|

Yetimin kazandığımda hakkı var

Almanya’da inşaat işleriyle uğraşan Feyzullah Oktay tek kişilik yardım kuruluşu gibi. Önce memleketi Batman’da ihtiyaç sahiplerine yardım etmekle başlayan çalışmaları Mali, Etiyopya’ya uzandı. Katarakt ameliyatları yaparak, su kuyuları açarak, Kurban dağıtarak, gıda, giyim ve nakit yardımları yaparak “borcunu” ödediğini düşünüyor: “Bir Müslüman olarak, yetimlerin, fakir ve muhtaç insanların malımda hakları var diye düşünüyorum.”

04:00 - 2/06/2024 Pazar
Güncelleme: 00:50 - 2/06/2024 Pazar
Yeni Şafak
Feyzullah Oktay.
Feyzullah Oktay.

Feyzullah Oktay, Batman’ın Yarımtaş Köyü’nde, (Yukarı Keverzo) 1969 yılında 11 kardeşin sekizincisi olarak dünyaya geldiğinde, bir gün Afrika’daki yetim çocukların yüzündeki tebessümün kaynağı olacağını düşünmüş müydü? İlkokulu doğduğu köyde bitirdikten sonra ailecek boğuştukları yokluk ve yoksullukla, okulu bırakmak zorunda kalacak ve yıllar sonra ilk fırsat ve imkanını bulduğunda dışardan sınavlara girerek ortaokulu bitirecekti. 12 yaşındayken, babasıyla çalışıp iş hayatına atılacak, akranları, oyunlarda harcadığı enerjiyle ter atarken, o inşaat işlerinde terini çimentoya, sıvaya karacaktı. İnsan o zamanlarını oyun ve oyuncaklarıyla hatırlar, o çalışma hayatını, bir oyun gibi hatırlayarak anlatıyor. İnşaat işleri, onu Türkiye’nin değişik şehirlerinde çalışmak zorunda bırakacaktı. 1990 yılında Batman’a döndüğünde okula ve okumaya duyduğu heves ve özlem onu kırtasiyeci olmaya itecek, farklı iş kollarının her birine emeğini ve terini dökecekti. 1994’te Dörtyol’a taşındığında oto galerici olarak hayatını devam ettirirken 28 Şubat sürecinin kurbanlarından biri de o olur. 1996 yılında İslami çalışmalarından dolayı dört ay tutuklu kaldı. Beraat edince de yolu gurbete düştü. Almanya’da da bağımlısı olduğu çalışmaktan vazgeçmeyip, kendi inşaat şirketini kurabilecek duruma gelince, sahip olduğu zenginliğini, yokluğu yaşadığı yılların etkisiyle, çocukluğunu, siyahi yetim çocuklarda arayıp bulacak ve kazandıklarını onlarla paylaşacaktı. Eminim ki hepimiz için onu tanımak, içimizde, ortaya çıkmaya çırpınan o ‘iyilik meleğinin’ dışarıya çıkmasına yardımcı olacaktır.


Feyzullah Oktay kimdir?

Evli, iki erkek, iki kız babasıyım. Almanya’nın Eckernförde şehrinde inşaat sektöründeyim. Dünyanın farklı bölgelerinde, ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya ve yardımlarda bulunmaya çalışıyoruz. Bu yardımları yıllarca kendi kazandıklarımızdan yapmaya çalışmış, son iki yıldır hayırseverlerin de katkılarıyla gerçekleştirmeye çabalıyoruz.


Yardımları, bir dernek, bir yardım kuruluşu adına mı yapıyorsunuz?

Bireysel olarak. Yardımı yapacağımız ülkelerin çeşitli yardım kuruluşları ile beraber organize ediyor ve bizzat kendim dağıtımda bulunuyorum. Hiçbir örgüt ve dernek adı altında yapmıyorum.


Nasıl bir çalışma sisteminiz var?

Önce hangi ülkeye gideceğimi tespit ediyorum. O ülkede neye ihtiyaç var, onları belirliyoruz. İhtiyaca göre katarakt ameliyatları, gıda ya da yetim çocuklara giyim yardımı yapıyorum. Bazen kurban kesiyor, bazen de su kuyuları açıyorum. Nakit yardımında bulunduğum da oluyor, canlı hayvan bağışında bulunduğum da. Kuran-ı Kerim hediye ettiğim de oluyor.

