Dizi filmlerde ve tiyatro sahnelerinde 17 yıldır rol aldığını aktaran Osman Soykut, "Diriliş Ertuğrul kaybettiğimiz değerleri canlandırdı. Her açıdan doyurucu oldu. Hem tarihi öğretiyor hem bizlere gurur veriyor hem de eğlendiriyor. Bizler de bunun cevabını seyircilerimizden alıyoruz. Bir dizinin başarılı olmasını seyirci belirliyor. Seyirci beğendiyse dizi tutuyor. Doğru ve güzel bir iş yaptığımıza inanıyorum." diye konuştu.
Soykut, ünlü mutasavvıf, İslam düşünürü ve şair Muhyiddin İbn-i Arabi'yi canlandırmanın güzel bir duygu olduğunu vurguladı.
Rolünü oynarken bir sorumluluk hissettiğini dile getiren Soykut, şöyle devam etti:
"Tabii ki bizim gösterdiğimiz, oynadığımız Arabi karakteri tarihtekinin aynısı olamaz fakat ben o sorumluluğu bilerek, en iyi şekilde anlatmaya çalışıyorum. Muhyiddin İbn-i Arabi'yi araştırırken yeni bir şey keşfettim. Bana bambaşka bir ufuk açıldı. Bu kadar güzel bir felsefeye sahip olan birisinin var oluşu ve bunu tanıtmış olmaktan gurur duyuyorum. Birisi eğlence amacıyla diyelim ki Diriliş'i seyretti, kılıçlar, atlar ve maceralar... Dizide Arabi'yi görüp ve kimmiş diye bir kitap açarsa ve internetten araştırırsa, onun felsefesiyle ilgili bir iki şey öğrenirse benim için çok büyük bir kazançtır çünkü Muhyiddin İbn-i Arabi çok güzel bir felsefeyi öğretiyor. Sadece Müslümanları değil tüm insanları doğru yola ve barışa sevk ediyor, birleştirici, bütünleştirici öğretiyi anlatıyor."
Osman Soykut, "Diriliş Ertuğrul" dizisinin diğer tarih dizilerine göre sade ve öz bir anlatıma sahip olduğunu ifade etti. Bu öz anlatımı, diğer oyuncular ve kamera arkasında çalışanlar olarak hissettiklerini kaydeden Soykut, "Oyuncularımız bunun etkisi altında, içten, sade ve uyumlu bir şekilde çalışıyor. Senaryoda bize kanalize edilene göre sade, canlı ve dinamik bir tarz ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.