Geçtiğimiz hafta Kenan Işık’ı kaybettik. Işık, 10 yıldır komadaydı. Spor sonrası girdiği saunada başını çarpmasıyla beyin kanaması geçirmiş, ardından da komaya girmişti. Aradan geçen süre zarfında ailesinin çabasıyla tedavisine devam edildi. Sevenleri de umutla bekledi… Ölümü üzerine yapılan haberlerde, paylaşımlarda belki de en dikkat çekici cümle şu oldu: 76 yaşında öldü ama 66 yıl yaşadı…Kenan Işık, 66 yıllık yaşamında tiyatromuza, kültür-sanat dünyamıza sayısız hizmette bulundu. Bunların en dikkat çekenlerinden biri de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’unu tiyatro sahnesi için uyarlamasıydı. Işık’ın yaşamına biraz daha yakından bakacak olursak gözden kaçırmamız gereken çok önemli bazı satır başları var. Ünlü oyuncu, 1947 yılında Malatya Yeşilyurt’ta doğdu. İlkokuldan itibaren hep tiyatroyla ilgilendi. Okullarının müsamerelerinde görev aldı. Ortaokuldayken bu durum daha da netleşti. Malatya Halkevi’nde amatör düzeyde tiyatro yapmaya başlamıştı. Lisede ise artık neredeyse profesyonel bir oyuncu olmuş, şehrin tiyatrosu olan Meydan Sahnesi’nde rol almaya başlamıştı.
Devlet Tiyatrosu’nda geçen yıllar
17 yaşında profesyonel tiyatrocu olan Işık, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından, 1973 yılında dışarıdan sınavlara girerek Devlet Tiyatrosu sanatçısı oldu. Bu kurumda uzun yıllar bulundu ve birbirinden farklı görevleri yerine getirdi: Oyuncu, yönetmen ve oyun yazarıydı… Çalışmaktan hiç vaz geçmedi. Onlarca oyun yazdı, sahnede boy gösterdi. Seslendirme sanatçısı olarak da çok fazla üretimin içinde bulundu. Tiyatrodaki başarıları nedeniyle 30’un üzerinde ödüle layık görüldü. Tüm bu başarılarının ardından 1996 yılında “İstanbul Şehir Tiyatrolarına Genel Sanat Yönetmeni” oldu. 2000 yılında ise Devlet Tiyatroları’ndan emekliliğe ayrıldı. 2007 ve 2012 yılları arasında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a sanat danışmanlığı yaptı.
Yazarlık ve akademisyenlik yılları
Işık, ömrünü tiyatroya adeta tiyatro araştırmalarına ayırmıştı. ABD, Almanya, Polonya gibi ülkelerde tiyatro araştırmaları yapıyor, aynı zamanda da “Uluslararası Tiyatro Enstitüsü” ve “Türk Oyun Yazarları Derneği”nde yönetim kurulu üyeliklerinde bulunuyordu. Çeşitli tarihlerde Yeni Yüzyıl, Yeni Binyıl ve Akşam gazetelerinde kültür alanında köşe yazarlığı yaptı. Ulusal ve uluslararası konferans ve toplantılarda moderatör ve konuşmacı olarak görev aldı. 2002-2005 yılları arasında ise birikimini paylaşmak için bir üniversitede akademisyen olarak görev almaya başladı. Işık’ın yazdığı ve dikkat çeken oyunlar arasında Behçet Bey’in Fötr Şapkası, Bebek Uykusu, Olmayan Kadın, Aşk Hastası var. Bunların yanında Keloğlan ve Zülfüsarı adlı bir de çocuk oyunu olduğunu söyleyelim.
Sahneye “Huzur” getirdi
Başta da bahsettiğimiz gibi önemli uyarlamalarından biri Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’uydu. Bunun yanında Karen Bilxen’in Ölümsüz Öykü’sünü ve Turhan Selçuk’un Abdülcanmaz’ını da oyunlaştırıp sahneye koydu. Bebek Uykusu ve Olmayan Kadın oyunları ile Kültür Bakanlığı En İyi Oyun Yazarı ödülü ve Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Avrupa Ödülü, Behçet Bey’in Fötr Şapkası ile İş Bankası oyun yarışmasını, Keloğlan ve Zülfüsarı adlı oyun ile TBMM çocuk oyunları yarışmasından Şeref ödülü kazandı. Kenan Işık, televizyon ekranlarında ise belki de en çok başrollerini Gülben Ergen ve Haldun Dormen ile paylaştığı Dadı adlı diziyle hafızalara kazındı. 4 Nisan 2005 yılında bir kanalda haber sunuculuğu da yapmaya başlayan Işık, içindeki tiyatro aşkı nedeniyle kısa süre sonra oyunculuğa döndü. Bir süre sonra da eski adı Kim Beş Yüz Milyar İster? olan yarışma programının sunucusu oldu. Araf Yazıları, Geçti Gitti Kirpiklerimin Arasından, Uyarlama Oyunları ve Tiyatro Oyunları adlı kitaplarını ve şiir kasetini sevenleriyle buluşturmuştu. Ünlü oyuncu, 21 Mart 2014 günü spor sonrasında girdiği saunadan sonra fenalaşarak dengesini kaybedip düştü, beyin kanaması geçirdi ve ardından komaya girdi. Ailesinin yoğun çabasıyla uzun bir tedavi sürecine girdi. Işık’tan umut hiç kesilmedi… Ta ki, geçen haftaya kadar.
Anadolu’nun ruhunu tiyatroya getirdi
Kenan Işık, tiyatroya, sanata adadığı ömrünü tamamladı. Ardında nezaketiyle, çalışkanlığıyla, tiyatro aşkıyla hatırlanacak bir portre bıraktı. Cenaze töreninde oğlu Mehmet Işık’ın sarf ettiği şu cümleler ise nasıl bir sanatçıyı kaybettiğimizi çok net biçimde anlatıyor: “Babam, ömrü boyunca her şeyden çok, iyi, adaletli ve merhametliydi. Memleketinin insanını çok iyi tanımış, bir o kadar da sevmişti. Sanatını da hep memleketi ve insanı için icra etti. Sahnelediği oyunlarda, Moliere olsun Sophocles olsun Shakespeare olsun, hepsini Anadolu’nun ruhuyla harmanladı.”