Hac parası yoksullara

Sizi yardım çalışmalarına yönelten, bu çabanızı diri tutan bir motivasyonunuz var mı?

Yaşadığım bir olayı ve beni bu yola sevk eden o hadiseyi anlatmak isterim. Yıl 2016. Hanımla beraber Hacca gitmeye niyet ettik. Pasaportlarımızı firmaya verdik. Bekleme süresi uzadı. 1-2 kez işlemlerimiz ne oldu, diye sordum. Her defasında “İşlemleriniz devam ediyor” cevabı aldım. Bir gün ofiste oturmuş Batman ile ilgili haberleri okuyordum. Memleketimin insanını ekmek kuyruğunda görünce karar verdim. Hacca gidemedik madem, ona ayırdığım bütçemi memleketimdeki fakir ailelere dağıtacaktım. Ertesi güne bilet alıp Batman’a gittim. Yardım dağıtmaya başladığımız ilk gün Almanya’dan telefon geldi. Yeğenim “Amca senin hac işin oluyor” dedi. Evet, şimdi Allah beni Hacca çağırıyor, diye geçirdim içimden. Allah, yaptığımız yardımlar neticesinde Hac yolumuzu açmıştı. Oruçlu geçirdiğimiz o günün iftar sofrasında gözlerim dolmuş duygulanmıştım. Diğer taraftan şeytan kalbimin etrafında dolaşıyor, vesvesesini ekecek yer arıyordu: “Bütün Hac bütçeni burada dağıtma. Yarısını Mekke’ye ayır. Orada fakir fukara görürsün orada dağıt.” Dedim ki “Ya Rabbi belki ben Hacca varamadan ölebilirim o söz verdiğimi yerine getiremezsem ne olur?” Evet, Hacca ayırdığım bütçemin yarısını Batman’da dağıtmak ağır basmaya başlamıştı. Sonra kalbimi, vesveseden kurtarıp, “Hac paramın üzerine 1000 Euro daha koyacağım ve hepsini burada dağıtıp Almanya’ya öyle gideceğim” dedim kendi kendime. 2016’dan 2022’ye kadar bütün yardımları Türkiye’de yapıyorduk ve bunu pek kimseyle paylaşmıyorduk. Her yıl Ramazan ayında yüzlerce ramazan paketi hazırlıyor, çeşitli fırınlarda binlerce ekmek alıp dağıtıyorduk. Dar gelirli insanların yaşadığı mahalle bakkallarında, ödeme güçlüğü yaşayanların borç defterlerindeki borçlarını ödeyip sildiriyorduk. Zaman zaman da kurban keserek kurban etini dağıtıyorduk. Dağıtım konusunda bana yardımcı olan dostum Ahmet Bey, Süleyman Gayretli ve emekli olduktan sonra kendini bu işlere adayan “Baba Kazım” lakaplı Kazım (Sütçü) abiye çok çok teşekkür ederim.

Batman’dan Afrika’ya yolunuz nasıl ulaştı?

Aslında yardım çalışmalarını, hep daha kapsamlı, daha organize yapma hayalimiz vardı.

Afrika’da ilk nereye ulaştınız?

İlk olarak Mali’de görme güçlüğü çekenlerin katarakt ameliyatı olmalarını sağladık. Bununla beraber Kur’an kursu talebelerine gıda ve giyim yardımları yaptık.


Mali’de kaç insana katarakt ameliyatı yaptırdınız?

Başkenti Bamako ve çevresinde beş farklı hastanede yaklaşık 850 katarakt ameliyatı yaptırdık. Bu ameliyatların yanı sıra 120 yatılı Kuran kursu öğrencisi çocuğu giydirdik, yetimlerin barındığı 80 çocuk yurduna gıda yardımında bulunduk. Yine aynı şekilde, yetim kız çocuklarının barındığı 60 yurda gıda yardımında bulunduk. Savaş ve çatışmalardan kaçıp mülteci kamplarına sığınan 120 aileye de yardım paketleri ulaştırdık.

Mali dışında ulaştığınız başka ülkeler oldu mu?

