Çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK) yer alan "darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket edenlere, resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın cezai sorumsuzluk" maddesi bir takım mecralarda tamamına bakılmaksızın tartışma konusu yapıldı. Ancak maddede yer alan hükümler net bir şekilde belirtildiği ortaya çıktı. Ayrıca AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da bir açıklama yaparak konuya açıklık getirdi.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Terör bağlantısı olmayan vatandaşlar endişe etmesin. Düzenleme terörle mücadeleyi güçlendirmeye yönelik" dedi.
KHK'da yer alan madde ile ilgili tartışmalara neden olan iddiaların başında ise Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın yazısındaki bir bölüm ve Meral Akşener ile Metin Feyzioğlu'nun yorumları oldu. Ahmet Hakan "Son KHK’daki çok ama çok tehlikeli bir madde. Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname’de çok ama çok tehlikeli bir husus var. “BİR VATANDAŞ, TERÖR EYLEMLERİNİ VE DEVAMI NİTELİĞİNDEKİ EYLEMLERİ BASTIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇERSE... YARGILANMAZ.” Bu getirdiğiniz hüküm, çok tehlikeli bir hüküm" diye yazdı. Meral Akşener de "Yeni KHK ile sivillere darbe kalkışması isnadıyla silah kullanma hakkı verilmesi ülkeyi bir iç savaşa çekmek olur" diyerek maddeyi adeta saptırdı. Bir diğer mualif isim Metin Feyzioğlu da "Ne böylesini okudum ne gördüm. Çok ama çok tehlikeli. Vahim..." diyerek maddeyi amacının dışında eleştirmeye kalktı. Ancak KHK'da yer alan madde açık ve net bir şekilde böyle bir duruma mahal vermediği madde tüm detayları ile okununca ortaya çıktı. Madde 15 Temmuz 2016'da yer alan olayları kapsıyor.
696 sayılı KHK ile "darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket edenlere, resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın cezai sorumsuzluk" getirildi.
"15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, parti genel merkezinde yaptığı basın toplantısında KHK'daki 121. maddesinin sadece 2 günü kapsadığını belirtti.
Bu düzenleme 15-7-2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü, yani sadece o gece ve 16 Temmuz sabahı ile ilgili. 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz gününü ifade etmektedir. Burada yer alan terör eylemleri ibaresi de darbe teşebbüsünün terör eylemi olması hesabıyla yazılan bir unsurdur. Bu ifade daha sonra gerçekleşen terör eylemlerini hiçbir şekilde kapsamamaktadır.
KHK'daki cümle zaten var. Devamından kastedilen nihayetinde 16 Temmuz sabahıdır. Burada yasa yapım tekniği açısından ile ifadesi kullanılmış. Diğer terör olaylarını kapsayan bir ifade orada mevcut değil. Açık ve net olarak burada onun 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahı ile ilişkin olduğu, darbeye karşı direnen insanları kapsadığı son derece açık.
Daha önce yapılan düzenleme ile o gece darbeyi engellemeye yönelik onları korumaya yönelik alınan kararın yanında o gece sokağa çıkanların da eklenmesi gayet normaldir. Kanun yapıcının sokağa çıkan ve darbecilere mukavemette bulunanların hukuki kovuşturma görmemesi için yapılmıştır bu da gayet normaldir.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de KHK'de yer alan 121. madde ile ilgili olarak "Hangi vatandaş darbe önleme dışında bir başkasına işkence etmişse, yanlış bir fiilde, haksız bir fiilde, hukuka aykırı fiilde bulunmuşsa bunlar da yargılanacaktır ama buradaki kapsam darbeyi önlemeye yönelik fiiller kapsamındadır, tarih de 15 Temmuz, 16 Temmuz’dur" dedi.