı bir yükümlülük mahiyeti taşıması sebebiyle zengin olan çocukların ve akıl hastalarının kendileri mükellef olmasalar da, velileri veya vasileri tarafından bunların mallarından zekât verilebilir.)
SIK SORULAN SORULAR

Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?

Kocası ölmüş ise üvey anneye, büluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olmaları hâlinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arasında usul (bir kimsenin anası, babası, dedeleri) ve füru (çocukları ve torunları) ilişkisi olmadığı gibi, zekât veren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir.

SIK SORULAN SORULAR

Damat ve geline zekât verilebilir mi? 

Damat ve geline zekât verilebilir mi? Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca eşine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât vermesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât vermek- geçerli olmakla birlikte- uygun değildir.

SIK SORULAN SORULAR

Kalp hastalarının dilaltı hapı kullanması orucu bozar mı?

Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç, ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz.
SIK SORULAN SORULAR

Her gün hap kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmaları gerekir mi?

Hastalık, Ramazan'da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Âyet-i Kerime' de ”Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” buyrulmuştur (Bakara, 2/184). Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise, her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kişilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse, gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.