İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ’nün TÜBİTAK’taki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturma kapsamında 2 yıl önce, 4 Mayıs 2015 tarihinde 155 Polis İmdat hattına gelen bir telefonun gizemi çözüldü. İhbar kaydında, TÜBİTAK’ta elektrik mühendisi olarak görev yapan Bestami Mert isimli şahsın, eski komşularına çok sayıda dijital materyalin bulunduğu çanta bıraktığı söyleniyordu. İhbarı yapan kişi, ismini ve cinsiyetinin gizlenmesi talebinde bulundu. Harekete geçen polis ekipleri, ihbardan bir gün sonra sözkonusu evde arama gerçekleştirdi. Evde çantalar içerisinde FETÖ’ye ait yüzlerce şifrelenmiş dosyanın da bulunduğu çok sayıda dijital materyal ele geçirildi.
Emniyet birimleri yaptığı araştırmada, ihbarı yapan kişinin FETÖ’cü S.Ş.D’nin eşi R.D. olduğunu tespit etti. D.’nin tanık sıfatıyla 2015 Haziran ayında verdiği ifadesinde, “Eşim bana ‘ben önce hizmet ile evliyim sen ikinci eşimsin’ dedi. Ben bu hareketi hiç kabullenemedim. Eşim bana, ‘eve birileri gelecek, onlar toplantı yapacak, evi terk edelim’ diyordu. ‘Gelen kişiler askeri okullarda okuyan öğrenciler’ diyordu. Bir gün boyunca evi terk ediyorduk” dedi. Öğretmen eşi S.Ş.D'nin 2008 yılında ‘örgüt içi tayininin’ Endonezya’ya çıktığını anlatan R.D., geçtiğimiz aylarda savcılığa tekrar ifade vererek başından geçenleri şu şekilde anlattı:
“Mayıs 2015’te Bestami Mert isimli adam geldi. Eşime çantaları emanet etti. Eşime bir şey verip vermediğini sordum, bir şey vermediğini söyledi. Dolabın içindeki çantaları sorduğumda, ‘onların mutlaka burada saklanması gerekiyor’ dedi. Bir gün yaklaşık 20’ye yakın sivil polis evimizin önüne geldi. Kocamı arayıp söyledim. Bana, ‘sakın kapıyı açma, ne pahasına olursa olsun çantaları verme, Bestami Mert’i tanımadığını söyle’ dedi. Ama ben, polislere kapıyı açtım. Çantaları teslim ettim. Eşim benim ihbar ettiğimi anladı. Bir gece yatarken ‘polise nasıl ifade verdiysen bana da söyle. Ben de aynı ifadeyi vereceğim’ dedi. Daha sonra yanından ayrıldım.”
Karısı tarafından ihbar edilen tutuklu S.Ş.D'nin örgüt içinde önemli bir konumda olduğu anlaşıldı. FETÖ’nün tepe yöneticileriyle çok sayıda görüşme gerçekleştirdiği tespit edilen D.'nin, FETÖ’nün ‘molla’ yapılanmasının yetiştirildiği Işık Yayıncılık Şirketi’nde de çalıştığı belirlendi. D., ‘delilleri gizleme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla 10 yıldan 22.5 yıla kadar hapisle yargılanıyor.
Bir dönem TÜBİTAK Elektro-Optik Sistemler bölümünde mühendis olarak çalışan tutuklu mühendis Bestami Mert, geçtiğimiz aylarda soruşturma kapsamında ifade verdi. Mert, R.D. ve eşinin evinden çıkan materyallerin kendisine ait olduğunu kabul etti. TÜBİTAK’a yönelik bir operasyon hazırlığı olmasından dolayı dijitalleri saklama gereği duyduğunu dile getiren Mert, “Neden FETÖ tutuklusu Avukat Kamil Ata’nın ofisinden avukat temin ettin?” şeklindeki savcılık sorusuna ise “Kimse FETÖ soruşturmalarında avukatlık yapmak istemiyordu, o yüzden burayla çalıştım” cevabı verdi. Avukat Kamil Ata’nın, gözaltına alınan örgüt üyelerini savunmak ve yanlarında bulunup itirafçı olmalarını engellemek için FETÖ tarafından görevlendirildiği ortaya çıkmıştı.
Savcılık yaptığı araştırmada, TÜBİTAK çalışanı Bestami Mert’in ByLock kullanıcısı olduğunu tespit etti. Mert’in evinde yapılan aramalarda ele geçirilen diğer dijital belgelerde ise örgüt liderinin kozmik emir ve talimatlarını içeren videoların bulunduğu belirlendi. Mert hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. S.Ş.D’ye emanet ettiği dijital materyallerde ise şifreli çok sayıda dosya bulundu. Bu dosyalarla ilgili incelemeler halen sürüyor.
TÜBİTAK çalışanının eve getirdiği arşivi polise ihbar eden R.D., sonraki süreçte FETÖ’cü kocası tarafından ‘akıl hastası’ gibi gösterilmeye çalışıldığını kaydetti. D., savcılığa ifadesinde şunları söyledi: “Eşim (S.Ş.D) ve görümcem beni Marmara Üniversitesi Pskiyatri bölümünden doktor Yasin Bez’e götürmeye kalktılar. Pskolojik rahatsızlığım olduğu yönünde rapor almak istediler. Doktora gidince Bestami Mert’in çanta olayını bilerek anlattım ki FETÖ’cü değilse polislere haber verir diye... Tam tersi oldu; bana şizofreni ilacıyla birlikte mühürsüz reçete verdi. Daha sonra öğrendim ki doktor FETÖ üyeliği kapsamında görevinden atılmış.''