30 yıllık dostum ve hemşerim Abdullah Gündüz hocanın, Diyanet İşleri Başkanlığınca, Etiyopya’da görevlendirildiğini ve iki yıldır Addis Ababa’da olduğunu biliyordum. Ona yoksullar için ne yapabileceğimizi sordum. “Savaştan kaçan birçok aile kamplarda kalıyor ve bazı eyaletler çok tehlikeli olduğu için kimse oralara ulaşamıyor” dedi. “Bizim gayemiz tam da bu” karşılığını verdim. Kimsenin ulaşamadığı yetim muhtaç ailelere ulaşmak. Bunun üzerine Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya giderek yardım dağıtma kararı verdik.

Etiyopya’da neler yapabildiniz?

Ramazan’da içinde un, şeker ve yağ olan 400 yardım paketi, 450 yetim çocuğa, giyecek yardımı ve bayramlık dağıttık. 100 aileye 200 gebe süt keçisi dağıttık. Tigray ve Amhara eyaletlerinde savaştan kaçıp mülteci kampına sığınan 250 Hristiyan ve Müslüman çocuğa da giyim yardımında bulunduk.


Tüm bunları yaparken sizi yaralayan tanıklıklarınız oldu mu?

Çok oldu. Mesela üç kadının, kampın küçük odalarında yaşam mücadelesi verirken, yokluk içinde doğum yaptıklarını gördüm. Bu beni derinden yaraladı. Onlara da para yardımında bulunduk. Kimi yerlerde su kuyuları açtırdık. kurbanlar kestirdik. Kuran kursu öğrencisi 100 yetim çocuğa, hocaları dahil olmak üzere nakit yardımında bulunduk. Kuran kursları ve camilere elifbalar dağıttık. Yaşadığım o kadar çok şey var ki, hangisini anlatayım bilemiyorum. Mesela katarakt ameliyatıyla iki gözü açılıp eşini ve çocuklarını gören bir kadının mutluluğu kelimelerle ifade edilemez bir şeydi benim için.


Etkilenmemek, duygulanmamak mümkün değil…

Kendimi bildim bileli ihtiyaç sahibi insanlara, özellikle yetim ve ihtiyarlara karşı hassasiyetim var. Daha önce farklı sebeplerle Türkiye’ye gidemiyor, televizyonlarda gördüğüm, mazlumlara, muhtaçlara bulunduğum yerden yardım gönderiyordum. İçimde hep yetim ve yaşlı insanları kucaklamak, onlara yardımcı olmak çabası ve heyecanı vardı. Bir Müslüman olarak, yetimlerin, fakir ve muhtaç insanların malımda hakları var diye düşünüyorum. Çünkü Allah, üzerimizde farz kılmış. .

En büyük motivasyonum yardımlarla ulaştığımız insanların gülüşleriyle bana yaptıkları dualardır.

Benimle birlikte başka hayırseverler de var

Götürdüğünüz yardımları sadece kendi kaynaklarınızdan mı karşılıyorsunuz? Başkalarından da maddi destek temin ediyor musunuz?

Yıllardır kazandıklarımdan, varlıklarımdan belli bir bütçeyi yardımlara ayırıyor ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Son iki yıldır, çalışmalarımı sosyal medya aracılığıyla yayınlamaya başlayınca, dağıtmam için yardımlarını bana ulaştıranlar da oldu. Başlarda yardımları gizli saklı yaptım ve bunu paylaşmaktan çekindim. Son iki yıldır örneklik olsun diye paylaşmamın oldukça faydasını gördüm. Çevremizdeki hayırseverler çoğaldı. Hayırseverler bazen Türkiye’den bazen de Almanya’dan, yıldan yıla daha fazla yardım göndermeye başladı. Sonuca bakınca paylaşmakla isabetli bir şey yaptığımızı düşünüyorum.

Kaç insana ulaştık bilmiyorum

Bugüne kadar kaç insana ulaştınız?

Emin olun bunun hesabını yapmadık ama 2016’dan 2024’e kadar 8 yıldır, kendimin ve bana ulaşan hayırseverlerin, zekat, fıtır ve çeşitli yardımlarını dağıtıyoruz. Binlerce insana ulaştığımızı düşünüyorum. Her seferinde en az 500 - 600 aileye ulaşıyoruz. Allah’a şükürler olsun seneden seneye yardımlarımız çoğalıyor.



#Etiyopya
#Aktüel
#İnsani Yardım
1 ay önce