Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kamikaze hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik hakkında verdiği kararın gerekçesine giren ByLock ile ilgili emniyet raporunun ayrıntıları ortaya çıkmaya devam ediyor. Gerekçeye giren emniyet raporunda, ByLock’un özellikleriyle ilgili de bilgiler yer aldı. Buna göre, ByLock isimli programda kriptoplu anlık mesajlaşma, e-posta ile mesajlaşma, kişi listesi, grup mesajlaşmaları, kriptoplu sesli görüşme, görüntü/belge gönderebilme özellikleri bulunuyor.
E-posta ile mesajlaşmada, anlık mesajlaşmanın aksine gönderen ve alıcının aynı zaman diliminde konuşma içerisinde olmadığı, uzun metinlerin paylaşıldığı kaydedildi. Metin içeriğinde ise örgütü motive edici söz ve cümlelerin kullanıldığı, teıöristbaşı Fetullah Gülen’in isminin sıkça kullanıldığı, talimatlarının paylaşıldığı belirtildi.
Maillerin büyük bir bölümünde, Türkiye’yi uluslararası düzeyde zora düşürebilmek için terörü destekleyen ülke gibi göstermek amacına yönelik faaliyette bulunan bir takım internet adreslerinin paylaşıldığı ve bu internet sitelerinde bulunan anketleri desteklemelerinin istenildiği vurgulandı. Bunu yaparken de örgüt mensuplarının, maili yurtdışından atılmış gibi göstermek için VPN kullanarak oylamalara katılmaları talimatının verildiği ifade edildi.
Raporda, örgüt üyelerinin ByLock sisteminde bulunan mesajlaşma ve maillerde yaptığı örgütsel kısaltmalardan da örnekler verildi. FETÖ operasyonlarında yakalanan örgüt üyelerinin de ifadelerinde geçen kısaltmalardan bazıları şöyle: DCE-Ders Çalışma Evi Abisi/Ablası, BTM-Bölge talebe mesulü, BBTM-Büyük bölge talebe mesulü, ED-Eğitim Danışmanı. Hakim ve savcı için “T” kodunun kullanıldığı, meslek yıllarına göre “T1, T2, T3, T4, T5” şeklinde sıralandığı kaydedildi. Avukatlıktan hakim ve savcılığa geçenler için ise “A” kodunun kullandığı belirlendi. Yine avukatlardan geçenler için de “A1, A2, A3...” şeklinde sıralama yapıldığı ifade edildi.
Öte yandan MİT’in, ByLock’u deşifre etmesinin ardından örgüt, “ByLock’un adli delil taşıyamayacağı” yönünde algı oluşturmaya çalıştı. Ancak gerekçede FETÖ’nün algısı çürütüldü. Gerekçenin “ByLock iletişim sisteminin hukuki alt yapısı” bölümünde, MİT Kanunundaki “terörle mücadele konusunda her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak” hükmüne dikkat çekildi. Bu düzenlemenin MİT’e idari bir görev yüklediği belirtilirken, “MİT, devletin güvenliğini tehdit eden bir terör örgütü ile ilgili elde ettiği verileri terörle mücadele konusunda görevli idari ve adli birimlere ulaştırmakla yükümlüdür” denildi.
Bylock’un ifşa olmasının ardından paniğe kapılan FETÖ, “haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği, haberleşme hürriyetine sadece usulüne göre alınmış hakim kararıyla dokunabileceğini” tezini işlemeye çalıştı. Ancak Yargıtay kararıyla örgütün söz konusu tezi de boşa çıktı. Anayasa’nın “Haberleşme hürriyeti” maddesine işaret edilen kararda, haberleşmenin suç işlenmesinin önlenmesi, hak ve özgürlüklerin korunması gibi sebeplerden biri ve birkaçına bağlı olarak hakim kararıyla gecikmesinde sakınca olan hallerde kanunla yetkili kılınmış mercinin emri ile kısıtlanabileceği hüküm altına alındığı belirtildi
Raporda, 474 kolilik 17 milyon 169 bin 45 mesaj içeriğinin incelenmesi sonucu yapılan tespitler de madde madde sıralandı. İşte o tespitler:
*FETÖ operasyonlarının hız kazanmasının ardından örgüt üyelerinin yurtdışına kaçış planlarının, pasaport ve vize işlemlerinin nasıl olacağı uygulama üzerinden organize edildi, bu konularda kimlerden yardım alınabileceği paylaşıldı.
*Örgüte yönelik yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda, hakim ve savcıların örgüt mensuplarının serbest kalmalarını sağladı, organizasyonu örgüt yöneticileri sağladı.
*Örgüte yönelik yapılan operasyonlara ait bilgiler (gözaltına alınan/firar/tutuklanan) uygulama üzerinden paylaşıldı, örgüt mensuplarına avukat temin edilmeye çalışıldı.
*Örgüt üyelerinden kimlere operasyon yapıldığı, kimlerin deşifre olduğu, operasyon olması ihtimaline karşı temkinli olunması, evlerde ya da yakalanılması muhtemel yerlerde bulunulmaması ve aranacak yerlerde örgüt için önemli dijital verilerin önceden “Arama Tarama Mesulu” olarak adlandırdıkları bilgili kişiler tarafından temizlenmesi talimatları verildi.
*Örgüt üyelerinin savunmalarında kullanabilmeleri amacıyla hukuki metinler hazırlandı.
*Kamu kurumlarında görevli olan ve örgüt aleyhine görüş bildiren kişiler veya örgütle mücadele edenler hakkında fişleme yapıldı.
*Kamu kurumlarına sızmak için örgüt mensuplarına örgüt ile ilişkisi bulunmayan referanslar araştırıldı.
