“Biz 9 Eylül 1922’de buradan, İzmir’den düşmanı denize birlikte döktük. Bu ülkenin her bir evladının silahıyla, kazmasıyla, baltasıyla, dualarıyla Anadolu’nun ortasından başlayan bu mücadele İzmir’e kadar devam etti ve Ege’de düşmanı denize döktük. Kurtuluş Savaşı’nı birlikte zaferle sonuçlandırdık, Cumhuriyet’i birlikte kurduk, bu zafer bizimdir hepimizindir. Cumhuriyet hepimizindir” diyen Yıldırım, İzmir’in hem Mustafa Kemal’i hem de Adnan Menderes’i bağrına bastığını hatırlattı. CHP’lilerin ‘denize dökme’ tehdidine ise Yıldırım şöyle cevap verdi:
“Bu aziz milleti tehdit etmeye, İzmirlileri tehdit etmeye sizin haddiniz de hakkınız da yok. Haddinizi bilin. Bizim Yunan’ı denize döktüğümüz gibi onlar da ‘evet’ diyenleri denize dökecekmiş. Hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceklermiş. Yazıklar olsun bunlara. Bu kadar seviyesiz, gözü dönmüş, milletin yararına bir söz söylemeyen bu siyasetçileri bu millet hak etmiyor sevgili kardeşlerim. Esasen CHP de hak etmiyor. CHP’ye gönül veren kardeşlerimiz de hak etmiyor. Hiç kimse bu ülkenin evlatlarını ‘evet’ dediler diye denize dökme densizliğinde, terbiyesizliğinde bulunamaz, tehdit edemez. Bu dil ayrıştırıcı bir dildir, bu dil bölücü bir dildir, kutuplaştırıcı bir dildir. Siyasetin dili bu olamaz. İzmir bu edepsiz dili asla kabul etmez.”
“İzmir, 15 Temmuz’da ay yıldızlı bayrağı düşürmedi, ezanı dindirmedi. Ey Kılıçdaroğlu ne senin gücün ne de Pensilvanya’nın gücü bu zaferi gölgeleyemez. 15 Temmuz’da nasıl Pensilvanya bu milletin tokadını yedi, sen de milletin güçlü yürüyüşünü durduramazsın Kılıçdaroğlu. 16 Nisan’da İzmir’den güçlü bir ‘evet’ bekliyorum. Menderes’le, Tayyip Erdoğan’la çehresi değişen İzmir bu sefer yine kendine yakışanı yapacaktır. İzmir’e güveniyoruz.”