|

İran’dan Türkiye’ye bir Osmanlı mirası: Ahşap kakma sanatı

İran’dan 18 yıl önce Türkiye’ye gelen Mehri Robbie Zolghadr ve eşi, İran işi ahşap kakma sanatıyla uğraşıyor. Zolghadr, Osmanlı Devleti’nin Mısır’dan örnek alarak kullandığı Türkiye’de unutulmaya yüz tutmuş bu sanatın İran’da varlıklı insanların evlerinden eksik olmadığını söyledi.

Haber Merkezi
00:00 - 15/02/2022 Salı
Güncelleme: 22:36 - 14/02/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Mehri Robbie Zolghadr
Mehri Robbie Zolghadr

18 yıl önce memleketleri İran’dan Türkiye’ye gelerek Ankara’ya yerleşen Mehri Robbie Zolghadr ülkesine özgü ahşap kakma sanatını Ulucanlar Sanat Sokağı’nda icra etmeye başladı. Kendisi gibi sanatçı olan Minyatür Ustası ve Tezhip Sanatçısı eşi Reza Zolghadr ile 30 yıllık hayat arkadaşlığının yanısıra sanatlarını da birleştirdiler. İran ahşap kakmasını Türkiye’de yalnız kendilerinin icra ettiğini belirten İranlı çift, Türkiye’de de bu sanatın yaygınlık kazanarak gelecek nesillere aktarılması için çalışıyor.


Küçük yaşlarda eve alınan meyve kasaları ile oyunlar oynayan, onlardan eşyalar yapan Mehri Robbie Zolghadr’ın ahşap aşkı çocukluğundan geliyor. Mehri Hanım tezhip ve minyatür sanatçısı Reza Zolghadr ile evlendikten sonra onun tavsiyesi üzerine bu sanatlarla ilgileniyor. Eşiyle birlikte tezhip ve minyatür çalışan Mehri Hanım’ı bir süre sonra bu sanatlar tatmin etmeyince, İran ahşap kakma serüveni başlıyor. İran’ın önde gelen hocalarından dersler alan Mehri Hanım, kısa süre içerisinde tekniğini geliştiriyor.

TÜRKİYE’DE UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ

Mehri Hanım, Türkiye’de unutulmaya yüz tutmuş bu sanatın İran’da hala yaşatıldığını ve çok yaygın kullanıldığını belirterek, “Ahşap kakma İran’da varlıklı insanlar başta olmak üzere maddi düzeyi ortalama olan herkesin evinde kullanılıyor. İsteyen bunu evinde süsleme veya bir dekor olarak kullanıyor isteyen de kapı, pencere pervazlarında, dolap kapaklarında, ayna çerçevelerinde, masa, sehpa ve benzeri eşyalarda kullanıyor. İran’ın eski binaları tamamen ahşap kakma ile kaplıdır. Türkiye’de de eski binalarda rastladık. Osmanlı Devleti’nin Mısır’dan örnek alarak kullandığı ve Türkiye’ye miras bıraktığı bu sanatın unutulmaması için Ankara’da Sanat Sokağı’nda bir atölye açtık” dedi.

AĞAÇLARIN DOĞAL RENKLERİ KULLANILIYOR

İran’ın ahşap kakma sanatında yapay hiçbir maddeye yer verilmediğini vurgulayan Mehri Hanım, “Türkiye’de bu sanat genellikle ceviz ağacı ile yapılıyor ve renk gerektiğinde boya kullanılıyor. Bu da sanatın doğallığını kaybetmesine neden oluyor. Bizim ahşap kakma sanatımızda boya gibi yapay maddeler kullanılmıyor. Tamamen ağaçların kendi renkleri ile yapıyoruz eserlerimizi. Türkiye ahşap kakmasında daha çok geometrik levhalar kullanılıyor. İran ahşap kakmasında ise bu geometrik şekillerin yanı sıra canlıların figürleri de kullanılıyor” diyerek aradaki farklılıkları anlattı.

İleride her biri özenle işlenmiş bu eserler ile ahşap kakma tablo sergisi açmak isteyen çift, bundan sonraki süreçte sanatlarını İstanbul’da icra edecek. Çift bu sanatın gelecek nesillere aktarılması için öğrencilerini bekliyor.

Önce kalpler sonra sanatlar birleşti

  • Reza Bey, eşinin sanatına hayran olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Eşim ile mesleki bilgilerimizi harmanlıyoruz. Gerek renklerin tonu gerekse ışığın ve gölgenin nereden düşeceğini gösteriyorum. Benim yaptığım eserleri eşim ahşap kakmada model olarak kullanıyor. Böylelikle sanatlarımızı harmanlıyoruz. İran’da yaşanan iç karışıklıklardan dolayı insanların sanata ayıracak vakitleri ve maddi imkânları olmuyordu. Türkiye’de daha fazla ilgi gördük ve hiç yapılmayan bir sanat olduğu için herkes hayran kaldı.”

#Mehri Robbie Zolghadr
#İran
#Osmanlı Devleti
#Mısır
#Ahşap kakma
#Reza Zolghadr
3 yıl önce