|

En iyi ve kalıcı dostlar, çocukluk çağlarında edindiklerimizdir

Beyazperdeye yönelik uzun metrajlı yapımlara pek nadiren imza atan gözde televizyon dizileri yönetmeni Dennis Dugan, iki yıl önce 'Zohan'a Bulaşma' adlı komedide işbirliği yaptığı aktör-senarist Adam Sandler ile aynı türde şansını bir kez daha deniyor. Ortaya çıkan sonucun ise fazlasıyla banal esprilerle bezedikleri 'Zohan'dan ciddiyet olarak iki gömlek daha üstün olduğu söylenebilir. Özellikle de orta yaş krizindeki melankolik erkeklere iyi gelebilecek bir hikâye bu!

Ali Murat Güven
00:00 - 14/08/2010 Cumartesi
Güncelleme: 22:50 - 13/08/2010 Cuma
Yeni Şafak
En iyi ve kalıcı dostlar, çocukluk çağlarında edin
En iyi ve kalıcı dostlar, çocukluk çağlarında edin
BÜYÜKLER
/ Grown Ups

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, ABD yapımı
Türü ve Süresi:
Komedi / 102 dakika
Gösterim Formatı:
35 mm standart pelikül film
Perde Formatı:
1.85:1
Yönetmen:
Dennis Dugan
Senaristler:
Adam Sandler, Fred Wolf
Görüntü Yönetmeni:
Theo van de Sande
Özgün Müzik Bestecisi:
Rupert Gregson Williams
Kurgucu:
Tom Costain
Yapım Tasarımcısı:
Perry Andelin Blake
Set Dekoratörü:
Claire Kaufman
Kostüm Tasarımcısı:
Ellen Lutter
Saç Tasarımcısı:
Barbara Olvera
Makyaj Tasarımcısı:
Ann Pala
Sanat Yönetmeni:
Alan Au
Oyuncular:
Adam Sandler (Lenny Feder), Kevin James (Eric Lamonsoff), Chris Rock (Kurt McKenzie), Daviud Spade (Marcus Higgins), Rob Schneider (Rob Hilliard), Salma Hayek (Roxanne Chase-Feder), Maria Bello (Sally Lamonsoff), Maya Rudolph (Dianne McKenzie), Steve Buscemi (Wiley)
İthalatçı Şirket:
Warner Bros.
Dağıtıcı Şirket:
Warner Bros.
İçerik Uyarıları:
Film boyunca hiç bir rahatsız edici şiddet gösterisi yok. Buna karşılık, birkaç sahnesinde sulu komedilere özgü yüzeysel cinsellik/çıplaklık; ayrıca yine bazı sahnelerinde de argo konuşmalar var. Bu gibi olumsuz yönlerinden dolayı, 15 yaşından küçük izleyiciler açısından uygun bir yapım değildir.
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* * 1/2

Küçükken çok iyi birer arkadaş olan Lenny, Eric, Kurt, Marcus ve Rob, sonrasında ise iş hayatı ve evlilik gibi nedenlerle giderek birbirlerinden kopmuşlardır. Artık yaşını başını almaya başlamış olan bu beş eski kanka, ABD'nin bağımsızlık günü olan bir 4 Temmuz tatilinde kırk ayın çarşambasını biraya getirerek, tam 30 yıl sonra yeniden buluşmayı başarırlar. Ailelerini de yanlarına alarak geçirdikleri neşeli bir hafta sonunda sanki onca yıl hiç ayrı düşmemiş gibi arkadaşlıklarına kaldıkları yerden devam eden adamlarımız, ilerleyen yaşın ille de “büyümek” anlamına gelmediğini keşfedeceklerdir.
Kendisi de şu sıralarda orta yaş döneminin duygusal sıkıntılarıyla boğuştuğu anlaşılan 1966 doğumlu aktör, yapımcı ve senarist Adam Sandler, sektördeki has dostu Dennis Dugan'ın yönetiminde gerçekleştirdiği “Büyükler”de öylesine garantili bir duygusal damar yakalamış ki ben dahil 40'lı yıllarını süren hiç bir erkeğin böyle bir davete dayanabilmesi pek kolay değil…

Sözünü ettiğim o damar, pek çoğumuzun anılan yaş dönemine gelince kendi kişisel gözlemleriyle de doğruladığı bir gerçeği, çocukluk ve ilk gençlik çağlarında edinilmiş dostların hayatta ne kadar kalıcı izler bıraktığına yönelik o mâlûm tesbiti ustalıkla kaşıyor. Sandler meseleye bu hassas noktadan girince, o ve birbirinden fırlama bir oyuncu kadrosunun samimi performansları eşliğinde, 30 yıllık bir kesintiden sonra yeniden bir araya gelmiş orta yaşlı beş arkadaşın buram buram nostaljiyle bezeli muhabbetlerine tanık olurken, (dinlerimiz, ırklarımız ve hayat çizgilerimiz ne kadar farklı olsa da) benzer evrensel deneyimleri paylaşmış erkekler olarak bizler de izleyici koltuklarında derin derin iç geçirmeden duramıyoruz doğrusu…

