İlim âşığı olan Abdullah b. Mesud, Allah Resulü'nden hiç ayrılmaz, ona hizmet ederken, ilim irfanla feyizyab oluyordu. Davetin ilk günlerinde İslam'la şereflendi. Bu ölümsüz an bize onun nasıl biri olduğu hakkında önemli ipuçları vermektedir.
Abdullah b. Mes'ud şöyle anlatır:
“Ukbe b. Ebû Muayt'ın koyunlarını otlatan, ergenlik çağlarında bir gençtim. Koyunları otlatırken Allah Resûlü (sav) ve Hz. Ebû Bekir ile karşılaştım. O sırada müşriklerden kaçmışlardı. Bana:
-Ey çocuk! Susuzluğumuzu giderecek sütün var mı?
-Var fakat ben emanetçiyim. Size süt veremem.
-Henüz çiftleşmemiş genç koyunun yok mu?
-Evet var.
-Onu buraya getir.
İstediği gibi bir koyunu alıp yanına götürdüm. Allah Resûlü (sav) koyuna çelme takarak sırt üstü yatırdı. Memesine elini sürüp dua edince, bir anda memeleri süt ile doldu. Hz. Ebû Bekir hemen orada bulunan içi oyuk bir kayayı alıp geldi. Allah Resûlü (sav) koyunu sağıp sütünden içti. Sonra Ebû Bekir, sonra da ben içtim. Allah Resûlü (sav):
-Çekil! buyurunca koyunun memesi eski haline geldi.”
Gördüklerinden çok etkilenen emin genç Allah Resûlü'nün (sav) anlattıklarını dinleyince hiç tereddüt etmeden hemen Müslüman oldu.
