MİT, FETÖ'nün 15 Temmuz'da darbe girişimine ilişkin hazırladığı raporu darbe komisyonuna sundu.
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Darbe Komisyonuna sunulan 22.05.2017 tarihli ve 50-97549206 sayılı cevabi yazıda Teşkilatın FETÖ ile mücadele kapsamında aşağıdaki faaliyetlerine yer verildi:
"Başarısız darbe girişimi ile birlikte FETÖ/PDY’nin, hem iç hem de dış güvenlik açısından ülkemizi etkileyen çok boyutlu bir tehdit potansiyeli taşıdığı açıkça anlaşılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kendi amaçları doğrultusunda ele geçirmeyi amaçlayan FETÖ/PDY’nin faaliyet ve muhtemel hareket tarzı, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından öncelikli tehdit konusu olarak yakından takip edilmektedir.
Nitekim FETÖ/PDY tehdidine karşı istihbari çalışmalar, kurum bünyesindeki ilgili birimlerce eşgüdümlü olarak gerçekleştirilmiş olup halihazırda örgüte ilişkin faaliyetler, ilgili ünite tarafından yürütülmektedir.
Darbe girişiminin ardından, Devlet kurumlarının ciddi oranda artan arşiv araştırması ve istihbari bilgi/araştırma isteklerinin, FETÖ/PDY tehdidinin boyutu da dikkate alınarak, stratejik önemi haiz kurumlara öncelik tanınmak suretiyle sağlıklı olarak karşılanmasına gayret edilmektedir. Bu çerçevede darbe girişiminin ardından artan söz konusu taleplerin en iyi şekilde karşılanması amacıyla konudan sorumlu Güvenlik Tahkikat birimimiz, müstakil büyük başkanlık haline getirilmiştir.
Yurtdışı Temsilciliklerimizde de darbe girişimine katılan, destek veren kişi ve kurumlanıl tespiti başta olmak üzere örgütün diğer ülkelerdeki faaliyetlerine ilişkin istihbari faaliyetler de ivmelendirilmiştir. Yurda giriş-çıkış yapan/yapma hazırlığında olan örgüt mensupları ile ilgili olarak icracı makamlar ile koordineler kurularak gerekli tedbirlerin alınması sağlanmış olup sözkonusu çalışmalara devam edilmektedir.
Ayrıca teknik istihbarat faaliyetleri kapsamında; örgütün tamamen gizlilik ve anonimlik geliştirmekte/kullanmakta olduğu yöntem ve araçların tanımlanması, bulunması, bu araçlar üzerinden gerçekleştirilen iletişimin mahiyetinin ortaya konulması ve iletişim kuran tarafların gerçek kimliğinin belirlenmesi amacıyla emek yoğun ve teknik niteliği yüksek çalışmalar gerçekleştirilmiş olup halihazırda bu çalışmalar da sürdürülmektedir.
Darbe girişimi sonrası diğer kamu kurum ve kuruluşları gibi gerek fiziki gerek teknik açıdan güvenlik tedbirleri de sıklaştırılmış, saldırı ve sabotajlara karşı koyma/savunma konusunda ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar hızlandırılmıştır. Nitekim Sivil Savunma Yönergesi, Saldırı ve Sabotajlara karşı koyma planları başta olmak üzere ilgili yönerge ve düzenlemeler gözden geçirilerek, ihtiyaçlar kapsamında gerekli değişiklikler yapılmıştır. Karargâh başta olmak üzere yerleşkelerimizde hava savunma sistemleri ile ağır silahlar ihtiyaç halinde kullanılmak üzere hazır hale getirilmiştir. Ayrıca personelin bu kapsamdaki eğitimleri de yenilenmiştir.
Bunun yanısıra darbe girişimi sonrasında, kurum bünyesinde personele yönelik koruyucu güvenlik uygulamaları artırılmış, alınan tedbirler ve ilgili birimlerin artan faaliyetleriyle FETÖ/PDY’nin Teşkilatımıza dönük muhtemel saldırıları kontrol altına alınmıştır. Bu çerçevede;
FETÖ/PDY kurum-kuruluşlarında eğitim görmiiş/çalışmış ve halen söz konusu örgütle bağlantısını devam ettiren personelin tespiti cihetine gidilmiş, tespit edilen personel hassas bilgilere ulaşamayacakları bir birime atanarak pasifize edilmişlerdir.
Pasif görevlere atanan personel hakkında teftiş süreci başlatılmıştır.
Durumlarından şüphe duyulan bazı personel mülakata alınmış, bir kısmı ise yalan makinası uygulamasına tabi tutulmuştur.
Şüpheli personelin örgütsel bir ilişkilerinin olup olmadığının açıklığa kavuşturulması amacıyla, teknik uygulamalar dahil çeşitli haber toplama yöntemleriyle çok yönlü araştırmalar yapılmıştır.
Teşkilat mensuplarıyla ilgilenen "FETÖ/PDY abileri" tespit edilerek, anılanlardan hareketle, kurum içerisinde kendisini gizlemiş örgüt mensuplarının belirlenmesine çalışılmış ve örgütle iltisaklı mensupların kurum ile ilişiği kesilmiştir.
Bu bağlamda yapılan çalışmalar kapsamında;
17.12.2013-15.07.2016 ve 15.07.2016 sonrası olarak belirtilen her iki dönemde haklarında işlem yapılan söz konusu toplanı 558 personelden; 167’si kamu görevinden çıkarılma, 70’i çeşitli nedenlerle (sözleşme feshi, adaylık süresi sonunda göreve son verme, naklen atama, istifa, emeklilik vb.), 272 TSK/Emniyet personelinin geçici görevlendirmesinin sona erdirilmesi olmak üzere toplam 509 kişinin Teşkilatımızla ilişiği kesilmiştir. Bunların dışında kalan 49 personelin; 22’si halen pasif görevde bulunmakta,7’si hakkında 2937 SK.19 ncu maddesi uyarınca naklen atama işleminin sonuçlanması beklenilmekte, 5’i haklarında yürütülen soruşturma sonucu görevlerine iade edilmiş bulunmakta, 15’i hakkındaki soruşturmalar ise devam etmektedir.
Ayrıca Teşkilatımıza memur alımları konusunda da çalışmalar yapılmıştır. Personel temin sürecinde 17-25 Aralık 2013 sonrasında uygulanan prosedüre ilave olarak, 26.04.2014’te yürürlüğe giren 6532 sayılı Kanun ile birlikte 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na getirilen yenilikler çerçevesinde;
Adayların Psikofizyolojik Doğrulama Testi (Yalan Makinası) ve mülakatlarına uzman personel eşliğinde tabi tutulması,
Test ve güvenlik tahkikat süreci neticesinde elde edilen veri sonuçlarının komisyon (heyet) tarafından değerlendirilmesi, aday ile Teşkilat metot ve prensipleri çerçevesinde mülakat yapılması,
MİT Kanunıfnda Teşkilatımıza verilen yetkiye dayanarak personel adaylarının iletişiminin denetlenmesi,
MİT’in kendine has haber derleme yöntemleri kullanılarak, personel adayı hakkında hedef ittihaz edilen oluşumlarla olası bağını ortaya koyacak şekilde araştırma yapılması,
cihetine gidilerek personel tahkikatları derinleştirilmiştir.”