Sinema sektörüne 1970'li yılların başlarında televizyon dizilerinde yan roller üstlenen genç bir oyuncu olarak giriş yapan yönetmen Dennis Dugan, 1980'lerden sonra ise kamera arkasına transfer olmuş ve kariyerinin önemli bir bölümünde de yine televizyon sektörüne hizmet vermişti. Pek nadiren beyazperde için çalıştığını gözlemlediğimiz sanatçının 1990 yılında çektiği orta karar bir gençlik komedisi olan “Problem Çocuk” (Problem Child) ve henüz iki yıl önce sinemalarımızda gösterilen “Zohan'a Bulaşma” (You don't Mess with the Zohan), bu alandaki en popüler işleri arasında hatırlanabilir.

Özellikle “Zohan'a Bulaşma”da söz konusu filmin içerdiği banal komedi anlayışına rağmen yine de uyumlu bir işbirliği yakalayan Sandler-Dugan ikilisi, bu sinerjiyi Sandler'in yazıp Dugan'ın yöneteceği ikinci (ve çok daha ciddi) bir projeye taşımak istemişler anlaşılan… Fena da etmemişler, çünkü karşımızda İsrail-Filistin çekişmesini kara mizah üzerinden eleştirmeye çabalarken kitsch komedinin bataklığına saplanan 2008 yapımı o tahammül edilmez “Zohan”dan en az iki gömlek daha üstün bir yapım var.

Adam Sandler, benim ilk kez 2006 yapımı “Uzaktan Kumanda” (Click) adlı filmde derinlemesine gözleme fırsatı bulduğum bir sanatçı… Bir tarafıyla -bizdeki “Recep İvedik”i andıran çiğliklere- pek yatkın bir görünüm sunan bu adam, “Büyükler”de fazlasıyla görüleceği üzere, eğer isterse insan hayatının aile, evlilik, arkadaşlık gibi cephelerine ilişkin olarak hem senarist hem de oyuncu pozisyonunda son derece anlamlı sözler söyleyebiliyor. O yüzden, bütün bütün gözden çıkarmadığım son dönem Hollywood aktörlerinden biridir bu ufak tefek Yahudi sinemacı…

Sandler'in yeni filmindeki senaryosunun en büyük erdemi, yukarıda da vurguladığım üzere, insan hayatının en temel gerçeklerinden birini, duygusal sıcaklıkla bezenmiş bir yaklaşımdan hiç kopmadan can acıtıcı bir biçimde ortaya seriyor olması… Kişiler, bütün hayatları boyunca dostluk adına her ne kazanım elde etmişlerse, bunları ağırlıklı olarak çocukluk ve ilk gençlik yıllarında inşâ ederler. Ondan sonraki dönemlerde -eşlerimiz hariç- hayatlarımıza giren yeni dostların büyük bir bölümü ise daha bir hesaplı ve faydacı bakışın eseri oluyor ne yazık ki… 40'larına gelen kişilerin pek çoğundaki Facebook, Twitter gibi sosyal ilişki ağlarında okul arkadaşlarını yeniden bulma sevdası da bana göre yine bu sebeple ortaya çıkan doğal bir refleks. Hepimiz masumiyet günlerimizi özlüyor ve o günleri simgeleyen insanları yeniden görmek, artık yavaş yavaş belleğimizden silinmeye başlayan hatıralarımızı kadim dostlarımızla bir kez daha yâdetmek istiyoruz. Sandler de az hinoğlu hin değil elbette; kendisi de 44 yaşında bir orta yaş bunalımı kurbanı olarak bizleri tam bu hassas noktadan vuruyor “Büyükler”de…

Sözlerimizi noktalarken, Hollywood'un bir çok sevilen simâsının resmigeçit yaptığı bu neşeli gösteride yönetmen Dugan'ın da “hakem” olarak küçük bir rolünün olduğunu belirtelim.

40'lı yaşlardaysanız, artık yavaş yavaş yolun sonlarına doğru ilerlediğinizi hissediyorsanız, evlilikten ve çocuk sesinden biraz olsun yorgun düşmüşseniz, bekârlık günlerinizdeki dostlarınızı içten içe özlüyorsanız, biliniz ki “Büyükler” burnunuzun üzerine çok sağlam bir kafa atacak. Gözünüz kesiyorsa izleyebilirsiniz. Fakat, altını çizerek belirteyim, böyle hikâyelerin yorgun ruhlara çok iyi gelen bir tarafı da var. En azından, filmden hemen sonra Facebook'a girmenizi sağlayıp, vaktiyle çocukluğunuzun geçtiği mahallede çelik çomak oynadığınız bir kaç eski sokak arkadaşınıza da ulaştırabilir sizi!

Emin olun, onları bulduğunuzda, muhataplarınızın da benzer bir ruh hâliyle boğuştuğunu göreceksiniz.


14 yıl önce