|

Tam gün eğitim

Başbakan Yıldırım, milyonlarca öğrenci, öğretmen ve veliyi ilgilendiren uygulamayı açıkladı. Yıldırım, “2019’a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar. Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitim ve 5. sınıftan itibaren yabancı dil eğitimi zorunlu olacak” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/10/2016 Çarşamba
Güncelleme: 21:44 - 4/10/2016 Salı
Yeni Şafak

Yeni Orta Vadeli Program ve partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, başta eğitim olmak üzere terör, Suriye, FETÖ ile mücadele gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu:



Uzun vadeli büyümenin esası insana yatırımdır. Bunun için de 2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Öğrencilere 'kötü haber.' Yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar ama daha çok şey öğrenecekler. Hayata daha hazır hale gelecekler. Artık 'sabahçı-öğlenci' ayrımı olmayacak, öğrenciler tam gün-tam zamanlı okula gidecek. Hiç bir yerde ikili eğitim kalmayacak.



2019'A KADAR GEÇİLECEK


İkili öğretim 2019 sonuna kadar tarihe karışmış olacak. Okul öncesi eğitim şu anda zorunlu değil ama ciddi bir orana ulaştık, yüzde 50'leri geçti. Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz. Türkiye'de yabancı dil bilme oranının yüksek olduğu sanılıyor, hiç de öyle değil. Yabancı dil bilme oranımız kıyasladığımız civar ülkelere göre maalesef istediğimiz düzeyde değil. Onun için 4+4+4 sisteminin ilk 4'ten sonraki 5. yılında yabancı dil eğitimi mecburi hale gelecek. Lisan eğitimini 5. sınıfta bir yıl boyunca bütün okullarda mecburi hale getiriyoruz.



SORUNLARI BİRLİKTE ÇÖZERİZ


Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sorunlarını ancak birlik ve beraberlik içinde hareket ederek çözebileceğini bir kez daha göstermiştir. AK Parti olarak bu konuda ortaya koyduğumuz güçlü ve samimi duruşu muhafaza etmeye devam edeceğiz. FETÖ, PKK DEAŞ alayı, bütün terör örgütleriyle mücadelenin tüm hızıyla sürdüğü bu dönemde, diğer siyasi partilerimizden de aynı tavrı bekliyoruz.





TEŞKİLATLARA FİTNE UYARISI


Terör örgütlerine, darbecilere, ihanet odaklarına cesaret verecek söylemlerin hiç kimseye, ülkeye, millete faydası yoktur. Bu tür söylemler sadece yürütülen bu amansız mücadeleyi baltalar. bu mücadeleye zarar verir. Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur. FETÖ'nün vücuda giren bir zehir gibi her yere ulaşabilen, her yere sızabilen, her yere nüfuz edebilen fitne söylemlerine karşı da çok dikkatli olmanızı istiyorum.



FETÖ'NÜN OYUNUNA GELMEYİN


Bu vesileyle AK Parti'li yol arkadaşlarıma, AK Parti teşkilatlarına da şunları söylemek istiyorum, hiç kimse FETÖ'nün oyununa gelmesin. FETÖ, diğer partilerle birlikte, AK Parti teşkilatları içinde de tereddütler ortaya çıkarmak için her türlü hileye, yalana başvuruyor. Neymiş, alt düzeydeki FETÖ'cüler tasfiye edilirken, siyasi gücü ve konumu olanlar korunuyormuş. Bu ifade fitnenin ta kendisidir. Bu tür ifadelerin peşinden gidenler, FETÖ'nun kündesine geldiklerini asla unutmasınlar.



ASLA MÜSAMAHA YOK


Önemli olan mücadelenini samimiyetidir, kararlığıdır. Buna karşılık fitne çıkararak, yapılan mücadeleyi değersizleştirmeye çalışanlara da asla müsamaha göstermeyeceğiz. Diğer partilerden de aynı hassasiyet içinde davranmalarını bekliyoruz. FETÖ konusunda AK Parti'ye ayar vermeye çalışanlar dönüp, kendi içlerinde de aynı temizliği yapmalı. Çünkü AK Parti'den yüz bulamayan FETÖ'cüler, soluğu diğer partilerde alıyor.



Musul uyarısı


Irak'ta, Musul ve Telafer'de bir hareketlilik göründüğünü aktaran Başbakan Yıldırım, Musul'un, DAEŞ operasyonu sonrası mezhepler arası çatışmanın yeni merkezi haline dönüştürüleceği yönünde bir kaygı duyduklarına işaret etti. Yıldırım, “Irak merkezi yönetimi pek çok konuda olduğu gibi Musul konusunda da farklı güçlerin etkisi altında ilerlemeye devam ediyor. Bu yol Irak için de Iraklılar için de bölge için de İslam kardeşliği için de pek hayırlı yol değildir. Sünni Arap aşiretlerinin etkin olduğu Musul'u, Şii milislere teslim etmek işin içine PYD, PKK terör örgütünü de eklemek bölgede yeni bir ateşin fitilini yakmak demektir” dedi. Yıldırım, “Suriye ve Irak'ta demokratik yapıların bozulması, buna yönelik etnik alanların kaşınması bölgeye istikrar getirmeyeceği gibi, buradaki çatışmaları çok daha derinleştirecektir. Ortadoğu coğrafyasını istikrara kavuşturmak, bölgenin tarihine, kültürüne, hassasiyetine uygun çözümleri hayata geçirmekle mümkündür” dedi.



YPG'yi de zorla atmasını biliriz


Fırat Halkanı Harekatı'nın başarılı bir şekilde sürdüğünü belirten Yıldırım, “El-Bab ve Kuzeyi'ndeki bütün bölgeyi 5 bin kilometre karelik alanı her türlü terör unsurundan DAEŞ, PYD, YPG gibi unsurlardan temizleyinceye kadar bu harekat kesintisiz devam edecek. Esasen Fırat'ın batısında bir süre önce Münbiç'te DAEŞ örgütünden temizlenmesine rağmen, maalesef orada hala diğer bir terör örgütü PYD ve YPG o boşluğu doldurmuş durumda. Binbir türlü yalanla, dolanla, kandırmacayla örgüt ismi değiştirerek maalesef ipe un seriyorlar, çekilmeyi gerçekleştirmiyorlar.



HEPSİ DE TERÖR ÖRGÜTÜ


Türkiye olarak biz bu konuda kararlıyız. PKK neyse, PYD de, YPG de aynıdır, sadece isimleri değişiktir ama bunların hepsi terör örgütüdür. Nasıl DAEŞ'i bölge halkından oluşan Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla birlikte Cerablus'tan aşağıya doğru püskürttüysek gerektiği anda PYD ve YPG'yi de zorla atmasını da biliriz” dedi.Yıldırım, Suriye'de yaşanan gelişmelere karşı Türkiye'nin asla seyirci kalamayacağını vurgulayarak, “Bundan sonra Suriye konusunda her ne yapılacaksa, her ne adım atılacaksa bunun bir tarafı da mutlaka Türkiye olacaktır. Türkiye'yi Suriye sorununun çözümünde dikkate almamak tarihi bir hatadır” diye konuştu.





#FETÖ
#Orta Vadeli Program
#PKK
#DEAŞ
8 yıl önce